Serdar Tuncer ile on sekiz soruda nasılsın?

Serdar Tuncer
Serdar Tuncer

Nasihat veren çok, nasihat olan az. Yaptığı her işi Allah rızası için yapabilenlerden olursak, nasihat olacağız.

1- Çocukluğunuzdan hatırladığınız ilk şey nedir?

Gecenin bir yarısı... Amcam asker­den izne gelmiş... Bekleyememiş sabahı, uyandırmış yeğenini.

Uykulu gözler, şaşkınlık, herkesin yüzünde tarifsiz bir neşe, hediye paketlerini yırtmaya çalışan bir çocuk...

2- Müfredat dışında okuduğunuz ve ‘çok iyiymiş’ dediğiniz ilk kitap neydi?

Bir Adam Yaratmak.

3- Doğa mı şehir mi? Şehirse ne­den, doğaysa neden?

Doğasını yitirmemiş bir şehir. Doğa hamdolsun çağrı, şehir maalesef zaruret. Halvet der encümen var bir de...

4- En beğendiğiniz mimari eser. Neden?

Selimiye Camii. Kâmilen biz çünkü. Kendimizi yitirmeden, başkasına bürünmeden, kay­gısız, tereddütsüz sâfî biz.

5-Neydi o şarkının adı?

Benzemez kimse sana.

6- Biri vardı değil mi ‘bu insan’ olmanızı sağla­yan, kimdi o?

Babasının kendisinden tecellî ettiği bir büyük oğul. Sâkiyâ câmında nedir bu esrar...

Uçmak kastıyla değil duaya vesile olsun için söyleyeyim: Ölmeden ölmek.
Uçmak kastıyla değil duaya vesile olsun için söyleyeyim: Ölmeden ölmek.

7- ‘Şimdi onsuz olmuyor’ dediğiniz en iyi arkadaşı­nız vardır, kimdir o? Niçin dostunuzdu/r?

Öyle bir arkadaşım yok. Dost var, ona da ‘şimdi’ fazla. Çünkü hiç bir an onsuz olmuyor. Niçin’e cevabım bir sorudur: Aşkta niçin olur mu?

8- Koleksiyon yaptığınız bir şey var mı?

Hayal kırık­lıklarım.

9- Şunu görmeden/yapmadan öl­mek istemem dediğiniz şey nedir?

Uçmak kastıyla değil duaya vesile olsun için söyleyeyim: Ölmeden ölmek.

10- Bize şimdi bir şiir adı vermeniz gerekse…

Âşık oldur kim kılur cânın fedâ cânânına.

11- Hangi film? Niçin?

Spring, summer, fall, winter and spring. Kadîm bir ızdırabı günün enstrümanına söyletebildiği için.

12- Batı’yı ve Doğu’yu nasıl tanım­larsınız?

Batı doğunun nefesiyle kendisi, doğu batının rüzgârıyla kendinden bir başkası.

13- Maradona mı yoksa Messi mi?

Koca Yusuf.

14- Uçakların uçtuğuna inanıyor musunuz?

Bazen ayda yirmi defa...

  • 15- Dergide bir duvarımız var. Ora­sı için bir cümle söylesenize.
  • Bir eve penceresi kadar düşer ayın ışığı.

16- Siz şimdi gittiğiniz o şehri çok sevmişsinizdir. Biraz anlatsanıza?

Saraybosna. İç içe geçmiş halkalar gibi. Merkezde Osmanlı. Camii, medresesi, türbesi, sebili, çarşısı, ihtişamı, tevazuu ile… Onu bir men­gene gibi saran ama yine de estetik Avusturya-Macaristan, onu da bir heyula gibi sarmalayan ruhsuz Tito soğuğu, en dışta ise modern ve an­lamsız bir güya yükseliş... Kalbinde beni saklayan bir tarih yolculuğu gibi Sarayova.

17- Bize bir nasihat vermenizi is­tesek?

Nasihat veren çok, nasihat olan az. Yaptığı her işi Allah rızası için yapabilenlerden olursak, nasihat olacağız.

18-Nasılsınız?

Memleket gibi.