Köklü edebiyat geçmişine sahip Asya Kıtası'ndan 5 etkileyici şiir

Şiir
Şiir

Muhtemelen daha önce adını dahi duymadığınız 5 usta şairin etkileyici şiirleri

Asya toprakları son birkaç yüzyılda ticaret, kültür, sanat gibi alanlarda Avrupa'nın gerisinde kalmasına (veya öyleymiş gibi lanse edilmesine) karşın çok uzun bir zaman ticaretin,bilimin,sanatın merkezi olmuştur. Farklı kıtalarda bulunan birçok ülke tarafından hayranlıkla takip edilen Asya ülkesi edebiyetta da köklü bir geçmişe sahiptir. Her Boydan dergisinin Ocak 2016 sayısında ülkemizde çokça bilinmeyen farklı ülkelerin şairlerinin eserleri yayımlandı. Kimi daha genç kimi ise yıllar önce bu dünyadan göçüp gitmiş olan bu yazarların eserlerinden 6 tanesini sizler için listeledik.

Tatar edebiyatının önemli isimlerinden olan Musa Celil'in şiiri

                                    
                                    Son Şarkı
Yeryüzü ne kadar geniş,

Neşeli ve Aydınlık!

Ama hücrem kapkaranlık,

Kapısı Kilitli


Gökte bir kuş uçuyor

Yukarı, daha yukarı

Bense debelenip duruyorum yerde

Ellerim bukağılı.


Bir çiçek büyüyor dışarıda

Yağmurla yıkanıp;

Bense kuruyor, soluyorum

Hücremde kedere batıp.


Bilirim, çok tatlıdır

Ya hayat duygusu!

Heyhat ben ölüyorum,

Bu şarkı - en sonuncusu!..


Çeviren: Alina Minsafina
Tatar edebiyatının önemli isimlerinden olan Musa Celil'in şiiri Son Şarkı Yeryüzü ne kadar geniş, Neşeli ve Aydınlık! Ama hücrem kapkaranlık, Kapısı Kilitli Gökte bir kuş uçuyor Yukarı, daha yukarı Bense debelenip duruyorum yerde Ellerim bukağılı. Bir çiçek büyüyor dışarıda Yağmurla yıkanıp; Bense kuruyor, soluyorum Hücremde kedere batıp. Bilirim, çok tatlıdır Ya hayat duygusu! Heyhat ben ölüyorum, Bu şarkı - en sonuncusu!.. Çeviren: Alina Minsafina
Kazakistan'ın yeni nesil genç denemecisi ve şairi Ardak Nurgazi'nin şiiri

                                    
                                    Sessizlik
Gecenin perdelerini indiren el...
Bakıp ışığa
Şişenin dibinde sıkışmış
Bir tutam buluta gülümsedi

Karanlığın gözevlerinden fırlayan
oktan
Ağarmış bir iz kaldı,
Pencerenin dışında
Kayıp, geceyi biçerken yıldız

Çeviren:Zhazira Tashmatova
Kazakistan'ın yeni nesil genç denemecisi ve şairi Ardak Nurgazi'nin şiiri Sessizlik Gecenin perdelerini indiren el... Bakıp ışığa Şişenin dibinde sıkışmış Bir tutam buluta gülümsedi Karanlığın gözevlerinden fırlayan oktan Ağarmış bir iz kaldı, Pencerenin dışında Kayıp, geceyi biçerken yıldız Çeviren:Zhazira Tashmatova
Azerbaycan'da istiklal nişanı sahibi halk şairi Bahtiyar Vahabzade

                                    
                                    Ben Türküm
Sen bizi kandırdın yıllardan beri,
Ben çarkıfelekten ders götürmüşüm.
Elin anasından süt emenleri,
Elin hizmetini yapanı görmüşüm.

Yeter çektiğimiz ölümden beter,
Eski pazardaki eski fiyattan
Milleti yüz kere yorduğun, yeter.
Yüz arkın suları akmaz bir arktan.

Aslımı, neslimi iyi tanırım ben,
Karışık değilim, yoktur bir ürküm.
Sen kimsin, sen nesin, var mı bilen?
Ben ilk kaynağımdan Türkoğlu Türküm!

Kanıtıdır, delildiri aklın kıblesi
Değiştirebilirsin aklımı ancak.
En son anımda da kalbmin sesi,
"Türküm" -gerçeğini fısıldayacak.

Çeviren: Faruk Rehimov
Azerbaycan'da istiklal nişanı sahibi halk şairi Bahtiyar Vahabzade Ben Türküm Sen bizi kandırdın yıllardan beri, Ben çarkıfelekten ders götürmüşüm. Elin anasından süt emenleri, Elin hizmetini yapanı görmüşüm. Yeter çektiğimiz ölümden beter, Eski pazardaki eski fiyattan Milleti yüz kere yorduğun, yeter. Yüz arkın suları akmaz bir arktan. Aslımı, neslimi iyi tanırım ben, Karışık değilim, yoktur bir ürküm. Sen kimsin, sen nesin, var mı bilen? Ben ilk kaynağımdan Türkoğlu Türküm! Kanıtıdır, delildiri aklın kıblesi Değiştirebilirsin aklımı ancak. En son anımda da kalbmin sesi, "Türküm" -gerçeğini fısıldayacak. Çeviren: Faruk Rehimov
Kazak edebiyatında 20. yüzyılın göze çarpan isimlerinden birisi Sultanmahmut Torayghirov'un şiiri

                                    
                                    Çocukluk Çağı
Çocukluk, senden güzel bir gün var mı?
Çocukken kalbinden hiç hüzün var mı?
Hepsine ulaşır, hepsini alırım,
Hayale yetmeyen tahammülün var mı?

Zengin, yoksul aynı çocuk için
İyi, kötü, cahil ayrımı niçin?
Zalimlik ve günah nedir bilmezler,
Kadın erkek demez bağlanmak için.

Uzak ve yakın diye ayrım yapmaz,
Beyazı karalayıp yalan atmaz.
Nedir ömür, ölüm, cennet, tamu
Şans, kıskançlık, sinsilik tanımaz.

Kaygı, ilginçlik nedir bilmez,
Servet ve mutluluğu gözü görmez.
Kötü, iyi sözleri ayırt etmeyip,
Ne desen meraklanıp kulakların dikmez.

Ah be, çocukluk günü, geçiyorsun,
Arkana bakamayıp da gidiyorsun.
Gençliğe yaşlılık gelip yetişir,
Ey ecel, gecikmeden geliyorsun.

Cazip, tatlı ömür, sen bitiyorsun,
Ey sabırsız ecel, sen bekliyorsun:
Doğduğunda sevindiğin canı da,
Bir gün doğmamış gibi yok ediyorsun.
Çeviri: Zhanyl Bozayeva
Kazak edebiyatında 20. yüzyılın göze çarpan isimlerinden birisi Sultanmahmut Torayghirov'un şiiri Çocukluk Çağı Çocukluk, senden güzel bir gün var mı? Çocukken kalbinden hiç hüzün var mı? Hepsine ulaşır, hepsini alırım, Hayale yetmeyen tahammülün var mı? Zengin, yoksul aynı çocuk için İyi, kötü, cahil ayrımı niçin? Zalimlik ve günah nedir bilmezler, Kadın erkek demez bağlanmak için. Uzak ve yakın diye ayrım yapmaz, Beyazı karalayıp yalan atmaz. Nedir ömür, ölüm, cennet, tamu Şans, kıskançlık, sinsilik tanımaz. Kaygı, ilginçlik nedir bilmez, Servet ve mutluluğu gözü görmez. Kötü, iyi sözleri ayırt etmeyip, Ne desen meraklanıp kulakların dikmez. Ah be, çocukluk günü, geçiyorsun, Arkana bakamayıp da gidiyorsun. Gençliğe yaşlılık gelip yetişir, Ey ecel, gecikmeden geliyorsun. Cazip, tatlı ömür, sen bitiyorsun, Ey sabırsız ecel, sen bekliyorsun: Doğduğunda sevindiğin canı da, Bir gün doğmamış gibi yok ediyorsun. Çeviri: Zhanyl Bozayeva
Türkmenistan'ın yedi büyük şairinden (Yedigen) birisi olan Mollaveli Kemine'nin şiiri

                                    
                                    İçinde
Bu dünyada gafil oldum, oturdum,
Yıkılmadım şirin canın içinde;
Cİhanın derdini tartıp getirdim,
Dara düştüm koca cihan içinde.

Dostlar ile bir marifet açmadım,
Gül ömrümde gül goncası kucaklamadım,
Nâz u nimet görüp, yiyip içmedim,
Aşsız kaldım aşla ekmek içinde.

Çıktım yücelere, etrafa baktım,
Gönlüm bin parçadır, yalnızdır başım,
Hani benim cana canım yoldaşım,
Misafirim Türkmenlerin içinde.

Göğe uzatsam, göğe elim yetmiyor,
Yere baksam, gönlüm karar etmiyor,
Senin şu dünyana güneşim ermiyor,
Kara yerin - ejderhanın içinde.

Karıncanın nispetince değeri var,
Sinek uçsa, kanadı var, canı var,
Her evin bir adaletli hânı var,
Hansız kaldım beyin hanın içinde.

Yirmi dokuz yıldır gezdim devranı,
Yar, istemem sensiz fâni cihanı,
Kerime - tavus gibi süzer idin her yanı,
Gayrı sevinç oktur dünya içinde.

Çeviren: Maksat Annataganov
Türkmenistan'ın yedi büyük şairinden (Yedigen) birisi olan Mollaveli Kemine'nin şiiri İçinde Bu dünyada gafil oldum, oturdum, Yıkılmadım şirin canın içinde; Cİhanın derdini tartıp getirdim, Dara düştüm koca cihan içinde. Dostlar ile bir marifet açmadım, Gül ömrümde gül goncası kucaklamadım, Nâz u nimet görüp, yiyip içmedim, Aşsız kaldım aşla ekmek içinde. Çıktım yücelere, etrafa baktım, Gönlüm bin parçadır, yalnızdır başım, Hani benim cana canım yoldaşım, Misafirim Türkmenlerin içinde. Göğe uzatsam, göğe elim yetmiyor, Yere baksam, gönlüm karar etmiyor, Senin şu dünyana güneşim ermiyor, Kara yerin - ejderhanın içinde. Karıncanın nispetince değeri var, Sinek uçsa, kanadı var, canı var, Her evin bir adaletli hânı var, Hansız kaldım beyin hanın içinde. Yirmi dokuz yıldır gezdim devranı, Yar, istemem sensiz fâni cihanı, Kerime - tavus gibi süzer idin her yanı, Gayrı sevinç oktur dünya içinde. Çeviren: Maksat Annataganov
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >