Ljubljana gezi rehberi

​Ljubljana gezisinden notlar.
​Ljubljana gezisinden notlar.

Herkese merhaba arkadaşlar, ben GZT Seyahat Editörü Recep Tayyip Çelik. Bu yaz, yaklaşık iki ayımı Avrupa’da geçirdim. Kuzey’inden Güney’ine her yerini gezdiğim Avrupa Birliği ülkelerindeki izlenimlerimi GZT aracılığıyla sizlerle paylaşacağım.

Avrupa’nın en yeşil başkentlerinden biri olan Ljubljana (ya da Lubyana & Lübliyana) tarih ve doğa turizmi için biçilmiş kaftan. Çünkü bu şehirde tarih ve doğa iç içe. Şehir, 2016 yılında ‘’Green Capital” unvanını bile kazanmış. Slovenya’nın en büyük şehri olan Lubyana, tam bir öğrenci şehri; Erasmus yapmayı gitmeyi düşünen üniversite öğrencileri bu şehri kesinlikle daha detaylı olarak araştırmalı. Yoğunlukla öğrencilerin yaşadığı bir şehir olmasından dolayı herkes İngilizce biliyor. Yani dil konusunda sıkıntı da yaşamayacaksınız muhtemelen.
Hemen her binasının giriş katı farklı içeriklerdeki kafelere ayrılmış olan şehirde yeme içme konusunda en ufak sıkıntı yaşamayacağınıza garanti verebilirim. Hadi Slovenya’ya özgü lezzetleri beğenmediniz diyelim, o zaman sizi dünya mutfağı karşılayacak. Hala damağınıza layık bir lezzet bulamadıysanız da Türk yemekleri önünüze çıkacak. E yemek konusunda bu kadar ön gösterim yeter gibi geldi bana ama bitmedi. Önce şehirdeki gezilecek yerleri anlatayım sonra yeme içme faslına devam edeceğim.

Gezilecek yerlere bir türlü geçemiyormuşum gibi görünebilir ama Instagram için güzel fotoğraflar çekinecek yerleri de söylemeyeyim mi bi önce? Bana göre Lubyana’da iki yapı tam ‘önünde fotoğraf çekinip Instagram’da paylaşmalık’ Bu binalar Cooperative Bank Binası ve Metelkova Lubyana’daki en farklı görünümdeki binalar olma özelliğindeki bu renkli yapılar, turistlerin de ilgisini çekmeyi başarmış. Öyle ki, şehri ziyaret eden turistler, şehirdeki tarihi yapılarla değil, bu binaların önünde çekindikleri fotoğraflarla paylaşımlar yapmayı tercih ediyor. ‘Öne çıkan’ Instagram postlarına sahip olabilmek için size de buralarda fotoğraf çekinmeyi öneririm.

Ljubljana'da fotoğraf tutkunlarının seveceği .ok güzel mekanlar ve sokaklar mevcut.
Ljubljana'da fotoğraf tutkunlarının seveceği .ok güzel mekanlar ve sokaklar mevcut.

Bu sefer gerçekten gezilecek yerleri anlatmaya başlıyorum.

Ejderha Köprüsü.
Ejderha Köprüsü.

Ejderha Köprüsü:

Tarihi köprünün hikâyesi eski Yunan mitolojisine kadar dayanıyor. Rivayete göre Yunanistan’dan kaçarken yolu yanlışlıkla Lubyana’ya düşen Jason, burada şehrin koruyucuyu olan ejderhayla dövüşüp onu öldürmüş ve sevgilisiyle birlikte şehre yerleşen ilk çift olmuşlar. İşte bu hikâye için inşa edilen köprünün her iki yanında 4 büyük 16 küçük ejderha heykeli var. Turistler, yoğun trafiğin olmadığı köprünün tam ortasında fotoğraf çekinmeyi tercih ediyor.

Ljubljana Kalesi.
Ljubljana Kalesi.

Ljubljana Kalesi: 11. Yüzyıl’da ahşap olarak inşa edilen kule, 15. Yüzyılda taşlarla yenilenmiş ve günümüzdeki halini almış. Son olarak Osmanlı’nın saldırılarını engellemek için güçlendirilen kaleden şehrin manzarasını izleyebilirsiniz. Avlusuna girişin ücretsiz olduğu Lubyana Kalesi’nin içine girebilmek için 7.50 Euro ödemeniz gerekiyor. Kaleye yürüyerek kolayca çıkmak mümkün ama 10 Euro ile binilen füniküler de kaleye çıkıyor. Lubyana Kalesi’ne çıkanlar fotoğraf çekinirken arka plan olarak kaleyi almaktansa şehir manzarasını tercih ediyorlar.

Preseren Meydanı.
Preseren Meydanı.

Preseren Meydanı: İsmini meydanda heykeli de bulunan Sloven şair FrancePresen’den alan meydan şehrin ana meydandır ve üç köprü de bu meydana çıkar. Meydanın çevresinde Fransız Kilisesi, Ulusal Kütüphane, Zale Mezarlığı ve Tivoli Parkı yer alıyor. Bu meydanın en çok fotoğraflanan kısmı, diğer binalardan ayrışan rengiyle Fransız Kilisesi binası.

Robba Çeşmesi.
Robba Çeşmesi.

Robba Çeşmesi:

Tarihi Roma çeşmelerinden esinlenerek yapılmış, bir kopyası da belediye binasının önünde var.

Bled Gölü.
Bled Gölü.

Bled Gölü: Lubyana’yı gezdikten sonra, şehre çok uzak olmayan Bled bölgesine gidip Bled Gölünü de gördük, tertemiz suyuyla turistlerin ilgi odağı olan gölde biz de biraz ferahladık. Gölün çevresinde otopark bulmak pek de kolay olmuyor. Bu yüzden aracınızı park ettikten sonra biraz yürümeniz gerekebilir, göle bağlanan bazı yolların kenarlarına aracınızı ücretsiz olarak park edebilirsiniz.

Tüm bu konumların dışında, Instagram için güzel fotoğraflar çekebilmek için Old Town’ın ara sokaklarını turlamanızı öneririm.

Slovenya’da nerede ne yedim?

Kremsnita
Kremsnita

Kremsnita Bled’de yediğim ama Lubyana’daki en işlek kafelerden biri olan Slascicarna Zvezda’da da aynı standartlarda yapılan kek, muhallebi kremasıyla doldurulmuş, çok hafif bir tatlı. Özellikle de kahvenin yanında tatlı bir şeyler yemeyi sevenler için ideal bir lezzet.

Prekmurska Gibanica
Prekmurska Gibanica

Prekmurska Gibanica de yine bir tatlı. Milföy hamuruyla yapılan bu tatlının öne çıkan malzemesi haşhaş ve süzme peynir. Yanı sıra ceviz ve elmayla da tatlandırılan pastamsı tatlıyı ödüllü mimariye sahip Lolita Cafe’de, kahve eşliğinde deneyebilirsiniz.

Idrian Zlikrofi
Idrian Zlikrofi

Idrian Zlikrofi Türk mantısını andıran bir görünüme sahip olan bu yemek, makarna hamurunun içine patates ve köfte yerleştirilerek yapılıyor. Tavşan eti sevenler tarafından beğenilebilecek bir tat. Özellikle sosu çok övülüyor. Lubyana Kalesi’ndeki restoranda (Restavracija Strelec) bu yemeği tadabilirsiniz.

Peki, bu rotayı nasıl gezmenizi öneriyorum?

Şehri bisiklet ya da elektrikli scooter ile gezebilirsiniz.
Şehri bisiklet ya da elektrikli scooter ile gezebilirsiniz.

Lubyana küçük bir şehir ve tarihi yapıların hepsi birbirine çok yakın. Ben aracımı kapalı bir otoparka park ettikten sonra Google Maps üzerinden hazırladığım rotayla tüm şehri yürüyerek gezmeyi tercih ettim ama siz bisikletle ya da elektrikli scooterla da gezebilirsiniz. Lubyana’da turistler için BicikeLJ isimli bir ‘bisiklet paylaşım sistemi’ mevcut. Üye olmanız gereken sistemde oldukça makul bir ücret karşılığında, dilediğiniz saate kadar kullanabilmek için bisiklet kiralayabilirsiniz. Güncel kiralama ücretleri: ilk saat ücretsiz, ikinci saat 1 Euro, üçüncü saat 2 Euro ve takip eden saatler 3’er Euro. Elektrikli scooterlar, bisiklet kadar ucuz olmasa da daha az yorucu bir gezi imkânı sağlıyor. Ama Lubyana düz bir şehir olduğu için her iki seçenek de – hatta yürümeyi de eklersek üç- sizi çok fazla yormayacaktır.

Lubyana’dan geriye kalanlar benim için bu kadardı… Ben, iki ay boyunca gezdiğim tüm Avrupa ülkelerindeki deneyimlerimi GZT’de sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Yayımlanan diğer tüm gezi yazılarıma GZT'den ulaşabilirsiniz.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >