İstenilen işleve göre şekillenebilen ev: Anna Prefabrik Bahçe Evi

06 ARALIK 2020 , PAZAR 13:00

Anna kabini.

Fizikçi ve mimari tasarımcı Caspar Schols, 2016 yılında, lisans eğitimini almadan önce annesi Anna için prefabrik bir bahçe evi inşa ediyor. Hareketli duvarlara sahip olan bu ev; farklı durumlara veya hava koşullarına uyum sağlayacak şekilde yeniden düzenlenebiliyor.

Hem iç hem de dış kısımlarda organize edilen raylar ile yapı; farklı düzenler oluşturmak için hareket ettirilebiliyor.

Hollandalı tasarımcı, dünyanın her yerinde inşa edilebilecek nitelikteki ANNA kabinini, sökülüp yeniden kurulabilir bir şekilde tasarlıyor.

Hareket kolaylığı için içerdeki taşıyıcı ve cam kaplama, dış ahşap duvarlardan ve metal çatıdan ayrı olarak tasarlanıyor.

Kabin üç farklı modele dönüşebiliyor: ANNA Stay, ANNA Meet ve ANNA Me. Bu varyasyonlarla ANNA; yaşama birimi olarak tasarlanmış olup insanlarla vakit geçirmek, meditasyon yapmak ve dinlenmek için kurgulanmış.

Ahşap kafes kirişler, doğa ile birebir iletişim kuran yaşam alanlarını oluşturuyor.

Hareket kabiliyeti açısından basit ve etkileyici olan ANNA'nın duvarları; dört ray üzerinde hareket ediyor. Duvarların açılıp kapanması ve devinimi; yapının büyüyüp küçülmesini sağlıyor. Doğaya olan hayranlığından ve fizik kanunlarından ilham alan Schols, oluşturduğu sistem ile evi, doğal çevreyi iç mekana davet eden bir mesken haline getiriyor.

Proje; doğada, dış mekandaki duyusal deneyimleri iç mekana adapte ediyor.

Cam duvarlar, kullanıcıları yağmur ve rüzgardan korurken, onlara çevrenin panoramik manzarasını izleme imkanı da sunuyor.

Mimar Schols, yapının ismi ile ilgili şu ifadeleri kullanıyor:

"ANNA adı, yapının palindrom karakteriyle eşleşen (iki taraftan da birbirinin aynısı) özellikle seçilmiş bir isim. A harfini hareketli cam cepheler olarak; N'leri ise ahşap sürgülü duvarlar olarak görebilirsiniz."

Yapının sabit kısmı, ana bileşenleri barındırıyor: mutfak, banyo, tuvalet ve saklama alanı.

Alan, elektrikli ısıtma seçeneği olan bir odun sobası ile ısıtılıyor.

Sürdürülebilir malzemelerle dekore edilen iç mekan; köknar ve huş ağacı kullanılarak yapılmış. Dış kısım ise karaçam ve köknardan oluşuyor.

Duvara monte lavabo, set üstü ocak, tezgah ve saklama alanı ile mutfak; minimal ve işlevsel bir tasarıma sahip.

Evin sabit bölümünde, ikinci bir yatak için asma kat mevcut.

ANNA Stay versiyonu, evin yaşamak için tasarlanmış olan hali. Bu versiyon, dört yetişkinin içerisinde rahatça yaşayabileceği şekilde kurgulanmış. Bir evde bulunması gereken tüm özellikleri barındıran ANNA Stay, kullanıcılara konforlu bir yaşam alanı sunuyor.

Hava koşulları uygun olduğunda kullanıcı, yıldızların altında uyumayı deneyimleyebiliyor.

ANNA Meet versiyonu; Wi-Fi, elektrik prizleri, beyaz bir tahta, modüler bir masa ve bir içecek köşesi içeriyor.

Toplantılar ve etkinlikler için tasarlanan ANNA Meet, bir aile buluşması, yoga sınıfı veya ofis alanı olarak uyarlanabiliyor.

Modüler masa 10 kişiyi ağırlayabiliyor. Mobilyaların ahşap tonu, kabinin geri kalanıyla uyum içerisinde olacak şekilde tercih edilmiş.

ANNA Me versiyonu ile kabin, inzivaya çekilip kullanıcının kendisiyle baş başa kalabileceği bir alana dönüşüyor.

ANNA Me, kabinin, her bireyin kendi isteklerine göre tamamen özelleştirilmiş bir versiyonu.

Schols, istenilen varyasyona bürünebilen ve çalışmalarına devam ettiği ANNA tasarımı için şu ifadeyi kullanıyor: ‘Üzerinde sonsuza kadar çalışmaya devam edilebilecek rubik bir küp.’

ANNA kabinin en yalın halinde, hem ahşap hem de cam kabuklar merkezde buluşuyor ve planın iki ucunda platform açıkta bırakılıyor.

İç kısımdaki kabuklar dışarıya doğru itildiğinde güneşlikli bir mekan oluşturuluyor.

Kabin, ANNA Meet moduyla bir toplantı alanına dönüşüyor.

Son olarak, hem ahşap hem de cam kabuklar planın dış uçlarına kaydırıldığında, ortada bir açık hava platformu oluşuyor.

Schols, ANNA tasarımından sonra Londra'daki Architectural Association'da okumak için burs kazanıyor.

Yapının tüm malzemeleri mini elektrikli bir vinç yardımıyla, sadece beş iş günü içinde üç kişi ile bir araya getirilebiliyor. Uygulaması kolay vida temelli olan bu yapı, demonte edildiğinde doğaya atık bir malzeme bırakmıyor.