Efkâr bastı da biraz...

Canını feda etmenin en güzel ifadesi...
Canını feda etmenin en güzel ifadesi...
  • Aks-i hüsn-i yâr, eşk-i çeşm-i bî-ferden geçer / Fülk-i gevherdir o gûyâ Bahr-i Ahmerden geçer
  • [Sevgilinin güzelliğinin görüntüsü fersiz gözlerimden geçer ve bu hâl inciden mamül geminin Kızıldeniz’den geçişini andırır.]
  • İnciye benzetilen güzellik ve kanlı gözyaşları / Kızıldeniz çağrışımı. Bravo doğrusu.
  • Yek-ten olmak isteyen ol gül-bedenle ey gönül / Pîrehen-veş sînesin çâk eyleyüp serden geçer
  • [Ona kavuşabilmek gömleğe nasip olmuş. Öyleyse bilmeli ki gömlek gibi olmadan kavuşmak mümkün değil; yani yakasını yırtmış ve başsız.]
  • Can fedası daha güzel nasıl anlatılabilir ki?
  • Bak bu lû’betgâh-ı dehrin rûz ü şeb mihr ü mehi / İki tıfl -ı nâzenîndir sanki çenberden geçer
  • [Dünya adlı şu oyun parkında çemberden atlayan çocuklar gibi her gün gelip giden aya ve güneşe bak hele.]
  • Nefis benzetmelerle dünya hayatını bir oyun ve eğlence olarak belirleyiş. Yine bravo bence.
  • Sanma te’sîr eylemez Leylâ o sengîn-tıynete
  • Nâvek-i âh-ı derûn pûlâd ü mermerden geçer
  • [Yarin kalbi taş gibiyse de ümidini kesme diyor kendine; çünkü içinden gelen (ah!) lar çeliği de mermeri de deler geçer.]
  • Sabret gönül eyyâm-ı sefâ yâre de kalmaz
  • Gam çekme ki vuslat demi ağyâre de kalmaz
  • [Sen sabret. Mutluluk günleri ona da kalmaz. Sen ayrı kaldın, rakip kavuştu ya; boşver! Ona da kalmaz.]
  • Güller solar ezhâr dağılır bâd-ı hazanla
  • Gülzâra hezâra gül-i pür-hâre de kalmaz
  • [Hazan yeli esti mi; solar güller, güzelim çiçekler dağılır ve dikenleriyle aşık bülbülü bîzâr eden güle de kalmaz bu safâ.]
  • Ömür Ceylan Hoca konuğum olmuştu da TRT’de; ’şiirimiz elemden saadet devşirmeyi öğretir’ demişti. Doğru söylemiş doğrusu.
  • Sür’atle geçer vakt-i civânî heder etme
  • Elbet bu hüsn yâr-i füsûn-kâre de kalmaz
  • [Çabucak geçer gençlik, yazık etme. Bu güzellik elbet o büyülü güzelde de fazla kalmaz.]
  • Çek cevrini cânâne sakın etme şikâyet
  • Bir gün gelir âhın o sitemkâre de kalmaz
  • [Derdini çekerken sevgiliye şikâyette bulunma. Bir gün alacak tahsil edilir.]
  • Mevt cismini kalbettiği gün hâke Nezîhâ
  • Gam girye biter tâlii gaddâre de kalmaz
  • [Cismin Birgül toprağa döndüğünde, üzüntü falan biter; o yaver talih zalime de kalmaz.]

Bir de Fitnat Hanım var. Altmış yedi yaşında 1909 da gitmiş Suskunlar Semtine ama gitmeden evvel epey söylemiş.

Buyurun bir örnek:

Etme rağbet düşmen-i bed-kâre Allah aşkına

Verme fursat öyle her mekkâre Allah aşkına

Olmasın mahrem rakîb esrâre

Allah aşkına Sen edersen razıyım âzâre Allah aşkına

Kıl mürüvvet verme yüz ağyâre

Allah aşkına

[Senden gelen her belâya razıyım. İtiraz edersem n’ooliyim. Yeter ki alçak düşmana yüz verip de şımartma.]

Değil mi ama?