Hiper-etkileşim çağında bunamanın faydaları

Modern insanın kafası çöp kamyonu kasasına döndü, hatırlayacak değerli bir şeyi kalmadı.
Modern insanın kafası çöp kamyonu kasasına döndü, hatırlayacak değerli bir şeyi kalmadı.

Milan Kundera Gülüşün ve Unutuşun Kitabı'nda işgalci Rus tanklarını unutup armutlara kafayı takan bir anneden bahsediyor. Günümüz insanı tam olarak bu profile uyuyor. Asıl unutması gerekenleri unutmaktan korkar hâle geldik. Çünkü unutursak konuşacak bir şeyi kalmayacak.

Öğrendiklerimizin ne olduğuna pek bakmıyoruz bile ve onlara kimsenin bilmediği biricik bilgiymiş muamelesi yapıyoruz.

Beklemek acıdır, unutmak acıdır ama hangisini yapacağını bilmemek acıların en büyüğüdür. Paul Coelho Çağımızın biricik motivasyonu "Öğrenmekten asla vazgeçmeyin!" cümlesidir. İnsanlar artık sosyal çevrelerinde, her an ve koşulda bir şeyler öğreniyor. Öğrendikçe daha çok konuşuyor, konuştukça daha fazla öğreniyor. Artık her haber, her bilgi beklemeksizin anında yayılabiliyor. Bilginin yayılımında eşik kalmadı. Mavi kuş, yorum ve gerekli/gereksiz bilgiden ibaret gökyüzünü taşıyan modern bir atlasa dönüştü. Fakat bir farkla, yükü taşımakla kalmayan, getir götürünü yapan bir atlas.

Öğrendiklerimizin ne olduğuna pek bakmıyoruz bile ve onlara kimsenin bilmediği biricik bilgiymiş muamelesi yapıyoruz. Hâlbuki öğrendiklerimizi, zaten herkesin kolaylıkla öğrenebildiği bir çağda yaşadığımız için öğrendik. Hiçbir çaba göstermeden, adeta bilgiye maruz kalarak öğrendik. Zihnimizi bu kadar doldurmak bizleri vakitsiz bir alzheimer ile tanıştırdı.

 Milan Kundera Gülüşün ve Unutuşun Kitabı'nda işgalci Rus tanklarını unutup armutlara kafayı takan bir anneden bahsediyor.
Milan Kundera Gülüşün ve Unutuşun Kitabı'nda işgalci Rus tanklarını unutup armutlara kafayı takan bir anneden bahsediyor.

Alzheimer sadece bir yaşlı bunaması olarak tanımlanmamalı. Belleklerimiz gereksiz birçok bilgiyle dolu olduğu için artık çok genç yaşlarda unutmaya başlıyoruz. Bu çağda unutmak bir nimet olarak düşünülmeliyken garip bir şekilde korkuyoruz. Sanki çok matah şeyleri öğrenmişiz gibi edindiğimiz magazinsel bilgiyi yitirmekten korkuyoruz adeta. Burada debdebeli öğrenme atmosferinde modern insanın hafızasını nelerle doldurduğunu gözden geçirmekte fayda var.

Sosyal medyada her dakika dönen yalan haberler, nefret söylemleri, dezenformasyon ve bilgi kirliliği; hangi ünlünün kimi aldattığı, aldatılan diğer ünlünün bu duruma tepkisi, başka bir ünlünün sahiplendiği köpeğine verdiği isim vs… Modern insanın kafası çöp kamyonu kasasına döndü, hatırlayacak değerli bir şeyi kalmadı. Milan Kundera Gülüşün ve Unutuşun Kitabı'nda işgalci Rus tanklarını unutup armutlara kafayı takan bir anneden bahsediyor.

  • Günümüz insanı tam olarak bu profile uyuyor. Asıl unutması gerekenleri unutmaktan korkar hâle geldik. Çünkü unutursak konuşacak bir şeyi kalmayacak.

Modern insan artık tankları değil armutları görüyor. Yalnız armutları bilip, armutlardan konuşuyor. Çünkü armutların piyasa değeri daha yüksek. Geriyeyse boş nutuklar kalıyor. Bu şartlar altında unutmak modern insandan hiçbir şey eksiltmez. Bu nedenle, yersiz unutma korkusu yerini unuttuğunda yitireceği bir şeyi olmama korkusuna bırakmalı. En büyük acıların unutulması gibi bu ortamda da unutmak ilahi bir hikmet olsa gerek. Tam burada yapılacak en doğru şey unutmaktır.

Unutmak ve bir daha unutulmaya bile değmeyecek hiçbir şey öğrenmemek. Seçim vaatlerini, gözlerimizin içine içine söylenen o doğrusunu bildiğimiz yalanları, bir kalbimiz olduğunu akıldan çıkarmadan geriye kalan ne varsa unutalım. Böylelikle başka bir yarın mümkün olur belki.