Modern mimarlığın tartışmalı örneklerinden: Bijlmermeer Projesi

Bijlmermeer Projesi, Hollanda.
Bijlmermeer Projesi, Hollanda.

Bazen projeleri fikirler; kulağa güzel gelse de, temsil etmek istediği ilkeleri benimsiyor gibi gözükse de yürürlükte amacına ulaşamayabiliyor. Bu bağlamda, coşkuyla karşılanan, kağıt üstünde fazlaca heyecanlandıran bir fikrin hüsranla sonuçlanmasına bir örnektir Bijlmermeer Projesi. Umutlarla başlanan bir modern mimarlık projesinin nasıl ‘kanalizasyon’ diye niteledirildiğine gelin birlikte göz atalım.

“Uzun uzadıya uzanan engin yeşillik, kamusal alanlar, arabaları yaya yolundan ayıran geçitler, huzurlu ve kaliteli bir yaşam uğruna konut olacak yerlerin ayrı yapılıp, alışveriş merkezleri ve sanayileşme bölgelerinden uzak kurulması, yıl boyunca güneş ışığını alan evlerin bulunması, güneş ışığı ve güzel manzara keyfini çıkarmak için çok geniş balkonların olması!” özellikleriyle “Bijlmermeer” sitesi size hoş geldin diyor.

İşte Hollanda’da geçen yüzyılın yetmişli yıllarında kurulmuş sitenin özellikleri. “Sırf modernizm ilkelerini benimseyen mimarlık, burada modernizmden kastımız: belli başlı bir zaman dilimi değil, düşünce ve tarz ürünü olan mimarlığı yansıtmaktır”.

Bijlmermeer Projesi, Hollanda.
Bijlmermeer Projesi, Hollanda.

Yunanistan’da SIAM konferansında toplanmış olan çağın önde gelen mimarlarından birkaç tanesi, kentlerdeki kalabalık, kirlilik ve düzensizlik meselelerini gündeme getirmişlerdir. Barınmak, iş, eğlence ve trafik olmak üzere kentleri, fonksiyonuna göre farklı bölgelere ayırmayı uygun görmüşlerdir. Öyle ki yaşamak için çok yüksek dairelerde kalınırken; zemin yüzölçümü eğlence ve toplanma yeri olarak değerlendirileceği ifade edilmiştir. Yani gökte yaşayıp, yerde oynamak konsepti söz konusudur. Yaya yolundan farklı yüksekliklere yerleşmeyi, arabalar için de ayrı pistler inşa etmeyi düşünmüşlerdir. Bu tasarıyı yaratıcılık belirtisi olarak gösteren Mısır’daki yeni kentsel alan reklamlarından bir tanesi şimdi aklıma geliyor. Burada mimarlar şunu belirtmişler: “Eski Avrupa kentlerinin kıvrımlı ve kirlilik dolu olmasına karşın bu yeni kent düz, açık ve temiz olacak, her şey doğru yerine oturacaktır.”

Bijlmermeer Projesi, Hollanda
Bijlmermeer Projesi, Hollanda

Rejimler bu tasarıyı beğenmişlerdir. Zira proje, alçak yükseklikteki evlerden daha az alan kaplayacak, betonlu binalar da o dönemin eskisine göre çok daha ekonomik bir çözüm olduğundan ciddi anlamda tasarruf edilecektir. Hollanda Krallığı bu tasarıyı coşkuyla karşılamış, Bijlmer’in Amsterdam’ın dışında inşa edilmesi için plan yapılmasına onay vermiştir. Birçok ünitesinin tamamlanması üzerine sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bijlmer ile Amsterdam arası kurulması planlanan metro hattının açılışı gecikmiş olup iki bölge arasındaki ulaşım yolu için tek bir topraksı yol vardır. Bu yol, her bir ünitesi diğerine benzeyen hiçbir merkez ya da meydana ev sahipliği yapmayan Bijlmer Sitelerine ilerliyordur.

Diğer bir husus şudur ki mimarlarla plancılar, tasarımlarını yaparken alışveriş için bir alan düşünmüş ama hiç kimse bir mağaza açmamıştır. Neticede o civarlarda sakinler ihtiyaçlarını karşılayacak hiçbir yer bulamıyorlardır. Bu izolasyon, müşterilerin Bijlmer sitelerinden konut alma isteklerini azaltmasına rağmen inşaat çalışmaları devam etmiştir. Çoğu boş olan 13 bin daireye sahip 31 bina. Düşünsenize, 13 bin daire, yüzlerce asansör, uzun koridorlar, boş otoparklar, hepsi bir hiçlikte kaybolmuş. Korkunç bir sahne. Peki çözüm ne oldu?

Bijlmermeer Projesi, Hollanda.
Bijlmermeer Projesi, Hollanda.

Şans eseri, o esnada Hollanda hükümeti Sorinami vb. ülkelerden sığınan birçok göçmene ev sahipliği yapmaktaydı. Keza binlerce yeni Hollanda vatandaşının ana topraklarına döndüğü sıralarda hükümet, tüm göçmenleri boş kalan bu sitelere yerleştirmek için projeyi fırsat bilmiştir. Devam eden göç akışlarıyla aslen Hollandalılar bu sitelerden nefret etmeye başlamıştır. Bijlmer Siteleri tam anlamda sığınağı olmayan sığınmacıların toprağı olmuştur. Her kim ırkçılık, ayrımcılık veya sosyeteden dışlanma durumunda kalırsa burasını kendine yer edinir olmuştur. Böylesi bir toplulukta suç ve uyuşturucu ticaretine zemin hazırlanması son derece kaçınılmaz bir son olmuştur. Neticede “Bijlmer” Siteleri, Hollandalıların nefret ettiği bir yer haline geldi, o kadar kiHollanda Kanalizasyonu olarak adlandırılmıştır.

Yaşanılan uçak kazasından sonrası.
Yaşanılan uçak kazasından sonrası.

Sırf bu bölgede suç oranı, tüm Hollanda’dakinin on katına çıkmıştır. Bunun üzerine Hollanda hükümeti, düzenli ve daha huzurlu bir yaşam alanı sağlamak için buradaki binaların birçoğunun yıkılması gerektiğine kanaat getirmiştir. Yıkım üzerine düşünülürken korkunç bir olay yaşanmıştır. Rotasını kaybetmiş bir uçağın Bijlmer Sitelerinden birine çarpması üzerine 40 kişi ölmüştür. Bu olay, birçok sitenin büyük oranda yıkılması ve 1-5 arası katlı binalarla değişmesine neden olmuştur. Bununla birlikte; konutları alışveriş noktalarıyla ilişkilendirilmesi, araba pistlerinin bir daha yaya yoluna indirilmesi sağlanmıştır. Günümüz Avrupası bu örneklerden vazgeçmişken, gelişmemiş ülkelerin bazısı hala modası geçmiş bu örneklerin taklidini yapıyor. Öyleki bir söyleme göre “Batılılar hapşırıyor sonra iyleşiyor, uzun bir süre sonra hapşırık bize bulaşınca hastalanıyoruz, hastalık Batı’dan geldi diye onu şifa algılıyoruz. Hastalığa sımsıkı sarılıyoruz şifayı reddediyoruz.’’