Google, geniş açı sorunu için çalışıyor: 'Selfie beğenmeme dönemi son buluyor'

Psikoloji biliminin ‘bakma’ eyleminin hisleri tetiklediği tespitine ek olarak gözlerin beyin ve sinir sistemiyle de doğrudan bağlantılı olması fotoğraf kavramına bambaşka bir anlam yüklemeyi başarıyor. Durağan bir görüntü olan fotoğrafın daha iyi ve daha yoğun biçimde algılamasına imkan verdiği için zihne ve yüreğe de hitap eden en güçlü görsel kültür ürünü olduğunu söyleyebiliriz.

Yalnızca fotoğraf çekerek bir çocuğun ilk gülüşü veya ilk adımını hatırlanabilir kılmak mümkün olabilir. Lise çağlarında ne kadar komik, evlenirken ne kadar mutlu göründüğümüzü o güne ait fotoğraflardan kontrol edemesek güçlü hatıralarımızın kolu ve kanadı bir anda kırılabilir. Tüm bu bilgiler ve biraz ‘itici duygusal’ yorumların ardından fotoğraf kavramının insanlık için ne kadar önemli olduğu düşüncesine kapılmak oldukça kolaylaşacaktır.

6 yılda 259 'selfie ölümü'

Fotoğrafın boyut değiştirmiş hallerinden biri olarak tanımlayabileceğimiz ‘selfie’ gerçeği ise bilinen bilinmeyen birçok farklı parametrenin farklı yöntemlerle karşımıza çıkması olarak değerlendirilebilir. İnsanların kendi tüketim alışkanlıklarını, medeni durumunu, eğitim seviyesini, kariyer bilgilerini sosyal medya üzerinden yeniden inşa edip kurgulaması çok alışılmadık fakat günden güne güçlenen bir akım meydana getirdi: Selfie tutkusu.

Dünya genelinde selfie çekilirken hayatını kaybeden insanların sayısı yalnızca 6 yılda 259’u bulurken selfie tutkusunun ulaştığı boyutları açıklayabilecek farklı farklı yüzlerce parametreye de sahibiz. Zaman zaman selfie, kendi başına bir problem iken selfie çekinmeyi seven fotoğraf tutkunlarının da çeşitli problemler yaşadığından bahsedebiliriz. Bu problemlerin en büyüğü akıllı telefon kameralarının yaşadığı dönüşümün tam ertesine denk geldi.

Fazla sayıdaki kamera sensörleri, avantaj kadar dezavantaja da sahip

Akıllı telefonların artık ön kamera, arka kamera, geniş açılı kamera, derinlik kamerası derken üstlerinde üç-dört farklı görüntü sensörü olmasına alıştık. Bu teknolojinin önemli getirileri olduğunu söyleyebilsek de kusursuz olduğunu söylemek neredeyse imkansız. Geniş açılı kameralar ile gerçekleştirilen çekimlerde, fotoğrafın kenarlarına doğru ilerlendikçe yapılar bozuluyor ve görüntüler git gide uzuyor gibi görünüyor. Bu durum, herhangi bir manzara fotoğrafı çekerken büyük bir sorun teşkil etmese de söz konusu fotoğraf insan yüzleri içerdiğinde ortaya oldukça problemli bir süreç çıkabiliyor. Pek çok insanın aşina olduğu ve alıştığı üzere, insan yüzlerinde ciddi bir yamulma, aşağı yahut yukarı doğru uzama belirginleşmesi, insanların kendi fotoğraflarını beğenmemesine bile neden olabiliyor.

Fotoğraftaki perspektif baştan sona değişiyor

Selfie tutkunlarının bu problemini çözmek için şu anda kullanılan iki farklı alternatif söz konusu. İlki, basit bir düzeltme algoritması kullanmak. Bu algoritmada fotoğraftaki tüm perspektif harita çizgilerinin bükülmesi gerektiği için görseller gittikçe daha bozulmuş hale geliyor. Yüzler daha iyi görünse de arkada bulunan mimari çizgiler ya da ufuk çizgisi gibi düz ve keskin hatlar yamuluyor. Google ekibi tarafından geliştirilen algoritma, çekilen fotoğraftaki nesneleri tanımlayarak, seçici şekilde perspektif düzeltme uyguluyor. Yani geniş açılı bir fotoğrafta ufuk çizgisini, arkada duran kolonu ya da pencereyi eğip bükmeyen uygulama yalnızca kişinin yüzünde düzeltmeler uyguluyor.

SIGGRAPH 2019’da ilk kez görücüye çıkarılan teknolojinin ‘interaktif olabilecek kadar hızlı’ olduğu açıklansa da bu ifadeyle ne anlatılmak istendiği tam olarak belirlenemedi. İfadenin, gerçek zamanlı olarak video aramalarında kullanılabileceği anlamına mı yoksa siz daha fotoğrafı çekmeye hazırlanırken görüntüyü düzelteceği anlamına mı geldiği belli değil. Google’dan özelliğin ne zaman geleceğine dair herhangi bir açıklama yapılmaması da sisteme dair merakı büyük ölçüde artırmış durumda.