Renkli ve sürdürülebilir dönüşüm: Atelier Gardens Stüdyosu

BUFA, Berlin Tempelhof Havalimanı'nın güney ucunda yer alıyor. Kurumun İlk binası yaklaşık 100 yıl önce inşa ediliyor ve Berlin sinemasındaki önemli rolüne adım atıyor. Günümüzde BUFA, kullanıcı kitlesini genişleterek yapımcılarının ötesine geçmeyi amaçlıyor. Bu sebeple kampüsünü, aktivizme ve sosyal adalete odaklanan kuruluşlar ve bireyler de dahil olmak üzere her türlü değişimi destekleyen kullanıcının aydalı ve güzel vakit geçirebileceği bir alana çeviriyor.

“Berlin film tarihinin bu önemli parçasını dönüştürerek, heyecan verici bir geçmişi iyimser bir gelecekle birleştiriyoruz.”- MVRDV kurucu ortağı Jacob van Rijs

Mevcut kampüste beş film stüdyosu ve çeşitli yardımcı tesisler bulunuyor. Tuğla binaların arasında kalan dar sokaklar ve geniş meydanlar tasarım için MVRDV' ye mekansal çeşitlilik sağlıyor.

Mimarlık ofisi tasarımlarında yıkmak ve yeniden inşa etmek yerine mevcut yapılardan yararlanan bir dizi sürdürülebilir dönüşüm ön görülüyor. Geniş ölçekli kampüste film stüdyolarını yenilemek için aşamalı bir yaklaşım benimseniyor.

Yakın zamanda ana girişin yanında bulunan, Ev 1 olarak bilinen binanın dönüştürülmesi ve Stüdyo 1'in yenilenmesi için inşaat onayı alınıyor.

Son yıllarda en çok televizyon prodüksiyonları ve reklamlar için kullanılan Stüdyo 1 modern film prodüksiyonu için oldukça geride kalmış durumda bulunuyor. Neredeyse 100 yaşındaki yapı, mevcut özelliklerinin değiştirilmesinin yasak olduğu bir listede bulunuyor. MVRDV bu sebeple çeşitli kullanımlar için uygun olan esnek bir tasarımı benimsiyor. Ekip, yenilemenin kampüsün tarihine saygı duyarken sürdürülebilir bir gelecek sağlamasını ve böylece binanın ömrünü uzatmasını amaçlıyor.

Yenileme için basit teknoloji gerektiren bir dönüşüm tercih ediliyor. Burada perde raylarının gizlendiği çoğu film stüdyosunun aksine alanın odak noktası haline gelen karmaşık bir üst perde ray sistemi kullanılıyor.

Ray sistemi alanı bölmek için kullanılabilen, akustik ve yarı saydam gibi her biri farklı özelliklere sahip çeşitli perdeleri bir arada tutuyor.

Yeni eklemeler ile -sabit yerine esnek, siyah yerine renkli vb.- orijinal yapıyla tezat oluşturuluyor. Tuğla duvarların görünürlüğü korunurken, alanı farklı kullanımlar için daha uygun hale getirmek için bina çatısına ışıklık ekleniyor. Eskiyen alanlar yeni iç yüzeyler ve daha verimli bir havalandırma sistemi ile güncelleniyor.

1997’de inşa edilen Ev 1 için daha radikal bir değişim yapılıyor. Kötü yalıtımlı yüzeyleri sebebiyle yaz aylarında aşırı ısınan yapı ahşap çerçeveler kullanılarak yenileniyor. Sarmaşıklarla hoş bir ambiyans oluşturan çerçeve sistemi, hem binanın içinden hem de dışarıdan zikzaklı bir merdivenden erişilebilen korunaklı bir bahçe ve çardağı bulunan çatı hattının üstüne kadar devam ettiriliyor.

Binanın içine ayrıca minimum yeni malzeme ile maksimum performans iyileştirmesi sağlamak gibi benzer bir hedefle esnek çalışma alanları, kafe-bar ve toplantı alanları ekleniyor.

Önümüzdeki süreçte kampüsün tamamının ekolojik odaklı bir peyzajla dönüştürülmesi hedefleniyor. Yağmur suyunun toplanıp geri dönüştürüldüğü ekolojik tuvaletler ve iyileştirilmiş doğal havalandırma gibi diğer sürdürülebilirlik önlemleri de projeye dahil ediliyor.

“Sosyal nedenlere yönelik yeni odağıyla Atelier Gardens, farklı bir toplum vizyonu tanımlamaya yardımcı oluyor ve daha fazla insanı bu vizyona katılmaya davet ediyor.”- MVRDV kurucu ortağı Jacob van Rijs.