Robotlar, insanlar karşısında herhangi bir hak sahibi olabilir mi?

Günümüzde robotteknolojileri tarihin en gelişmiş seviyesinde. Peki ama dünya gerçekten buna hazır mı? Evet; şu an robot ve otomasyon teknolojileri birçok farklı sektör tarafından kullanılıyor. Ancak robotların da önümüzdeki dönemlerde insanlar gibi bazı hakları olabilir mi?

Doğru; robotlar gündelik hayatın bir parçası. Aslında bunu kabul ettiğimizde bile birçok sorun ortaya çıkıyor. Onlara karşı nasıl davranılması gerekiyor? Hangi haklara sahip olacaklar?

Bunlar gibi ilginç sorunlar aslında Ian McEwan'ın son romanının asıl konusunu oluşturuyor.

Machines Like Me isimli roman, yapayzekâ ile akla yatkın bir robot oluşturulmasının insanlar üzerinde etkisinden bahsediyor.

Zihinsel olayların, - bilinç, düşünceler, duygular vb. - bir şekilde insanlar tarafından üretilen robotları içermediği ve içeremeyeceği açık.

Fransız sosyolog Emile Durkheim konuyla alakalı olarak sosyal bilimlerde basit argümanlara dikkat etmemiz gerektiği konusunda oldukça ikna edici bir tez sunuyor. Dil gibi sosyal olaylar, bireylerin kendi psikolojik ve biyolojik özellikleriyle etkileşimi olmadan ortaya çıkmaz.

Yani insanlar aslında robotları kullanırken robotlar da çeşitli haklara sahip olabilir mi asıl mesele bu. Şu an birçok farklı ülkede konuyla alakalı çalışmalar yapıp makaleler yazılıyor. İlginç gelebilir ama önümüzdeki süreçte robotlar insanlar karşısında çeşitli haklar elde edebilir.

Bu arada, Netflix ya da benzer platformlarda bilim-kurgu filmlerinin artık robot ve yapay zekâ teknolojilerini fazlasıyla içerdiğini görüyoruz. Bunun son örneklerinden biri de I am mother. Tamamen robot tarafından büyütülen bir insanın hikâyesini temel alıyor. Robot, yapay zekâ ve otomasyon sistemleriyle ilgilenenler için filmi önerebiliriz.