Tasarım ekibi, şehrin doğal güzelliklerinin içinde bir sığınak oluşturma fikrinden yola çıkıyor. Işık, sıcaklık ve esinti gibi unsurlar proje içine çekiliyor. Bu kavramların her mekanda hissedilebilmesi için görünürlüğün; sığınak fikrinin kaybolmaması için de görünmezliğindengeli bir biçimde projeye işlenmesi gerekiyor.

Arkell House inşa edilmeden önce arazide var olan bazı duvarlar da projeye dahil ediliyor. Yapının mimari sınırları, mahremiyeti sağlayacak duvarlarla çevreleniyor. Ayrıca bu duvarlarla her oda için ayrı bir avlu oluşturan özel yaşam alanları tasarlanıyor.

Şehrin bilinmeyen sokaklarında dolaşma fikri, iç mekanda ortaya çıkarılan gizemli atmosferin temellerini oluşturuyor. Mimarların deyimiyle mekanlar, bir hikayenin bileşenleri olarak tasarlanıyor. Böylece tüm hacimlerin dengeli ve dikkatli bir biçimde bir araya getirilerek bir uzay oluşturduğu belirtiliyor.

Terazzo döşeme ile ilk kez çalışan mimarlık ofisi, bu işi ailecekyapan bir ekiple tanışıyor. Malzemenin doğasına hakim ustalarla, evin bir çok noktası için birbirinden farklı ürünler tasarlanıyor. Ayrıca mimarlar, iç mekan ve dış mekan arası geçişleri terazzo ile kolayca çözümlediklerini de ekliyor.

Geçiş alanlarında kullanılan beyaz renk ile temiz bir ortam oluşturulurken yaşamalanlarındaahşap detaylara yer verilerek sıcak bir atmosfer yakalanıyor. Meksikalı tasarımcılar, yerel mimari unsurlarda kullanılan renk kavramını da bu projeye taşıyor. Özellikle yaşam alanlarında renkli dekorasyon elemanlarıyla mekanlara hareketlilik katılıyor.

Günümüz teknolojisiyle harmanlanan Meksika’nın geleneksel mimari detayları da dikkat çekiyor. Akşamları aktifleşen LED aydınlatmalarla Meksika mimarisinde öne çıkan renk kavramına atıfta bulunuluyor.Gündüzlerisade atmosferiyle kendini gösteren Arkell House, geceleri ise kullanıcılarına hareketli ve canlı bir ortam sunuyor.