Boşluklarla tasarlanan apartman: Gamarra 1245 Building

Proje ekibi, iki farklı arayışa mimari bir yanıt olarak Gamarra 1245 adlı apartmanı tasarladı. Orta ölçekli yapı hacmi, bir yandan kendi içinde heterojen bir yoğunluk sağlarken diğer yandan bu yoğunluğun yakın çevreye entegrasyonunu mümkün kılıyor, tek hacim içerisinde çağdaş bir mimari tasarım yakalanıyor.

Mahallede yer alan binalar, güneş ışığından ve manzaradan en iyi şekilde yararlanmak için bilinçli boşluklar içeriyor. Mahallenin tipolojik çeşitliliğinin ürünü olan bu boşluklu hacim kurgusu LST Arquitectura tarafından tasarımda kullanılıyor.

Tasarım sentezi, iki farklı sert cephenin üretilmesini içeriyor. Ön cephe; dairelerin şehre bakan şerit pencereleri ile nötr ve saf bir görüntü sunarken arka cephe farklı boyutlarda balkonlar ile hareketli bir hacim kurgusu oluşturuyor. Arka cephenin hareketli kurgusu, doğu ve kuzey güneşinden en iyi şekilde yararlanmayı sağlıyor. Aynı zamanda daireler arasında görsel iletişimi artırarak birliktelik duygusunu güçlendiriyor.

Binaya monoton ve kararlı bir görünüme sahip olan ön cepheden giriş yapılıyor. Giriş, birinci kat balkonunun oluşturduğu yarı kapalı saçak altından yapılıyor. Malzeme çeşitliliği ile kamusal ve özel alan arasındaki ayrım ifade ediliyor. İnsanların giriş yaptığı alan ahşap gibi sıcak bir malzeme ile kaplanırken hemen yanındaki otopark girişinde soğuk beton yüzeyler öne çıkıyor. Yaya girişi, katın sonunda yer alan bir dizi ortak kullanımlı alana erişene kadar aydınlatmalar ile destekleniyor.

Binanın yedinci katının bir kısmı ve sekizinci katta yer alan teras tüm sakinlere ortak kullanım alanı sunuyor. Yedinci ve sekizinci katta yer alan ve farklı yöne bakan teraslar herkesin binanın zirvesindeki manzaraya erişmesine olanak tanıyor. Diğer yandan sekizinci katta yer alan havuz, binanın konfor seviyesini artırıyor.

Ara katlarda yer alan daireler, çeşitli boyutlarda ve farklı ihtiyaçlar için tasarlanıyor. İlk üç kattaki daireler açık planlı mutfak, ebeveyn banyolu yatak odası ve bölünebilir bir büyük oda içeriyor. Üst katlar ise iki ve üç odalı dairelerden oluşuyor. Bu katlarda, binanın geri çekilen hacmi daha etkili görülüyor. Farklı boyutlara sahip balkonlar iç mekanlarla bütünleşiyor.

Zemin kaplamaları, sabit mobilya tasarımları ile yalın iç mekanlar oluşturuluyor. Balkon zeminindeki ahşap döşemeler, iç mekandaki kullanımı tekrarlayarak geçiş etkisini yumuşatıyor. Büyük pencerelerin sunduğu geniş manzaralar ise siyah alüminyum doğrama ile çerçeveleniyor. Siyah metal doku balkon korkuluklarında da sürdürülüyor.

Dış mekanlar, hareketli brüt beton hacimler ile şekilleniyor. Açıkta bırakılan brüt yüzeyler, metal korkuluklar ve az sayıda detayla destekleniyor. Basit dış mekanlar, özellikle mahallenin heterojen dokusuyla uyumlu olmasıyla öne çıkıyor. Kentselliğe doğru yapılan kontrollü geçişler, binanın bölgede dikkat çekmesini sağlıyor.