Ceyhun Fersoy: "Seksenlerin final haberini alınca 1 saat kendime gelemedim"

genel
genel

Seksenler dizisinde Almancı Şahin olarak tanıdığımız, tiyatro sahnelerinin en iyi komedi oyuncularından Ceyhun Fersoy'u oyun provasında ziyaret ettik ve tiyatroya, sinemaya ve gündelik hayata dair samimi bir röportaj gerçekleştirdik.

Ailenin komik çocuğuyken oyunculuğa adım atma hikayenizi bir de sizden dinleyelim mi?

-Ben çocukluğumdan beri hep böyle hiperaktif bir çocuktum ve sürekli insanları güldürmeyi, eğlendirmeyi seven bir tiptim. Aslında bunun oyunculuk olduğunu sonradan fark ettim. Fıkra anlatıp herkesi güldüren bir çocukken, bunun ilerde hayatımın mesleği olacağını tahmin etmiyordum. Oyunculuğa başlamam aslında bunların temeliydi.

Oğlum ‘mühendis ol, doktor ol’ diyen yok muydu?

-Ailem sürekli benim oyuncu olmamı istiyordu ama ben oyunculuktan önce perküsyon deneyimim oldu. Ben kendimi bildim bileli darbuka, davul, bendir çalıyordum ve hatta konservatuar sınavına da girdim. Yurt dışından geldiğim için dilimden dolayı mülakatı geçemedim. Sonrasında ailem oyunculuk okumam için ısrar etti ama ben futbolu tercih ettim. Futboldan da bir şey olmayınca oyunculuğa güzel bir geçiş oldu ve çokta iyi oldu.

Bu süreçte ümitsizliğe düştüğünüz oldu mu?

-Ümitsizliğe düştüğüm anlar oldu. Yedi sene oyunculuk eğitimi aldıktan sonra yedi sene hiç iş yapmadım. O dönemde hep farklı işler yaptım. Bir gece kulübünde barmenlik yaptım, valelik yaptım, halkla ilişkilerde çalıştım, komilik yaptım, bulaşıkçılık yaptım. Bağdat caddesindeki çoğu mekanda çalışmışımdır. Bu deneyimler hayatıma çok şey kattı. Ümitsizliğe kapıldığım anlar ‘evet’ oldu ama sonradan kendimi buldum diyebilirim.

Biraz BKM dönemini sizden dinlemek istiyorum. Genç yaşta Altan Erkekli, Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan gibi usta oyuncularla Bir Demet Tiyatro’da oynadınız. Ayağınızın titrediği oldu mu?

-BKM Mutfak benim için hayatımda ayağıma gelecek en büyük şanslardan, fırsatlardan bir tanesiydi. Oyuncuların hayatlarında dönüm noktaları vardır ve bu fırsatlar maksimum 2 defa gelir. Benim dönüm noktalarımdan bir tanesi kesinlikle BKM Mutfak ile tanışmamdı. Senin de dediğin gibi Altan Erkekli, Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan, Tolga Çevik, Zerrin Sümer, Sinan Bengier gibi ustalar bizim hocamızdı. Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ’dan 3,5 yıl eğitim aldım ve bizimle çok ilgilendiler. Oyunculuğu tamamen orada öğrendim diyebilirim. Onlarla ilk sahneyi paylaştığımda ayaklarım tabi ki titriyordu. Ustalarla aynı seti paylaşmak hayatıma çok şey kattı ve inanılmaz bir deneyimdi. Sen bu soruyu sorunca eskiye götürdün beni o dönem 23 yaşındaydım herhalde.

Şu kişiyle tanışmasaydım bu yerlere gelemezdim dediğiniz biri var mı?

-Çok güzel bir soru bu. Bana daha önce bu soruyu kimse sormadı. Hayatımda bu tarz çok insan var ama tiyatroyu, oyunculuğu sevmeme sebep olan insan Nedim Saban’dır. 2003 yılında Tiyatro Kare’nin oyuncu ve müzisyen aradığı ilanını gördüm ve seçmelere katıldım. Vurmalı enstrüman çaldığım için müzisyen seçmelerine girdim. Bir hafta sonra bana başrol teklif ettiler. Ben bunu yapamayacağımı söyledim ama Nedim abi bana inandı. Hakkını ödeyemem, kendisinden çok şey öğrendim. Beni tanıyorsanız buna vesile olan diğer isimler Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ ve Tolga Çevik’tir.

Herkesin sizi tanıdığı Şahin karakterinin ve Seksenler dizisinin hayatınızdaki yeri?

-Hayatımda en önemli yerden biri BKM Mutfak demiştim. İkinci en önemli ve iz bırakan, hayatımın sonuna kadar unutamayacağım yer Seksenler dizisidir. 10 sene sonra Seksenler dizisini hatırlayınca çok duygusal anlar yaşayacağımdan eminim. Şahin karakterini doğurttuk, büyüttük ve insanlar sevdi, ben de sevdim. Seksenler ve Şahin hep hayatımda olacak.

Dizinin final kararı aldığını duyduğunuzda ne hissettiniz?

-Çok üzüldüm ama bir gün final çekeceğiz diye bir mesaj veya maili bekliyorduk. Hafiften de esasında birkaç hafta öncesinde bunu hissetmiştim ama belli etmiyordum. İki sene önce bunu kendi kendime düşünmüştüm. Final kararı ilk duyduğumda ne hissederim diye düşünüyordum, mail gelince başta şaka gibi geldi. Bir saat sonra aklım başıma geldi ama hayat böyle, başta kötü oldum, duygusallaştım, mutlu da oldum çünkü insanlar yaptığımız işi sevdi. Bundan sonra hayatımda böyle güzel insanların olduğu bir iş yapmak tekrar nasip olur inşallah ama çok zor gözüküyor.

Şahin rolü üzerime yapışabilir hissine kapıldığınız oluyor mu?

-Evet oldu. Şahin rolü üzerime yapışır diye çok zaman oldu. Bu işten sonra üzerime yapışan rolü unutturmak için Tiyatro ve Televizyon çalışmalarımda farklı bir rolle herkesin karşısına çıkacağım.

Kendinizi seyrederken ne hissediyorsunuz?

-Kendimi izlerken çirkin buluyorum. (gülüşmeler) Kendimi seyretmeyi sevmiyorum. Eğer izliyorsam hemen bir hatamı bulmak istiyorum. Kendimi birazcık çirkin buluyorum ama iyi oynuyorum. (gülüşmeler)

Yakaladığınız popülerliğin sizi şımarttığını düşünüyor musunuz?

–Kesinlikle düşünmüyorum. Asla egolu ve şımarık biri değilim. Yolda herkese selam veririm. Zaten muhabbet adamı olduğum için herkes sever beni.

Oyunculuğunu örnek aldığınız biri var mı?

-Çok var ama kafa olarak, oyuncu olarak, yazar olarak ve izinden yürüdüğüm için ustam Yılmaz Erdoğan’ı örnek alıyorum. Oyuncu olarak örnek aldığım diğer kişiler; Nejat İşler, her rolün üstünden gelebilen komedi ve dramı çok iyi oynayan Ozan Güven ve Ata Demirer’in komedisini seviyorum.

Ulaşamadığın biri ile tanışıp sohbet etme olanağın olsaydı bu kim olurdu? Ondan neler öğrenmek isterdin?

- William Shakespeare ile tanışmak ve sohbet etmek isterdim. (gülüşmeler) Nasıl bir kafayla bu oyunları yazdığını sorardım. Çünkü çok büyük bir yazar. Bütün oyunlarını biliyorum. Onun oyunlarını oynamak gerçekten çok zor.

Hayatınızda “bu projede neden bulundum” dediğiniz bir pişmanlık var mı?

-Çok saçma bir filmde oynamıştım. Pişman da oldum aslında ama paraya ihtiyacım olduğu için Neşeli Gençlik diye bir filmde oynamıştım. Neşeli Gençlik’te neden oynadığımı hala sorguluyorum. (gülüşmeler)

Yerli dizilerin uzunluğunu hakkında bütün oyuncular şikayetçi bunun için gerçekçi bir önerin var mı?

-Yerli diziler için etrafta dolaşan mektuplar, sendikalara verilen mektuplar elden ele dolaşıyor. Sette çalışan emekçi arkadaşlarımız için şartlar çok daha zor. Çok uzun dizilerimiz var, kendi dizimi de buna katıyorum. Bizden ziyade o diziye emek veren insanlara çok saygı duyuyorum. Bu işten para kazanıp evlerine ekmek götürüyorlar. Yasa yürürlüğe girdikten sonra inşallah dizilerin süresi azalınca her şey daha iyi olacak. İnternet dizisi olan Masum ve Fi dizileri hap gibi bir saatte bitiyor. Bu tarz diziler birkaç tane daha yapıldıktan sonra televizyona da geçecektir. Yerli dizilerin yersiz uzun olduğuna ben de katılıyorum.

Son yıllarda dizilerdeki hikayelerin niteliğinin düştüğünü düşünüyor musun?

-Tabi kısır bir döngü olduğu için aynı konular başka şekilde işleniyor. Yeni başlayan dizilere bakıldığında ilk 13 bölüm her şey çok güzel gidiyor. Yirminci bölüme gelene kadar konuyu uzatmak için çabalayan senaristler, ne kadar yeni karakter eklese de cepten yemeye başlıyor ve hikaye tekrar başa dönüyor.

Yeni nesil oyunculardan çok iyi yerlere geleceğini düşündüğünüz biri var mı?

-Benim o, cevap ben. (gülüşmeler) İlerde kendimi çok iyi görüyorum. Şaka bir yana çok yetenekli arkadaşlar görüyorum ama isimlerini hatırlamıyorum kusura bakmasınlar.

Herkesi gülümseten biri olarak sizi gülümseten şeyler nelerdir?

-Ben eşime çok gülüyorum. Onun çok saf ve temiz bir kalbi var. Bazı sorular sorduğunda bana çok komik geliyor, ona çok gülüyorum. Kuzenim var Emrah ve diğer kuzenim Gökhan’a çok gülüyorum. Babama çok gülüyorum, panik atak olduğu için beni çok güldürüyor. Oyuncu olarak Cem Yılmaz ve Ata Demirer’i diye bilirim.

Çocukluğunuzdan en çok neyi özlüyorsunuz?

-Çocukluğumdan her şeyi özlüyorum. Mahallede top oynarken annemin oğlum çok koştun yeter artık demesini bile özlüyorum.

Evlilik hayatınızda neler değiştirdi?

-Sorumluluk sahibi oldum. Kendim için değil ailem ve evim çalıştığımı hissediyorum. Alışverişe çıktığım zaman eşimin neyi eksik, evimin neyi eksik onu düşünüyorum.

Röportajımızın sonuna gelirken yeni oyunuzu ve yeni projelerinizi sizden dinleyelim?

-Her şey için çok teşekkürler bana bu köşeyi ayırdığınız için ben bütün genç arkadaşlarla hoş güzel sohbet geçirmeyi çok seviyorum. Sizlerden çok şey öğreniyorum. Zamanında bende sizin tarafınızdaydım. Benim böyle gazetem ya da bir dergim yoktu ama gidiyordum oyuncularla sohbet ediyordum. Onlardan çok şey öğreniyordum ve öğretiyordum. Benimde sizden öğreneceğim çok şeyler var ve öğretiyorsunuz da, çok teşekkürler. Yeni bir oyun çalışıyoruz Ramazan ayı için, hatta oyun çıktı diyebiliriz. Yeni sezon için birkaç diziyle görüşüyorum ama aslında ben bu sezon büyük konuşmak istememekle beraber dizi yapmak istemiyorum. 4 sezondur tiyatro yapıyorum ama bu sezon sahneye daha güzel oyunlar yapmak istiyorum. 2 tane oyun var, eğer olursa Ray Cooney’in bir oyununu sahnelemek istiyorum. Banka reklamım devam ediyor yeni sezonda da ve birkaç sinema filmi görüşmem var. Hayırlısı bakalım şuan hayatımda tek istediğim tek kişilik oyunumu sahnelemek.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >