Bilim-kurgu'nun temeli Türkiye'de atılmış: Adıyaman'da yazılan dünyanın ilk bilim-kurgu romanı
Dünya çapındaki bilim-kurgu serileri, kitapları ya da filmlerinin temeli aslında Türkiye'ye dayanıyor. İşte Adıyaman'da yazılan dünyanın ilk bilim kurgu romanı...
Yaklaşık 2 bin yıl önce, Roma İmparatorluğu döneminde dünyada ilk kez uzay yolculuğu ve gezegenler arası savaş kaleme alındı. Roma İmparatorluğuna bağlı Kommagene Krallığı topraklarında Samsat (Samosata-Adıyaman) bölgesinde yaşayan hiciv yazarı Lucian (Lukianos ve Lucianus) 'Gerçek Tarih' adlı bu eseri kaleme aldı.
MS. 175 yılında yazılan bu eserde Ay'a yapılan yolculuk anlatılıyor. Hikaye şöyle başlar: Yazarın kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup seyyah şiddetli fırtınaların içinden geçerek Dünya'dan ayrılır ve havada yapılan 7 günlük yolculuğun ardından Ay'a ulaşırlar. Romanın ilk cümleleri şöyle: Olimpiyatlara katılmış 50 atletle bir gemide karanlık denizde gidiyorduk. Fırtına çıktı. Dalgalar gemiyi kaldırdı indirdi, kaldırdı indirdi, kaldırdı gittik...
Savaş başlar
Gezginlerimiz oraya vardığında Ay halkıyla Güneş Halkının 'Sabah Yıldızı' (Venüs gezegeni) 'nde bulunan bir koloni için savaştığını öğrenirler. Yazar burada Güneş ve Ay ordularının ilginç silahlarından bahseder. Kanatlı meşe palamutları, dev sivrisinekler ve gemiler kadar büyük atlar kullanarak uzayda yolculuk etmektedirler. Devasa şalgamları mühimmat olarak kullanan sapan ve mancınıklarla birbirlerine saldırmaktadırlar. Savaşta binlerce kişi hayatını kaybeder. Akan kanlar bulutları kırmızıya boyar ve hikayeye göre güneş batarken biz o bulutları görürüz.
Ay'da yaşayan varlıkların özelliklerinden de söz eden Lucian, hepsinin erkek, ayaklarının tek parmaktan oluştuğunu ve çocuklarının baldırlarından çıktığını belirtiyor. Lucian'ın romancıdan önce bir satirist olduğunu belirtelim. Yani iğneleyici ve gülünç türünde yazılar yazan bir yazardı. Gerçek Tarih'i yazmasındaki amaç da; filozofları, tarihçileri ve onların yeni keşifler karşısındaki tutumlarını eleştirmekti. Gülünç bir şekilde işlenmiş olsa da bu roman bilim-kurgu konseptinin atası olarak nitelendiriliyor. Yabancı medeniyetlerle ilk temas, uzay savaşı, Ay'a yolculuk gibi konular, Lucian'ı çağının ötesine taşıyor ve günümüzün modern bilim kurgu eserlerinin bir Big Bang'i haline getiriyor.
MS. 175 yılında yazılan bu eserde Ay'a yapılan yolculuk anlatılıyor. Hikaye şöyle başlar: Yazarın kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup seyyah şiddetli fırtınaların içinden geçerek Dünya'dan ayrılır ve havada yapılan 7 günlük yolculuğun ardından Ay'a ulaşırlar. Romanın ilk cümleleri şöyle: Olimpiyatlara katılmış 50 atletle bir gemide karanlık denizde gidiyorduk. Fırtına çıktı. Dalgalar gemiyi kaldırdı indirdi, kaldırdı indirdi, kaldırdı gittik...
Savaş başlar
Gezginlerimiz oraya vardığında Ay halkıyla Güneş Halkının 'Sabah Yıldızı' (Venüs gezegeni) 'nde bulunan bir koloni için savaştığını öğrenirler. Yazar burada Güneş ve Ay ordularının ilginç silahlarından bahseder. Kanatlı meşe palamutları, dev sivrisinekler ve gemiler kadar büyük atlar kullanarak uzayda yolculuk etmektedirler. Devasa şalgamları mühimmat olarak kullanan sapan ve mancınıklarla birbirlerine saldırmaktadırlar. Savaşta binlerce kişi hayatını kaybeder. Akan kanlar bulutları kırmızıya boyar ve hikayeye göre güneş batarken biz o bulutları görürüz.
Ay'da yaşayan varlıkların özelliklerinden de söz eden Lucian, hepsinin erkek, ayaklarının tek parmaktan oluştuğunu ve çocuklarının baldırlarından çıktığını belirtiyor. Lucian'ın romancıdan önce bir satirist olduğunu belirtelim. Yani iğneleyici ve gülünç türünde yazılar yazan bir yazardı. Gerçek Tarih'i yazmasındaki amaç da; filozofları, tarihçileri ve onların yeni keşifler karşısındaki tutumlarını eleştirmekti. Gülünç bir şekilde işlenmiş olsa da bu roman bilim-kurgu konseptinin atası olarak nitelendiriliyor. Yabancı medeniyetlerle ilk temas, uzay savaşı, Ay'a yolculuk gibi konular, Lucian'ı çağının ötesine taşıyor ve günümüzün modern bilim kurgu eserlerinin bir Big Bang'i haline getiriyor.