Dinamik bir yapı: Nike New York Genel Merkezi
Nike New York Genel Merkezi, yerli bir ofis olan Studios Architecture ile Workplace Design + Connectivity iş birliği tasarlandı. Merkez binası; 855 Altıncı Cadde'de çevre sakinleri tarafından göz ardı edilen bir konumda yer alıyor. Projenin çatısında, sedum bitkileri ile dikkat çeken bir marka amblemi yer alıyor.
New York; asla tükenmeyen ve kendini sürekli yenileyen bir şehir olarak tanımlanıyor. Devamlı değişim kaydeden Nike ise beklentileri aşmayı ve tüm sporculara ilham vermeyi amaçlıyor. Tasarım ekibi ilk olarak; ‘New York ve Nike'ın ortak yönü nedir?’ sorusuna cevap arayarak projeye başlıyor. Ekip, marka ve şehri; cesur, canlı ve yenilikçi yönleriyle ilişkilendiriyor.
Oregon'da kurulan marka, şehirle daha güçlü bir bağ oluşturmak için farklı bölgelerde ofisler açıyor. Tasarım aşamasında alınan en temel kararlardan biri; mimari ve grafik olarak spor temasının şehir merceğinde incelenmesi oluyor. Böylece New York ve Nike arasındaki sinerji vurgulanıyor.
Altı katlı ve 13.935 metrekarelik bir alana sahip olan projede; kapalı bir basketbol sahası, çeşitli çalışma ofisleri, bir yemek ambarı ve VW minibüsü yer alıyor. Yaklaşık 371 m² ve 400 koltuk kapasiteli kapalı basketbol sahası, kamusal olarak da kullanılabilecek şekilde tasarlanıyor.
Bir yıldan fazla bir süredir Spoljaric ile işbirliği içinde çalışan stüdyo; basketbol sahası tribünleri, özel bir yazı tipiyle hazırlanmış yön bulma tabelaları ve markalar için özel tasarımlar yapıyor.
Genel merkez içerisindeki 180 çalışanı, üretime ve işbirliğine teşvik etmeyi amaçlayan stüdyo; bir dizi açık planlı, esnek mekan tasarlıyor.
Ortak alanlar içerisinde bulunan kahve barının arkasında, Michael Jordan'ın ikonik basketbol smaçlarından birinin mozaiği bulunuyor. New Yorklu sanatçı Micah Belamarich, siyah beyaz fayanslarla Nike ve New York'un spor müsabakalarındaki tarihi anlarını görselleştiriyor.
Çatı teraslarında, açık hava toplantıları ve dinlenmek için çeşitli alanlar bulunuyor. Üçüncü kata kurulan bir Volkswagen minibüs, buluşmalara ev sahipliği yapıyor. Tasarım ekibi, minibüsü Nike'ın kurucu ortağı Bill Bowerman ve ilk çalışan Jeff Johnson'ın ayakkabıları dağıtmak için kullandıkları aracı referans alarak seçiyor.
İkinci katta bulunan ofisler, farklı ekiplerin birlikte çalışmasına olanak tanıyor. Mobilya tasarımları yapan Mash Studios tarafından tasarlanan masalar; hem oturmaya hem de ayakta durmaya olanak tanıyor.
Aynı katta; Miniwiz'in tasarımı olan geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış özel tavan karoları kullanılıyor. Bunun yanı sıra dekore edilmiş bir dizi konferans salonu ve bir de kütüphane bulunuyor.
İç mekanlar, bir dizi spor motifi referans alınarak tasarlanıyor. Mesela üçüncü kata çıkan ahşap merdiven, stadyumlarda bulunan tribün benzeri oturma alanlarına atıfta bulunuyor. Aynı katta bulunan bir kamyon, çalışanlara spor müsabakalarının yapıldığı mekanlarda olduğu gibi ‘takeaway’ şeklinde servis sunuyor.
Binanın girişini oluşturan tünel, çalışanların stadyuma giren bir sporcu gibi hissetmeleri için tasarlanıyor. Ayrıca binada, sağlıklı yaşam odaları ve Nike+Fitness Stüdyosu gibi personelin sağlığına odaklanan mekanlar da yer alıyor.
Yapıda, "son teknoloji ürünü" olarak tasarlanan bir satış yeri bulunuyor. Bina, tasarımıyla "spor, katılım ve inovasyon" terimlerini somutlaştırıp tek çatı altında toplamayı hedefliyor.
Yapı içerisinde, süreç boyunca Nike yöneticilerinden çalışanlarına; ünlü ziyaretçilerden alıcılara kadar her bir bileşen düşünülerek tasarlanıyor. Genel merkezin tasarımı sırasında marka, ürünlerini ziyaretçilere ve alıcılara nasıl sergileyeceklerini yeniden kurguluyor. Buna bağlı olarak genel merkez içine, dört adet dijital satış mekanı tasarlanıyor.
Proje | Nike New York Gökdeleni |
Mimarı | STUDIOS Architecture, WSDIA | WeShouldDoItAll |
Proje alanı | 13.935 |
Tamamlanma yılı | 2017 |
Yeri | New York, Amerika Birleşik Devletleri |
Fotoğrafçı | Floto+Warner |
Ofisin içinde kısa bir gezinti için videoya linkten ulaşabilirsiniz.