Afganistan'dan ışık saçan alimler

Afganistan 18 yıldır ABD ile süren savaşın içerisinde bulunuyor
Afganistan 18 yıldır ABD ile süren savaşın içerisinde bulunuyor

ABD Başkanı Donald Trump, 18 yıldır süren Afgan savaşıyla ilgili konuştu. Ülke içerisinde bulunan askerleri geri çekme durumuyla ilgili görüşlerini dile getiren Trump, ''Afganistan adeta teröristler için bir laboratuvar. Ben teröristlerin Harvard'ı diyorum'' dedi. Ancak Afgan, uzun yıllar boyunca birçok alim yetiştirerek, çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir ülke olarak biliniyor.

Afganistan denilince akla ilk gelen şeylerden birisi savaş oluyor. Önce Sovyet, ardından Amerika işgali ile imparatorluklar mezarı olan Afganistan artık sadece savaştan ibaret. Afganistan tarihinde çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, topraklarında nice imparatorlukları konuk etmiş ve ışık saçacak nice alimleri yetiştirmiş bir ülkedir.

Afganistan’dan yetişmiş, Afgan alimler kimdir?


                                    Mukâtil b. Hayyân (ö.
135/752): Ebû Hanîfe’nin sohbetinde bulunmuş olup

müçtehit
ve müfessir düzeyinde bir âlimdir. Belh valiliği görevini
yürüttüğü gibi bir

müddet
Buhara kadısı olarak da görev yaptı. Hicri 135 yılında Kabil’de
vefat etti.
Mukâtil b. Hayyân (ö. 135/752): Ebû Hanîfe’nin sohbetinde bulunmuş olup müçtehit ve müfessir düzeyinde bir âlimdir. Belh valiliği görevini yürüttüğü gibi bir müddet Buhara kadısı olarak da görev yaptı. Hicri 135 yılında Kabil’de vefat etti.

                                    Ebû Ubeydillah b. İsmail b.
Süleymân b. Dâvûd b. Ahmed b. Ebî Hüreyre (ö.

140/757):
Belh’te doğdu. Birçok telife sahip olan bu zat aynı zamanda
müçtehit ve

muhaddistir.
Ebû Ubeydillah b. İsmail b. Süleymân b. Dâvûd b. Ahmed b. Ebî Hüreyre (ö. 140/757): Belh’te doğdu. Birçok telife sahip olan bu zat aynı zamanda müçtehit ve muhaddistir.

                                    Mukâtil b. Süleymân (ö.
150/767): Müfessir, muhaddis ve fakih gibi özelliklere sahip bir
zattır. Mukâtil b. Süleymân et-Tefsîru’l-Kebîr adlı esere
sahip olmakla

beraber
kaleme aldığı başka eserleri de bulunmaktadır. Belh asıllı
olan Mukâtil

Belh’te
bulunduğu süre boyunca tefsir dersi verdi. Basra’da bulunduğu
sırada yani

hicri
150 (veya 158) tarihinde burada vefat etti.
Mukâtil b. Süleymân (ö. 150/767): Müfessir, muhaddis ve fakih gibi özelliklere sahip bir zattır. Mukâtil b. Süleymân et-Tefsîru’l-Kebîr adlı esere sahip olmakla beraber kaleme aldığı başka eserleri de bulunmaktadır. Belh asıllı olan Mukâtil Belh’te bulunduğu süre boyunca tefsir dersi verdi. Basra’da bulunduğu sırada yani hicri 150 (veya 158) tarihinde burada vefat etti.

                                    Ebû Ali Ömer b. Meymûn b.
Bahr b. Sa’d er-Remmâh el-Belhî (ö. 161/778):

Kâdî-yi
Belh olarak da bilinen bu zat Bağdad’a gidip bizzat Ebû
Hanîfe’den fıkıh

dersi
aldı. Ebû Hanîfe’nin kendisine çok değer verdiği zatlardan
bir zat idi. Belhî

buradaki
eğitimin ardında Belh’te 20 yıldan fazla kadılık görevini
yürüttü.
Ebû Ali Ömer b. Meymûn b. Bahr b. Sa’d er-Remmâh el-Belhî (ö. 161/778): Kâdî-yi Belh olarak da bilinen bu zat Bağdad’a gidip bizzat Ebû Hanîfe’den fıkıh dersi aldı. Ebû Hanîfe’nin kendisine çok değer verdiği zatlardan bir zat idi. Belhî buradaki eğitimin ardında Belh’te 20 yıldan fazla kadılık görevini yürüttü.

                                    Ömer b. Harun el-Belhî (ö.
196/812): Fıkhi derinliğinden dolayı müftü konumuna sahiptir.
Başta hadis ilmi olmak üzere birçok ilimdeki derinliğinden dolayı
kendisine Bahru’l-ulûm (ilim denizi) ismine layık görülen bir
âlimdir.
Ömer b. Harun el-Belhî (ö. 196/812): Fıkhi derinliğinden dolayı müftü konumuna sahiptir. Başta hadis ilmi olmak üzere birçok ilimdeki derinliğinden dolayı kendisine Bahru’l-ulûm (ilim denizi) ismine layık görülen bir âlimdir.

                                    Ebû Mutî’ Hakem b.
Abdillah b. Mesleme el-Belhî (ö.199/814):  el-Belhî

Ebû
Hanîfe’nin ders halkasında bulunan talebelerinden biridir. O aynı
zamanda

Ebû
Hanîfe’ye nispet edilen el-Fıkhü’l-ekber ile el-Fıkhü’l-ebsat
adlı eserlerinin

râvisidir.
Belh kadılığı yapmakla beraber, Horasan’da Hanefi mezhebinde
önemli

bir
yere de sahip olan bir âlimdir.
Ebû Mutî’ Hakem b. Abdillah b. Mesleme el-Belhî (ö.199/814): el-Belhî Ebû Hanîfe’nin ders halkasında bulunan talebelerinden biridir. O aynı zamanda Ebû Hanîfe’ye nispet edilen el-Fıkhü’l-ekber ile el-Fıkhü’l-ebsat adlı eserlerinin râvisidir. Belh kadılığı yapmakla beraber, Horasan’da Hanefi mezhebinde önemli bir yere de sahip olan bir âlimdir.

                                    Halef b. Eyyub, Ebû76 Said
el-Gâmirî el-Belhî (ö. 205/820): Derin bir fıkıh

bilgisine
sahip olduğu gibi hadis ilmine de sahiptir. Fıkıh ilmindeki bu
durumundan dolayı kendisine Müfti’l-meşrık (Doğunun müftüsü)
ismi verildi. Halef b.

Eyyub
Ebû Yûsuf ve Muhammed b. Hasan eş-şeybanî gibi zatlardan fıkıh
dersini

aldı.
Ders aldığı hocaları, onun sahip olduğu ilmi derinlik ve
kişiliğinden dolayı

kendisine
daha farklı bir yaklaşım sergiliyorlardı. Bir gün Halef Ebû
Yûsuf ’un dersine gelmeyince Ebû Yûsuf onun gelmeme sebebini
araştırdı. Hasta olduğu için gelemediğini öğrenince “o
derse gelmeden ben ders veremem” dedi. Ebû Yûsuf ’un bu

söylemi
üzerine öğrencilerinden biri Ebû Yûsuf ’a “bir kişi için
50 veya 60 bin kişinin

dersini
ihmal mi edeceksiniz?” diye sordu. Ebû Yûsuf da: “Evet o ilmi
Horâsân’a 


yayan
kimsedir. Sizden hiç biriniz onun gibi değilsiniz ” diye cevap
verdi. Fıkıh ilmindeki derinliğine de örnek olması bakımından
şöyle bir durum rivayet edilmektedir.

Bir
gün Muhammed b. Hasan ile bir meseleye dair güneşin doğuşundan
öğleye

kadar
devam eden bir münazarada bulundu.
Halef b. Eyyub, Ebû76 Said el-Gâmirî el-Belhî (ö. 205/820): Derin bir fıkıh bilgisine sahip olduğu gibi hadis ilmine de sahiptir. Fıkıh ilmindeki bu durumundan dolayı kendisine Müfti’l-meşrık (Doğunun müftüsü) ismi verildi. Halef b. Eyyub Ebû Yûsuf ve Muhammed b. Hasan eş-şeybanî gibi zatlardan fıkıh dersini aldı. Ders aldığı hocaları, onun sahip olduğu ilmi derinlik ve kişiliğinden dolayı kendisine daha farklı bir yaklaşım sergiliyorlardı. Bir gün Halef Ebû Yûsuf ’un dersine gelmeyince Ebû Yûsuf onun gelmeme sebebini araştırdı. Hasta olduğu için gelemediğini öğrenince “o derse gelmeden ben ders veremem” dedi. Ebû Yûsuf ’un bu söylemi üzerine öğrencilerinden biri Ebû Yûsuf ’a “bir kişi için 50 veya 60 bin kişinin dersini ihmal mi edeceksiniz?” diye sordu. Ebû Yûsuf da: “Evet o ilmi Horâsân’a yayan kimsedir. Sizden hiç biriniz onun gibi değilsiniz ” diye cevap verdi. Fıkıh ilmindeki derinliğine de örnek olması bakımından şöyle bir durum rivayet edilmektedir. Bir gün Muhammed b. Hasan ile bir meseleye dair güneşin doğuşundan öğleye kadar devam eden bir münazarada bulundu.

                                    İbrahim b. Tehmân Başânî,
el-Herevî, Mekkî (ö.163/779): Herat ilinin Başân

köyüne
mensup olduğu için kendisine Herevî, Başanî; daha sonra da
Mekke’ye gidip

vefatına
kadar orada ikamet ettiği için de Mekkî denmiştir. Kütüb-i
Sitte’de rivayetleri yer bulan Mekkî, Mürcie mezhebine mensup
olup Cehmiyye mezhebine karşı

ciddi
bir mücadele ortaya koyan bir zattır. Hadis, tefsir ve fıkıh
ilimlerinde önde

gelen
âlimlerden biri olmakla beraber Abdullah b. Mübarek’e ders
hocalığı yaptı.
İbrahim b. Tehmân Başânî, el-Herevî, Mekkî (ö.163/779): Herat ilinin Başân köyüne mensup olduğu için kendisine Herevî, Başanî; daha sonra da Mekke’ye gidip vefatına kadar orada ikamet ettiği için de Mekkî denmiştir. Kütüb-i Sitte’de rivayetleri yer bulan Mekkî, Mürcie mezhebine mensup olup Cehmiyye mezhebine karşı ciddi bir mücadele ortaya koyan bir zattır. Hadis, tefsir ve fıkıh ilimlerinde önde gelen âlimlerden biri olmakla beraber Abdullah b. Mübarek’e ders hocalığı yaptı.

                                    Ebû Sa’d Muhammed b. Nasr
b. Mansûr el-Herevî el-Bişkânî (ö. 518/1125):

Herat’ın
Bişkân bölgesinden olup Hanefi mezhebinin önde gelen
fakihlerindendir.

Hicri
502 yılında Abbâsîlerin 28. halifesi el-Müstazhir Billâh
döneminde Bağdata

kadı
olarak atandı ekda’l-kudât (en iyi kadı) lakabıyla da bilinen
el-Bişkânî Bağdat haricinde de birçok bölgede kadılık
görevlerinde bulunmuş olup Hemedan’da

Batınîler
tarafından şehid edildi.
Ebû Sa’d Muhammed b. Nasr b. Mansûr el-Herevî el-Bişkânî (ö. 518/1125): Herat’ın Bişkân bölgesinden olup Hanefi mezhebinin önde gelen fakihlerindendir. Hicri 502 yılında Abbâsîlerin 28. halifesi el-Müstazhir Billâh döneminde Bağdata kadı olarak atandı ekda’l-kudât (en iyi kadı) lakabıyla da bilinen el-Bişkânî Bağdat haricinde de birçok bölgede kadılık görevlerinde bulunmuş olup Hemedan’da Batınîler tarafından şehid edildi.

                                    Abdülmecîd b. İsmail b.
Muhammed Ebu’l-Kays el-Herevî (ö. 537/1143):

Herat’ta
doğmuş olup Mâverâünnehir’de dönemin meşhur âlimlerinden
biridir.

Fıkıh
ilmindeki derin bilgisiyle bilinen bu zat birçok ünlü fakîhe de
hocalık yaptı.

Bağdat,
Basra, Hemedân ve Bizans gibi bölgelerde dersler verdi. Kendisi
için Kadı’lBilâdi’r-Rûm (Rum ülkeleri kadısı) ismi de
kullanılmaktadır. el-Herevî hicri 


587
yılında Kaysâriye’de vefat etti.
Abdülmecîd b. İsmail b. Muhammed Ebu’l-Kays el-Herevî (ö. 537/1143): Herat’ta doğmuş olup Mâverâünnehir’de dönemin meşhur âlimlerinden biridir. Fıkıh ilmindeki derin bilgisiyle bilinen bu zat birçok ünlü fakîhe de hocalık yaptı. Bağdat, Basra, Hemedân ve Bizans gibi bölgelerde dersler verdi. Kendisi için Kadı’lBilâdi’r-Rûm (Rum ülkeleri kadısı) ismi de kullanılmaktadır. el-Herevî hicri 587 yılında Kaysâriye’de vefat etti.

                                    Mahmûd-ı Gaznevî (ö.
421/1030): Gazneli hükümdarı Mahmûd b. Sebük

Tegin
(998-1030) aynı zamanda seçkin fıkıh âlimlerindendir. Hanefî
fıkhında 60

bin
civarında meseleyi içeren et-Tefrîd fi’l-furû adlı eserin de
müellifidir.
Mahmûd-ı Gaznevî (ö. 421/1030): Gazneli hükümdarı Mahmûd b. Sebük Tegin (998-1030) aynı zamanda seçkin fıkıh âlimlerindendir. Hanefî fıkhında 60 bin civarında meseleyi içeren et-Tefrîd fi’l-furû adlı eserin de müellifidir.

                                    Gâlî b. İbrahim b. smail
el-Gaznevî, el-Belhî, Ebû Ali (ö.582/1187): Haleb’te

tahsil
ettiği Hanefî fıkıhında derinleşerek Abdülvehhab b. Yûsuf ’a
(ö.599/1203) fıkıh alanında hocalık yaptı. Fıkıh, usul, Arap
dili, tefsir, cedel gibi birçok ilimde

imam
konumunda olan Gâlî, kendisi için imam nasiruddin, tacü’ş-şeria,
nizâmü’lİslam gibi lakaplar verildi. Gâlî aynı zamanda
el-Meşârı’ fi’l-fıkh, Takşîru’t-tefsîr ve

el-Menâfı’
fî şerhi’l-Meşârı’ gibi eserlerin de müellifidir.
Gâlî b. İbrahim b. smail el-Gaznevî, el-Belhî, Ebû Ali (ö.582/1187): Haleb’te tahsil ettiği Hanefî fıkıhında derinleşerek Abdülvehhab b. Yûsuf ’a (ö.599/1203) fıkıh alanında hocalık yaptı. Fıkıh, usul, Arap dili, tefsir, cedel gibi birçok ilimde imam konumunda olan Gâlî, kendisi için imam nasiruddin, tacü’ş-şeria, nizâmü’lİslam gibi lakaplar verildi. Gâlî aynı zamanda el-Meşârı’ fi’l-fıkh, Takşîru’t-tefsîr ve el-Menâfı’ fî şerhi’l-Meşârı’ gibi eserlerin de müellifidir.

                                    Ahmed b. Muhammed Mahmûd b.
Saîd el-Gaznevî el-Kâşânî el-Hanefî

(ö.593/1197):
Bedâi’ sahibi İmam Kâsânî ve Ahmed b. Yûsuf el-Hüseynî
elAlevî’den fıkıh dersi aldı. İlmi derinliğiyle birçok âlimi
de yetiştiren el-Hanefî

fakîh
ve usûlcüdür. Revdatü İhtilafi’l-ulemâ,
Revdatü’l-mütekellimîn fi’l-kelam, elMukaddimetü’l-Gazneviyye
fî fürûi’l-fıkhi’l-Hanbelî ve Ravdatü ihtilafi’l-ulemâ
fî

usûli’l-fıkh
gibi eserler onun tasnif ettiği kitaplardan bazılarıdır.
el-Hanefî hicri 593

tarihinde
Halep’de vefat etti.
Ahmed b. Muhammed Mahmûd b. Saîd el-Gaznevî el-Kâşânî el-Hanefî (ö.593/1197): Bedâi’ sahibi İmam Kâsânî ve Ahmed b. Yûsuf el-Hüseynî elAlevî’den fıkıh dersi aldı. İlmi derinliğiyle birçok âlimi de yetiştiren el-Hanefî fakîh ve usûlcüdür. Revdatü İhtilafi’l-ulemâ, Revdatü’l-mütekellimîn fi’l-kelam, elMukaddimetü’l-Gazneviyye fî fürûi’l-fıkhi’l-Hanbelî ve Ravdatü ihtilafi’l-ulemâ fî usûli’l-fıkh gibi eserler onun tasnif ettiği kitaplardan bazılarıdır. el-Hanefî hicri 593 tarihinde Halep’de vefat etti.

                                    İmam Ebu’l-Fadl Muhammed b.
Yûsuf b. Ali b. Muhammed el-Gaznevî (ö.

599/1202):
Aslen Gaznelî olan el-Gaznevî, Kahire’de Hanefî fıkhını
tedris etti. Fıkıh

ilmine
dair olan derin bilgisinin yanında hadis ve kıraata dair de derin
bilgiye sahip

olan
bir âlimidir. el-Gaznevî hicri 599 yılında Mısır’da vefat
etti.

15.
Cemalüddin Ahmed b. Muhammed b. Nuh el-Kâbisî el-Hanefî
el-Gaznevî

(ö.
600/1204 civarında): Hanefî fıkıh âlimlerinden biri olup kadılık
görevinde de

bulundu.
el-Gaznevî el-Hâvi’l-kudsî fi’l-furû’ adlı eserin de
sahibidir.
İmam Ebu’l-Fadl Muhammed b. Yûsuf b. Ali b. Muhammed el-Gaznevî (ö. 599/1202): Aslen Gaznelî olan el-Gaznevî, Kahire’de Hanefî fıkhını tedris etti. Fıkıh ilmine dair olan derin bilgisinin yanında hadis ve kıraata dair de derin bilgiye sahip olan bir âlimidir. el-Gaznevî hicri 599 yılında Mısır’da vefat etti. 15. Cemalüddin Ahmed b. Muhammed b. Nuh el-Kâbisî el-Hanefî el-Gaznevî (ö. 600/1204 civarında): Hanefî fıkıh âlimlerinden biri olup kadılık görevinde de bulundu. el-Gaznevî el-Hâvi’l-kudsî fi’l-furû’ adlı eserin de sahibidir.

                                    Ebû Abdillah Mekhul b.
Şehrab b. Şazel el-Hüzelî eş-Şâmî ed-Dımaşkî elKabulî
(ö.112/730): Şam İmamı, Hafızu’l-hadis gibi lakaplara sahip
olan Mekhul, tâbiîn fakihlerindendir. Mekhul, Kabil doğumlu olup
esir düştü. Abdurrahman b. Semüre tarafından Mısır’a
götürüldükten sonra azad edildi. Azad edildikten sonra kendini
ilme veren Mekhul, fıkıh ilmini tahsil ettikten sonra hadis ilmini
öğrenmek için de Irak ve Medine’ye gitti. İlim yolculuklarına
devam eden Mekhul, en son gittiği Dımaşk’te vefat etti.
Ebû Abdillah Mekhul b. Şehrab b. Şazel el-Hüzelî eş-Şâmî ed-Dımaşkî elKabulî (ö.112/730): Şam İmamı, Hafızu’l-hadis gibi lakaplara sahip olan Mekhul, tâbiîn fakihlerindendir. Mekhul, Kabil doğumlu olup esir düştü. Abdurrahman b. Semüre tarafından Mısır’a götürüldükten sonra azad edildi. Azad edildikten sonra kendini ilme veren Mekhul, fıkıh ilmini tahsil ettikten sonra hadis ilmini öğrenmek için de Irak ve Medine’ye gitti. İlim yolculuklarına devam eden Mekhul, en son gittiği Dımaşk’te vefat etti.

                                    Ali b Mücahid b. Müslim
el-Kabûlî er-Razî173 (ö.hicri 180’den sonra): Kabil’in

fethinden
sonra esir olarak götürüldü. Rey kadılığı görevlerinde
bulunmuş olup Ebû Hanîfe’nin ashabından ve Ahmed b. Hanbel’in
de şeyhlerinden biridir.
Ali b Mücahid b. Müslim el-Kabûlî er-Razî173 (ö.hicri 180’den sonra): Kabil’in fethinden sonra esir olarak götürüldü. Rey kadılığı görevlerinde bulunmuş olup Ebû Hanîfe’nin ashabından ve Ahmed b. Hanbel’in de şeyhlerinden biridir.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >
KAYNAK / AFGANİSTAN TOPRAKLARINDA YETİŞMİŞ HANEFİ FIKIH ALİMLERİ, YARDIMCI DOÇ. DR. MEHTERHAN FURKANİ EBÛ MUTÎ' EL-BELHÎ - TDV İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ HANEFİ MEZHEBİNİN FIKIH SİLSİLELERİ (EBU HANİFE’DEN HİCRİ 6. ASRIN SONUNA KADAR), HUZEYFE ÇEKER GÜNÜMÜZ AFGANİSTAN’INDA FIKIH ÖĞRETİMİ, MEHTERHAN FURKANİ GAZNEVÎ, AHMED B. MUHAMMED - TDV İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ