Olmasaydı sonumuz böyle...

Teknik direktör Maurizio Sarri
Teknik direktör Maurizio Sarri

Her Trabzonlunun pardon Napolilinin bir futbolcuolamama hikâyesi vardır ya onunki de o hesap. İyi birsol bek olsa da raket gibi sol ayağını profesyonel futbolcuolarak seyrettirmek nasip olmamış. Belli ki onada “Aman oğlum önce okul, önce derslerin” demişler.O da bizim gibi anayı üzmek olmaz diyen inananlardanbesbelli…

Maradona’dan çok Sarri’ye yakışırdı Napoli’yi şampiyon yapmak. Çünkü Sarri’nin hikâyesine inanmak, Napoli’nin iddiasına inanmak kadar zordu.

Hayalperest bir şehrin hayalperest bir Hocası…“Çok yakıştılar birbirlerine” derler ya, Napoli ile Sarri gibi birbirlerine çok yakışanlar nadirdir futbol âleminde…

Aslen Napolili ama babasının vazifesi sebebiyle Toscana’da doğmuş büyümüş Sarri. Her Trabzonlunun pardon Napolilinin bir futbolcu olamama hikâyesi vardır ya onunki de o hesap. İyi bir sol bek olsa da raket gibi sol ayağını profesyonel futbolcu olarak seyrettirmek nasip olmamış. Belli ki ona da “Aman oğlum önce okul, önce derslerin” demişler. O da bizim gibi anayı üzmek olmaz diyen inananlardan besbelli…

Sen gene sol ayağını konuştur sahada ama aynı zamanda çocuklara abilik de yap.” Tamam demiş Sarri başkan ama kısa sürede anlamış ki asıl işi hocalık…

Üzmemiş kimseyi, derslerini ihmal etmemiş; okulu bitirip bankada sağlam bir işte bulmuş. Saçları briyantinlemiş, gri takım elbiseyi çekmiş ama futboldan da kopamamış. Yaş olmuş 30 hâlâ amatör sahalarda akşamları ayakkabı eskitmeye devam etmiş. Tabii işi var, maaşı var artık karışanı yok; anası arada “Oğlum geldun kaç yaşina ya yitur hau top işini” dese de Sarri başkan tatlı dille konuyu geçiştirmeyi başarmış her seferinde. Derken oynadığı Stia isimli amatör takımın hocası ayrılmış. Takım hocasız kalınca bizimki de biraz yaşlı artık, demişler: “Tamam sen gene sol ayağını konuştur sahada ama aynı zamanda çocuklara abilik de yap.” Tamam demiş Sarri başkan ama kısa sürede anlamış ki asıl işi hocalık…

  • Altıncı kümeden başlayan hocalık hikayesi birkaç sene sonra “memuriyetten istifa” etmeye kadar varmış. Aile de artık toptan para kazanacağına inanmış belli ki.

Neyse Seri C, Seri B derken kendini Seri A dedikleri kurtlar sofrasında bulmuş. Herkesin “küme düşer” dediği Empoli’yi çıkardığı senenin ardından Seri A’da tutmayı başardı. Ve aslında muhasebeci olması gerekip nasıl başardıysa teknik direktör olan Benitez’in yerine teknik direktör olması gerekirken bankacı olup sonradan “hayata geri dönüş” yapan Sarri Başkan geçti; hak yerini buldu…

Seri C, Seri B derken kendini Seri A dedikleri kurtlar sofrasında bulmuş.
Seri C, Seri B derken kendini Seri A dedikleri kurtlar sofrasında bulmuş.

Hikâye buraya kadar gayet iyi bence de. Adam tuttuğu takımın başına geçiyor hayallerine kavuşuyor; sonrası da fena sayılmaz. Takım şampiyon olmasa da hem İtalya’da hem Avrupa’da sevilen sayılan bir ekip kıvamına geliyor tekrar… Herkes Napoli-Sarri birlikteliğinin devam etmesini beklerken -herkes bekliyor muydu bilmiyorum ama ben bekliyordum ve herkes de beklemeliydi bence- ayrılık gelip çatıyor.

Sarri reis açısından sıkıntı yok muhtemelen İngiltere’de yeni başarı hikayelerini okuyacağız da bizim Napoli gidip Ancelotti’yi almasaydı. Tamam Şenol Hoca boşta değil biz de biliyoruz ama Fatih Tekke vardı mesela? Hem vallahi de billahi de Sarri kadar güzel içer sigarayı…