İrlanda'da bir Âkif Mangan

James Clarence Mangan
James Clarence Mangan

Çalışkan bir insan olmasına rağmen Mangan, İrlanda'nın milli şairi olma yolunda en önemli görev olan, yalnızlığı ve yoksulluğu başarmıştır. Başarılan bir yoksulluktur bu. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy gibi ömrü boyunca maddi sıkıntılar içerisinde olmuştur.

1

James Clarence Mangan... İrlanda'nın merkezinde heykeli dikilen o Türk aşığı Milli bağımsızlık şairi. Şiirle hemhâl olmuş herkesin kulağına çalınmıştır ismi. Hep ismini andığımız ama ne işle meşgul olduğunu bilmediğimiz uzak akrabalar gibi heybetiyle durur Mangan. 1 Mayıs 1803'te Dublin'de doğar. Avrupa'nın olumsuz anlamda tam Avrupa olamadığı o dönemde, bakkal olan babası iflas eder. Cizvit okulunda okuyan Mangan 15 yaşında okulu bırakıp çalışmaya başlar.

  • 2
  • Şiirle de bu dönemde kesişir yolu. Bakkalın iflas etmesi, geçim derdi, onu şairliğe doğru yönlendirir. İlk şiirlerini yazmaya başlar. Bu yol onu daha sonra Türk şiirine çıkaracak olan yolun başlangıcıdır. Bir bakkalın iflası, Türk şiirinin Avrupa'ya taşınmasını gölgeli bir özne olarak vesile olmuştur aslında. Ekmek derdi peşine düşen Mangan, bir noter bürosunda on yıl boyunca kopya katipliği yapmıştır.

3

Çalışkan bir insan olmasına rağmen Mangan, İrlanda'nın milli şairi olma yolunda en önemli görev olan, yalnızlığı ve yoksulluğu başarmıştır. Başarılan bir yoksulluktur bu. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy gibi ömrü boyunca maddi sıkıntılar içerisinde olmuştur. Kıymetin taltifi her zaman geç kalmıştır şiirlere. O da iyi bir şair olmanın hakkını vererek daha sonra İrlanda'nın milli şairi olarak tarihe geçecektir.

  • 4
  • Kırk altı yıllık kısa hayatına birçok çalışma sığdıran Mangan; Schiller ve Goethe gibi şairleri İrlanda'ya tanıttı. Bir bakıma denilebilir ki güzeli aramadan önce kaliteyi aramıştı ve buldu. Bir şairi, şair yapan kalite avcılığı, onu Türk şiiri vasıtasıyla güzelin de avcısı yapacaktı. 1834 senesinden itibaren, Dublin Üniversitesi gazetesinde ve milliyetçilik açısından dönemin önde gelen dergilerinden The Nation adlı dergide yazılarını sürdürdü.

5

Latince, Almanca, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca gibi dilleri bilen Mangan, Almanca çeviriler vasıtasıyla dönemin Türk şiiriyle tanışır. Çarpılmışa dönen İrlanda'nın milli bağımsızlık şairi, elinden geldiğince Türk şiirini okuyup, dönemin Türkçesini öğrenir. Bir İrlandalı olarak Türkçe öğrenmenin zorluğunu şu şekilde ifade eder: "Türk edebiyatını anlamak çok zor. Türkçe gramer öğrenmek için ise âdeta yeminli bir Müslüman gibi olmalısınız" der.

  • 6
  • O kadar Türk şiirinden etkilenir ki Mangan, Türk şiirini anlamının bir başka veçhesi olarak, kendi ifadeleriyle söylersek, Avrupa'nın eskimiş paçavralarından kurtulmanın gerekliliğini ifade eder. Bir İşin içinde Türkçe varsa, bir sırrı da göğsünde taşır insan. Mangan doğumundan ölümüne kadar Dublin bölgesinde yaşamış, Türk topraklarına dahi gelmemiştir. Buna rağmen Karaman'dan Erzurum'a savaşmaya giden bir askerin hikâyesini şiir olarak anlatır. Bunu yaparken Karaman övgüleri ve tahlilleriyle Erzurum'a varır. Karaman'ı ve bir Karamanlıyı anlatacak bilgi ve duygu birikimini nerden elde ettiği ise hâlâ meçhuldür.

7

Türk şiiri hakkında makaleler de yazan Mangan, şiirlerinde tasavvufu ve Türk bakış açısını, âdeta bir Türk gibi nakleder. Dünyayı değer verilmeyen bir yer olarak görür. Cemal Süreya'nın "Türkçe bilenin işi rast gider" hatırlatması, burada geçerli değildir. Osmanlı'nın İngiltere ablukası altında olan İrlanda'ya yardımda bulunduğu o kıtlık dönemi başlar. 1849 yılında açlık ve kolera nedeniyle vefat eder İrlanda'nın Türkü. Ölmeden önce hakiki bir Türk oldu mu bilmiyoruz ama, Oxford Book of English Verse isimli antolojide kendisinden Türk şairleri bölümünde bahsedilir. Hayata vedasını ise kendi dizeleriyle bitirelim "Altına mücevhere hiç değer vermedik / La İlahe illallah!".