Sosyal yaşam ve güneşe göre tasarlanan cami: Masjid Jami Al-Hurriyah
AGo Architects, sürdürülebilirlik konseptini göz önünde bulundurarak Masjid Jami Al-Hurriyah’ı tasarladı. Tasarım, zamana bağlı kalmadan güçlü bir çevresel etkileşime sahip olacak şekilde geliştirildi. Bölgenin kültürü ve sosyal yaşamı ile iklim ve güneş faktörleri tasarımda etkin rol aldı.
Masjid Jami Al-Hurriyah (Işık Mescidi), Cakarta’nın bir banliyö semtindeki tren istasyonunun hemen yanında yer alıyor. Caminin bulunduğu konum gereği etrafında yoğun bir yapılaşma bulunuyor. Bu bağlamda cami, çevresi için dev bir kamusal alan işlevi görmesi hedefleniyor. Ayrıca zemin katında yer alan okul, mahallenin eğitimini destekliyor. Tasarım, Frank Gehry’nin “Mimarlık, zamanından ve yerinden bahsetmeli, ama zamansızlığı özlemelidir.” sözünden ilham alıyor.
AGo Architects, zamansız bir mimari için İslam’ın ilk dönemlerine yöneliyor. Ortadoğu ikliminde İslami gelenekte inşa edilen erken dönem camiler bazen sadece açık alan olarak tanımlanıyor. Bariz bir sembolizm olmadan bir ibadet alanı oluşturan bu cami anlayışı, İslam'ın altın çağında büyük oranda değişiyor.
Zamanın ve yapı teknolojisinin gelişmesiyle birlikte camiler sembolizm hedefiyle inşa ediliyor. Camilerin sundurma gibi yarı açık alanlarla genişlemesi, belirli geometri, malzeme ve ihtişam özellikleri ile donatılması yaygınlaşıyor. AGo Architects cami tasarımında iklim, kültür, insan alışkanlıkları ve pasif tasarım stratejileri ile mekan bağlamına güçlü bir yaklaşım getiriyor. Bu yolla zamansız bir cami tasarlamaya çalışıyor.
AGo Architects, zamansız yaklaşımın yanında tarih boyunca cami mimarisinin farklı olaylardan etkilenmesinden ilham alıyor. İslam, Endonezya'da yoğun şekilde ilk kez 13. yüzyılda yayılmaya başlıyor. İnşa edilen ilk camiler bölgedeki Hindu/Budist tapınaklarını andıran bir mimari dil taşıyor. İnşa teknikleri ve süslemeler de yine bölgede hakim olan eski inançların ibadethanelerini takip ediyor. Kültürel etkileşim, farklı inançların ibadethanelerini etkiliyor.
Endonezya’daki cami mimarisi daha sonraki yıllarda farklı şekillerde etkilenmeye devam ediyor. Hollanda Doğu Hint Adaları hükümetinin sömürge döneminde bölge soğan kubbe ile tanışıyor ve Orta Doğu'dan daha fazla form kendini gösteriyor. Bu doğrultuda AGo Architects, caminin mimarisinin farklı bağlamlarda gelişebileceğine ve kendine mahsus olabileceğini savunuyor. Çünkü cami temelde, içinde bulunduğu toplumun kimliğini yansıtıyor ve çevrenin kendine özgü atmosferini tanımlıyor.
Tasarım; güneş yönlerinden, iklim koşullarından ve yoğun halk etkileşiminden en üst düzeyde yararlanmayı hedefliyor. Böylece zamana bağlı olmayan ancak güçlü bir çevresel etkileşime sahip bir mimari ortaya çıkıyor. Bu doğrultuda yeni bir cami mimarisi yaklaşımı gerçekleştiriliyor.
Üç dişli testere çatı, kısa bir dizi tanımlıyor. Çatı parçaları cami içerisinde; karşılama, teraslı ibadet alanı ve ana ibadet alanı olarak üç alan tanımlıyor. Eğimli çatı, yerleştirilen solar panellerin en iyi şekilde gün ışığı almasını sağlarken gölge oluşturuyor ve yağmura karşı koruyor. Her çatının tepe noktasında yer alan ışıklık, ibadet edenlerin güneşin konumu ile zamanı algılamasına olanak tanıyor.
Caminin çatı formu, minareyle birlikte “الله” (Allah) kelimesini sembolize ediyor. Üç çatı bölümünü kule ile bütünleşmesiyle tren istasyonundan bakıldığında Arapça “Allah” kelimesi okunuyor.
Hacim tasarımı, çapraz havalandırma oluşturuyor ve ayrıca havalandırma sistemine ihtiyaç duyulmuyor. Yan cephelerde bulunan ahşap güneş kırıcı, binanın aşırı ısınmasını önlüyor. Böylece yapı kendi termal konforunu oluşturuyor. Sürdürülebilir altyapı ile cami bölgede örnek olurken topluluğa ekonomik yük olmadan hizmet sağlıyor.
AGo Architects caminin ibadet ve eğitim işlevlerinin yanında sosyal yaşamı desteklemesini hedefliyor. Merdivenler, teraslar ve avlular kamusal alan olarak kullanılıyor. Cami topluluk etkileşimi için bir merkez olarak hizmet ediyor. Duvarları olmayan avlu kesintisiz şekilde sokakla bütünleşirken çeşitli etkinliklere zemin oluşturuyor. Binanın çevresindeki merdivenler, oturmak için ideal bir alan sunuyor ve erişilebilir bir kamusal alan olarak avluyu destekliyor.
Proje | Masjid Jami Al-Hurriyah |
Mimar | Ago Architects |
Alan | 745 m² |
Yıl | 2020 |
Konum | Güney Cakarta, Endonezya |
Baş mimar | Abimantra Pradhana,Osrithalita Gabriela |
Tasarım ekibi | Muhammad Luthfan Rizal,Danindra Adrian Wicaksono |
Fotoğraf | Kafin Noe’man |