2017 Avrupa için nasıl bir yıl olacak

Birleşik Krallığın AB’den ayrılmasından bu yana Avrupa’da hiçbir şey eskisi gibi değil. Buna göç olayları siyasi çalkantılarda eklenince Avrupa ister istemez gittikçe zora girmekte. 2016’yı Avrupa nasıl geçirdi? 2017’de neler bekliyor gelin birlikte bakalım.

2016 yılında Avrupa oldukça çalkantılı bir dönem geçirdi. Emekli maaşı ve diğer yapısal reformlar sonucu ülkeler zor duruma düştü. Euro bölgesinden Yunanistan'ın ayrılması söz konusu olabilir. Grexit (Greek Euro Exit'ın birleşimi. Yani Yunanistan'ın Avrupa Birliği ortak para birimi olan Euro'dan çıkışı) Avrupa'da parasal birliğin sona ermesinin başlangıcı olabilir. Grexit ortaya çıkarsa, Birleşik Krallık AB'den çıkışını kesin ve net olarak daha da hızlandırabilir. İngiltere'de birçok kişi için AB batan bir gemiye benzetilse de genç nesil halen umutlu.

Göç krizinin de Avrupa için varoluşçu bir tehdit oluşturduğunu savunabiliriz. Ancak konu, 2015 yılında Avrupa'ya giren milyonlarca yeni insan değil. Afrika ve Ortadoğu'nun büyük bölümlerinde yerinden edilmiş, iç savaş geçirmiş, şiddet görmüş, çölleşme ve ekonomik çöküşten kaçmak isteyenlerin sayısı 10 milyonları geçiyor. Avrupa, bu soruna koordineli bir çözüm bulamazsa AB üye devletleri arasındaki iç sınırlar çok zorda olsa tekrar ortaya çıkabileceğe benziyor.





İtalya'da, Başbakan Matteo Renzi, kamuoyu araştırmalarında yükselen iki anti-euro popülist partinin saldırısına maruz kaldıktan sonra ve yapılan anayasa değişikliği referandumundan ağır yenilgiyle çıkmasının ardından kendisinin ve hükümetinin istifasını verdi. Almanya'da Başbakan Angela Merkel'in liderliği, Suriyeli sığınmacının ülkeye girmesine izin verme konusunda cesur fakat tartışmalı kararını takiben tehdit altına girdi.

Kısacası, Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu ile Avrupalıların istediği arasındaki mesafe gittikçe artıyor. Euro bölgesi ve AB, çoklu tehditlerle karşı karşıya. Görünen odur ki üye devletlerin gittikçe ulusal bir yaklaşım benimseyip Avrupa çapında çözümlerin imkânlarını zayıflatmasıdır. Çözüm olarak Avrupa'nın daha fazla işbirliği entegrasyon, risk paylaşımı ve dayanışmaya ihtiyacı var. Fakat bunun yerine, Avrupalılar milliyetçilik, farklılaşma ve parçalanmayı benimsiyor gibi görünüyor.





2017'ye gelirsek; seçim yılı diyebiliriz. Çünkü Avrupa'nın en önemli 2 ülkesi Almanya ve Fransa seçime gidiyor. Avrupa'da 2017 yılında gerçekleştirilecek seçimlerde de benzer bir ayrılıkçı politika profili ortaya çıkabilir. Bu durumun Avrupa Birliği bağlamında çok ciddi ekonomik sonuçları olacaktır.

Merkel'in partisi, hâlen halk desteğinin çoğunluğunu elde tutsa da bir araştırma şirketinin yaptığı ankete göre, Avrupa'nın mültecilere kapısını açması gerektiğini savunan Merkel'e destek oldukça azaldı. Araştırmaya katılanların yüzde 64'ü Merkel'in 2017'de yapılacak genel seçimlerde başbakan olmasını istemiyor.

Fransa'da ise sağdaki Ulusal Cephe, bu ayın başlarında birkaç bölgede iktidara yakın bir yere geldi ve lideri Marine Le Pen, 2017'de yapılacak başkanlık seçimlerinde iyi bir performans gösterebilir. Bir ankete göre Fransızların yüzde 85'i Hollande'ın yeniden adaylığına karşı. Dolayısıyla 2017 yılı Avrupa için çok da parlak bir tablo çizmeyebilir. Yeni girdiğimiz bir yılın Avrupa'ya ne getireceğini hep birlikte göreceğiz.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >