Ölümünün 70. yıl dönümünde hikayelerin babası Sabahattin Ali

Sabahattin Ali

Kısacık ömründe hikayeleriyle kendisini sonsuz kıldı.

Edebiyatın değerli kalemleri, isimlerini say say bitmez... Her biri özel ve kıymetli ama bazıları var ki yerleri dolamayacak ölçüde...

Sabahattin Ali'de o isimlerden sadece biri. Bu içeriğimiz de hikayeciliğin babası Sabahattin Ali hakkında bilgiler sunuyor ve onu daha yakından tanımanızı sağlıyoruz.

Babasının hayatındaki etkisi

                                    Babası piyade yüzbaşısı Salahattin Bey, annesi ise yine bir asker çocuğu olan Hüsniye Hanım'dır. Salahattin Bey, jöntürkleri destekleyen, oğluna ismini verdiği Prens Sabahattin ve Tevfik Fikret ile dostlukları bulunan biridir. Salahattin Bey'in askerlikten istifa etmesi sebebiyle aile Edremit'e yerleşir. Böylelikle bir ömrü meskensiz geçiren bir adam için ilk yolculuk yapılmış olur. 1914 yılında I. Dünya Savaşı nedeni ile Selahattin Bey askere alınınca, aile Çanakkale'ye geçer. 1918 senesine kadar savaşın olduğu bu bölgede kalmak, Sabahattin Ali'yi oldukça etkileyecektir.
Babasının hayatındaki etkisi Babası piyade yüzbaşısı Salahattin Bey, annesi ise yine bir asker çocuğu olan Hüsniye Hanım'dır. Salahattin Bey, jöntürkleri destekleyen, oğluna ismini verdiği Prens Sabahattin ve Tevfik Fikret ile dostlukları bulunan biridir. Salahattin Bey'in askerlikten istifa etmesi sebebiyle aile Edremit'e yerleşir. Böylelikle bir ömrü meskensiz geçiren bir adam için ilk yolculuk yapılmış olur. 1914 yılında I. Dünya Savaşı nedeni ile Selahattin Bey askere alınınca, aile Çanakkale'ye geçer. 1918 senesine kadar savaşın olduğu bu bölgede kalmak, Sabahattin Ali'yi oldukça etkileyecektir.

                                    Annesinin rahatsızlığı ve babasının bu süreçte hem kendisine hem de kardeşlerine verdiği destekler ondaki baba figürünü daha da kıymetli hale getirir. Öyle ki babası vefat ettiğinde arkasından "Hayatımın direği yıkıldı" cümlesini kurar.
Annesinin rahatsızlığı ve babasının bu süreçte hem kendisine hem de kardeşlerine verdiği destekler ondaki baba figürünü daha da kıymetli hale getirir. Öyle ki babası vefat ettiğinde arkasından "Hayatımın direği yıkıldı" cümlesini kurar.
Eğitim hayatında da babası etkili olacaktır

                                    Babasına olan düşkünlüğü eğitim hayatına da etki eder. O, tıpkı babası gibi orduya katılmak ve bir asker olmak istiyordu lakin hiçbir şey istediği gibi olmadı. İstanbul Üsküdar Doğancılardaki Füyûzat-ı Osmaniye Mektebi'nde başlayan Sabahattin Ali, ailesinin Çanakkale'ye gitmesi ile Çanakkale İbtidaî Mektebi'ne girer. Okul savaş nedeniyle öğretmensiz kalınca kapansa da, babası ve diğer subayların yardımı ile tekrar açılır ve Türkçe derslerini Salâhattin Bey verir. Aile 1918'de Salahattin Bey'in askerlikten istifası üzerine İzmir'e yerleşir. İzmir'in Yunan işgaline uğraması sonucu Edremit'e, annesinin ailesinin yanına gitmek zorunda kalırlar. Bu süreçte Sabahattin Ali Edremit İdadisi'ne devam eder. Bu yıllarda okumaya düşkün, başarılı, zeki bir çocuktur. 1921 senesinde eğitimine devam etmek için İstanbul'a, dayısının yanına gelir; ancak bir yere giremeyince bir yıl sonra Balıkesir Dârülmuallimîn'e girer.
Eğitim hayatında da babası etkili olacaktır Babasına olan düşkünlüğü eğitim hayatına da etki eder. O, tıpkı babası gibi orduya katılmak ve bir asker olmak istiyordu lakin hiçbir şey istediği gibi olmadı. İstanbul Üsküdar Doğancılardaki Füyûzat-ı Osmaniye Mektebi'nde başlayan Sabahattin Ali, ailesinin Çanakkale'ye gitmesi ile Çanakkale İbtidaî Mektebi'ne girer. Okul savaş nedeniyle öğretmensiz kalınca kapansa da, babası ve diğer subayların yardımı ile tekrar açılır ve Türkçe derslerini Salâhattin Bey verir. Aile 1918'de Salahattin Bey'in askerlikten istifası üzerine İzmir'e yerleşir. İzmir'in Yunan işgaline uğraması sonucu Edremit'e, annesinin ailesinin yanına gitmek zorunda kalırlar. Bu süreçte Sabahattin Ali Edremit İdadisi'ne devam eder. Bu yıllarda okumaya düşkün, başarılı, zeki bir çocuktur. 1921 senesinde eğitimine devam etmek için İstanbul'a, dayısının yanına gelir; ancak bir yere giremeyince bir yıl sonra Balıkesir Dârülmuallimîn'e girer.
İstanbul'a olan düşkünlüğü

                                    Okumayı ve okulunu seven Sabahattin Ali için ilk şikâyet (ya da ilk ihbar) o yıllarda olur ve intihara giden bu yolda, çabuk döndürülse de, okul gözünde soğur. Öğretmenlerinin desteği ile İstanbul Öğretmen Okulu'na geçiş yapar. Son sınıfı burada tamamlayan Sabahattin Ali, 1927 senesinde okulu bitirip Yozgat Cumhuriyet Mektebi'ne atanır. Bir yıl ilkokul öğretmenliği yaptığı Yozgat'ta çok bunalır. Eğitim hayatı boyunca ayrı kalmak zorunda bırakıldığı İstanbul'a olan özlemini; "İstanbul hasreti fena halde beni sardı. Evleri, sokakları, denizleri, insanları gözümden gitmiyordu..." şeklinde ifade ederken, bu yıllar Bir Siyah Fanila için adlı hikâyesinin temelini teşkil eder.
İstanbul'a olan düşkünlüğü Okumayı ve okulunu seven Sabahattin Ali için ilk şikâyet (ya da ilk ihbar) o yıllarda olur ve intihara giden bu yolda, çabuk döndürülse de, okul gözünde soğur. Öğretmenlerinin desteği ile İstanbul Öğretmen Okulu'na geçiş yapar. Son sınıfı burada tamamlayan Sabahattin Ali, 1927 senesinde okulu bitirip Yozgat Cumhuriyet Mektebi'ne atanır. Bir yıl ilkokul öğretmenliği yaptığı Yozgat'ta çok bunalır. Eğitim hayatı boyunca ayrı kalmak zorunda bırakıldığı İstanbul'a olan özlemini; "İstanbul hasreti fena halde beni sardı. Evleri, sokakları, denizleri, insanları gözümden gitmiyordu..." şeklinde ifade ederken, bu yıllar Bir Siyah Fanila için adlı hikâyesinin temelini teşkil eder.
Hapishane'ye girme sebebi

                                    'Cumhurbaşkanına ima yoluyla hakaret'ten hüküm giyen Sabahattin Ali için Konya ile başlayan hapis günleri Sinop ile devam eder. 26 Aralık 1932 senesinde tutuklanan, 29 Ekim 1933'te cezası bağışlanan Sabahattin Ali'nin hapishaneye dair görüşlerini Duvar hikâyesindeki şu satırlar çok güzel ifade etmektedir: "Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak, ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir."
Hapishane'ye girme sebebi 'Cumhurbaşkanına ima yoluyla hakaret'ten hüküm giyen Sabahattin Ali için Konya ile başlayan hapis günleri Sinop ile devam eder. 26 Aralık 1932 senesinde tutuklanan, 29 Ekim 1933'te cezası bağışlanan Sabahattin Ali'nin hapishaneye dair görüşlerini Duvar hikâyesindeki şu satırlar çok güzel ifade etmektedir: "Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak, ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir."
Ölümü ve ardından gelenler

                                    Hapisteyken tanıştığı Hasan Tural isimli biri, onu Ali Ertekin ile tanıştırır. Yapılan plan sonucu; Edirne'ye peynir götürmek için yine cezaevinden tanıdığı şoför Salim, Ali Ertekin ve Sabahattin Ali yola çıkarlar. 31 Mart'ta Kırklareli'ne hareket edilip Kızılcadere köyüne gelindiğinde Sabahattin Ali ve Ali Ertekin yola kendileri devam ederken, kamyon Salim ile geri gönderilir. Bu tarihten sonra Sabahattin Ali'den bir daha haber alınamaz. Pek çok kişi onun yurtdışına çıktığını düşünürken, 16 Haziran 1948 tarihinde bir çobanın bulduğu cesedin Sabahattin Ali'ye ait olduğu tesbit edilir. Bulunan cesedin dağılmış olması kimlik tesbitine izin vermediğinden geride pek çok soru işareti kalır.
Ölümü ve ardından gelenler Hapisteyken tanıştığı Hasan Tural isimli biri, onu Ali Ertekin ile tanıştırır. Yapılan plan sonucu; Edirne'ye peynir götürmek için yine cezaevinden tanıdığı şoför Salim, Ali Ertekin ve Sabahattin Ali yola çıkarlar. 31 Mart'ta Kırklareli'ne hareket edilip Kızılcadere köyüne gelindiğinde Sabahattin Ali ve Ali Ertekin yola kendileri devam ederken, kamyon Salim ile geri gönderilir. Bu tarihten sonra Sabahattin Ali'den bir daha haber alınamaz. Pek çok kişi onun yurtdışına çıktığını düşünürken, 16 Haziran 1948 tarihinde bir çobanın bulduğu cesedin Sabahattin Ali'ye ait olduğu tesbit edilir. Bulunan cesedin dağılmış olması kimlik tesbitine izin vermediğinden geride pek çok soru işareti kalır.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >