Bahçe sevdalıları ve sanatseverler için eşsiz bir deneyim: Ağaç Müzesi

Enea Ağaç Müzesi.
Enea Ağaç Müzesi.

Enea Ağaç Müzesi, Zürih Gölü yakınlarındaki 75.000 m²'lik nefes kesici güzellikteki bir parkta yer alıyor. İsviçreli peyzaj mimarı ve dünyaca ünlü ağaç koleksiyoncusu Enzo Enea'nın koleksiyonundan çok sayıda seçilmiş ağaçtan oluşuyor.

Enzo Enea tarafından planlanan ve inşa edilen Ağaç Müzesi 2010 yılında kapılarını resmi olarak halka açtı. Her biri kendi atmosferi ve karakteri olan bir dizi 'odaya' bölünmüş oval biçimli bir açık hava müzesi olarak tasarlanan Ağaç Müzesi, Enzo Enea koleksiyonundan ayrı ayrı ağaçları sergiliyor.

Müze çeşitli projelerde kesilmesi planlanan ancak Enea tarafından kurtarılarak ağaç müzesine nakledilen ağaçlardan oluşuyor.
Müze çeşitli projelerde kesilmesi planlanan ancak Enea tarafından kurtarılarak ağaç müzesine nakledilen ağaçlardan oluşuyor.
Müzede ağaçlara kireçtaşı duvarlar, su kütleleri, çitler, çiçek tarhları ve bol miktarda gökyüzü eşlik ediyor.
Müzede ağaçlara kireçtaşı duvarlar, su kütleleri, çitler, çiçek tarhları ve bol miktarda gökyüzü eşlik ediyor.

Ağaç Müzesi ile sürdürülebilir şekilde inşa edilmiş ana merkez, 14. yüzyıldan kalma bir manastırın arazisinde yer alıyor. Zürih Gölü'ndeki mülk, Mariazell-Wurmsbach Sistersiyen Manastırı'ndan 99 yıllığına kiralanmış.

Zürih Gölü’ne nazır konumda yer alıyor.
Zürih Gölü’ne nazır konumda yer alıyor.

Müzede 25'den fazla çeşidi temsil eden ve 100 yıldan fazla ömrü olan yaklaşık 50 ağaç yer alıyor. Ağaç koleksiyonu, yalnızca müzenin iklim bölgesindeki türlerinden oluşuyor. Ağaç müzesini çevreleyen parkta 100 ağaç ve bitki daha bulunuyor. Toplamda kompleksinin tamamında 3000'den fazla özel ağaç ve çalı yer alıyor.

Kireçtaşı bloklardan yapılmış duvarlar ve portallar, ağaçlara özel sahneler yaratıyor.
Kireçtaşı bloklardan yapılmış duvarlar ve portallar, ağaçlara özel sahneler yaratıyor.

Enea, son 17 yılda çalıştığı çeşitli projelerde sahadan kaldırılması gereken ağaçları kesmek yerine daha önce Ağaç Müzesinin yakınındaki arazisine naklederek korumuş. Kendisi için değerli olan ağaçları aynı zamanda kamuya açık hale getirmek istemiş. Enea, koruduğu ağaçlar sayesinde, ziyaretçilerin yüzlerce ağacı görebileceği kendi özel müzesine sahip.

Müzenin ağaçlarla kaplı giriş yolu.
Müzenin ağaçlarla kaplı giriş yolu.

Enea, ‘Yaşlı bir ağaç nakledilemez.’ düşüncesini ortadan kaldırmış. Bonsai yetiştirmek için kullanılan yöntemlerden geliştirdiği özel teknik ile, ağaç naklini mümkün kılıyor. Bunun nasıl çalıştığını tam olarak açıklamıyor, çünkü yıllar içinde edindiği bu uzmanlık bilgisi onun işletme sermayesinin bir parçası.

Ağaçlar ve onlara eşlik eden her obje, tasarımın birer parçası.
Ağaçlar ve onlara eşlik eden her obje, tasarımın birer parçası.
Amacım dekorasyon değil, doğa ve sanatın bütünleşmesi. "

Ağaç Müzesi’nde alanlar, görünüşleri antik kalıntıları andıran büyük boyutlu kireçtaşı bloklardan yapılandırılmış. Alanların oluşturulması, Enea'nın peyzaj ve bahçe planlamasındaki ana temayı oluşturuyor. Ağaçların sadece tarihiyle değil, onlarla yaşayan ve tasarlanmış bir nesne olarak ilgileniyor. Müze geneli sadece ağaçlardan ibaret değil; çimen, kireçtaşı duvarlar, su kütleleri, çitler, çiçekler ve bol miktarda gökyüzünden oluşuyor.


Ağaçların nakli konusunda asıl önemli konu ağaçların boyutu. Enea için sınır, 19 metre. Bir ağaç 20-30 metre yüksekliğinde ve 15 metre genişliğinde ise, başarılı bir şekilde nakledilemeyeceğini belirtiyor. 46 yaşındaki sanatçı şunları söylüyor:


Müzede ağaçların arasından bir perspektif.
Müzede ağaçların arasından bir perspektif.
Ağaç müzesi tefekkür için, rüya görmek ve düşünmek için bir yer olmalıdır."

Porsuk bonsai, 60 yaşındaki bir Japon akçaağacının yanında yerini bulmuş.
Porsuk bonsai, 60 yaşındaki bir Japon akçaağacının yanında yerini bulmuş.

Müzenin öncelikli misyonu, sergilenen ağaçların olağanüstü mevcudiyetini, güzelliğini ve enderliğini vurgulamak. Diğeri ise, ziyaretçilerin zaman ve mekan gibi yaşamın ilkel niteliklerini ve bunların kadim, saygıdeğer ağaçların özünde nasıl bu kadar içsel olarak gömülü olduklarını algılamalarına yardımcı olmaktan geçiyor. Ölümsüzlük havası ve "zaman" bilinci her yerde mevcut hale geliyor, böylece müze sessiz bir tefekkür ve gözlem yeri oluyor.

Parçalarının her birini açıklayan gri panolarda Latince ve Almanca isimler, familya, orijinal menşe bölge ve ağacın yaşı kaydediliyor.
Parçalarının her birini açıklayan gri panolarda Latince ve Almanca isimler, familya, orijinal menşe bölge ve ağacın yaşı kaydediliyor.

2013 yılından bu yana park ve çevresinde ünlü sanatçıların çağdaş heykelleri de sergileniyor. Bu sanat eserleri, bahçeyle ince bir diyalog yaratıyor ve Enea’nın peyzaj tasarım konseptinin genel cazibesini genişletiyor. Özenle yerleştirilmiş heykeller, ziyaretçilere olağanüstü doğal güzelliğe sahip olan bir açık hava alanı oluşturuyor.

Müze içerisinde yer alan sera.
Müze içerisinde yer alan sera.

Uzun vadeli “Ağaç Müzesinde Sanat” projesi sayesinde, sanat ve doğa arasındaki geleneksel bağ yeniden canlanıyor. Enea, yirminci yüzyılda neredeyse yok olan sanat, manzara ve bitki örtüsü arasındaki ilişkinin hassas koreografisini, benzersiz ve büyüleyici bir alan duygusu yaratarak yaşatmayı hedefliyor.

Güncel olarak 12 sanatçının eseri müzede sergileniyor.
Güncel olarak 12 sanatçının eseri müzede sergileniyor.
"Bu yaşlı ağaçlarda ne kadar güzellik ve güç olduğunu göstermek istiyorum."


Bu tutku odaklı proje, sürekli olarak uluslararası çağdaş sanat sahnesinin özellikle de seçkin temsilcilerini cezbediyor. Alplere ve ufka zıt bir şekilde dik durmakta olan Ağaç Müzesi'ndeki heykeller, özenle hazırlanmış bahçe peyzajına çarpıcı bir hava katıyor.

Göletin kıyısında pişmiş toprak ve taştan yapılmış çömlek, oluklar ve amforaların bulunduğu birkaç metre yüksekliğinde devasa bir raf bulunuyor. Bu tür bahçe aksesuarlarıyla Enzo Enea babasının işini devam ettiriyor.
Göletin kıyısında pişmiş toprak ve taştan yapılmış çömlek, oluklar ve amforaların bulunduğu birkaç metre yüksekliğinde devasa bir raf bulunuyor. Bu tür bahçe aksesuarlarıyla Enzo Enea babasının işini devam ettiriyor.

Enzo Enea, Ağaç Müzesi ile birlikte genel merkezi tasarlamak için Chad Oppenheim'ı seçti. Ağaç Müzesi ile neyi başarmak istediğini en iyi anlayan kişinin o olduğunu düşünerek bu seçimi yaptığını dile getiriyor. Genel merkez, ağaçları sergilemek için mükemmel bir fon görevi görecek şekilde tasarlanıyor. Binanın kendisi, çevredeki ormanla harmanlanan; yerel ahşap kullanımı, doğal gün ışığı, verimli yalıtım, yeşil çatı, jeotermal ısıtma ve soğutma sistemi gibi bir dizi sürdürülebilir özellik içeriyor.

Dünyanın önde gelen peyzaj mimarlığı firmalarından olan Enea’nın ana merkezi, Ağaç Müzesinin içerisinde yer alıyor.
Dünyanın önde gelen peyzaj mimarlığı firmalarından olan Enea’nın ana merkezi, Ağaç Müzesinin içerisinde yer alıyor.

Enea; özel bahçeler, teraslar, restoranlar, oteller, tatil köyleri, şirket bahçeleri, halka açık parklar ve golf sahaları dahil olmak üzere geniş bir yelpazede peyzaj alanları tasarlıyor. Tasarımlarını en küçük ayrıntısına kadar uygulamak için gereken tüm işlemlere sahip olan Enea’nın şirketinde; marangozlar, çilingirler, elektrikçiler ve sulama teknisyenlerinden oluşan 145 kişilik bir ekip bulunuyor.

Enea Ağaç Müzesi hem bahçe sevdalılarına hem sanata ilgi duyanlara eşsiz bir deneyim yaşatıyor.
Enea Ağaç Müzesi hem bahçe sevdalılarına hem sanata ilgi duyanlara eşsiz bir deneyim yaşatıyor.