Dağ kasabası ziyaretçilerine çağdaş tasarım: Wolf Clearing Pansiyonları

İki pansiyon yapısından oluşan proje; Karkonosze'nin en yüksek zirvesinde ve bölgedeki en popüler turistik yer olan Śnieżka yakınında bulunuyor. Binalar doğrudan Karkonosze Milli Parkı'nın yakınında yer alıyor.

Proje; birbirini yansıtan ve boyutları benzer olan iki binadan oluşuyor. Projenin tasarımını, Adam Wysocki liderliğindeki Studio De.materia yapıyor. Dağlık arazide kök salmış gibi görünen proje; çevredeki ağaçlarla ilişkili, çağdaş, doğal ve dengeli görünüme sahip. 2017 yılında başlayan inşaat, 2020 yılında tamamlanıyor.

İkiz yapılar 3670 metrekarelik bir arsa üzerinde yer alıyor. İlk bina; 446 metrekarelik alanda, sekiz bağımsız daireye ev sahipliği yapıyor. İkinci bina ise 565 metrekarelik alanda, yedi daire ve ek bir yer altı garajından oluşuyor. Her daire; mutfak, yemek alanı, oturma odası ve ayrı bir yatak odasından oluşuyor.

Proje, alışılmışın dışında bir seyahat deneyimi arayanlar için konaklama imkanı sunuyor. Restoranlarıyla ünlü olan bu bölgenin; tasarım odaklı kiralık konaklama birimleri inşa edilerek, turistler için ilgi çekici bir yer olması hedefleniyor.

19. ve 20. yüzyılın başlarından kalma, Karkonosze ahşap dağ barınaklarından ilham alınarak; mimari konsept, tasarım ve dış kaplama şekilleniyor. Biçimsel nedenlerin yanı sıra proje, bulunduğu bölgeden aldığı kültürel miras ile gelişiyor. Böylece çevresiyle uyum sağlayan, homojen bir yapı ortaya çıkıyor.

Yapıda genel itibariyle masif taş kaide kullanılıyor. Lamine ahşap strüktür ve ahşap levhalarla kaplı cephe duvarlar tercih ediliyor, çatı ahşap shingle ile kaplanıyor. Tüm bu unsurlar, geleneksel mimarinin güncellenmesiyle, tekrar biçimlendiriliyor.

Yapıların zemin ve bodrum katları betonarme iskelete, üst katlar ise lamine ahşap iskelete sahip. Zemin katların beton yapısı, parçalı gnayslar ile kaplanıyor. Parça parça elle şekillendirilen taşlar, projede tanımlanan karaktere göre özenle oluşturuluyor. Masif ve makul bir temel oluşturan taş kaide, üst katlarda çok daha hafif bir ahşap iskelet için inşa ediliyor.

Üst katlardaki geniş boyutlu camlar, iç ahşap strüktürü ortaya çıkarıyor. Kalkan duvarların dikkat çekici camları; bölgesel ahşap duvarlara referans olması için, dikey ahşap kanatlarla kaplanıyor.

Üst katın cepheleri ve çatı, ısıl işlem görmüş çam ile kaplanıyor. Beşinci cephe olarak görülen çatı kaplaması, geleneksel ahşap shingle kaplama yönteminden ilham alınarak tasarlanıyor.

Isıl işlem görmüş çam, geleneksel ahşaptan çok daha uzun bir ömre sahip ve bakımı daha kolay. Özellikle bölgede yaygın olan kabuk böcekleri ve mantarlara karşı dayanıklı olması, inşaattan sonra kaplamaya veya boyamaya gerek olmaması sebebiyle tercih ediliyor.

Beton ve gnays ile tamamlanan ahşap, aynı zamanda iç mekanlarda da ana malzeme olarak kullanılıyor. Cephelerin bölünmesinde kullanılan çam kontrplak, birinci kat ve çatı katı iç mekanlarında da hakim öğe oluyor. Bodrum ve zemin kat dairelerin iç duvarları, beton sıva ile kaplanıyor.

Tam yüksekliğe sahip pencereler sayesinde, daireler çevredeki manzaraya açılıyor. Doğu tarafındaki dairelerin konukları, komşu orman manzarasının keyfini çıkarıyor. Güney ve batı yanındaki geniş pencereler; Karkonosze panoraması, dağın tepesinde bulunan meteorolojik gözlem evinin siluetini ve Śnieżka tepesinin manzarasını sunuyor.

Ek olarak, pansiyonların sürekli başında durmayı gerektirmeyen çalışmaya uyarlanması, önemli bir gereklilik oluşturuyor. Bunun için geleneksel resepsiyon yerine, tam otomatik bir çevrimiçi rezervasyon ve kabul sistemi kullanılıyor.