Şehri bünyâd ederken reaya kalbini âbâd etmek

Şehir inşa edilirken insan ihya edilir.
Şehir inşa edilirken insan ihya edilir.

İslam'ın şehir kültürü Yesrib'in Medineleşme süreci ile başlamış bundan sonra kurulan tüm İslam şehirleri için bu değişim ve dönüşüm süreci kurucu bir unsur olarak kabul görmüştür. Yeni kurulan veyahut fetihle bir atılım aşamasına geçen mekânlar İslamla "ufkî" şehirler hâline gelerek toplumun kalbini âbâd etmiştir.

Bir.

Şehir düşüncesi insan ve mekân ilişkisi üzerine kurguludur. Bu ilişki içerisinde insan ve mekân karşılıklı olarak hem etkileyen hem de etkilenen konumdadır. İnsan, mekânı etkilerken mekân da insanı etkiler.

Bu etkileşim; karşılıklı olarak değişim ve dönüşümü de beraberinde getirmektedir. Bu bakımdan şehir değişirken insan da değişir, insan değişirken şehir de değişime uğrar. Birbirini etkileyen bu iki unsur, "ihya ve inşa etme" bağlamında ele alınabildiği gibi "bünyâd ve âbâd" kavramları ile de işlenebilir. Birbirine yakın, birbirini tamamlayan bu kavramlar, insan ve yaşadığı mekânın birbirinden ayrılmazlığını göstermektedir. İnsan ihya edilirken şehir inşa edilir, insan âbâd olurken şehir bünyâd olur.

İki.

Şehir kurmak, insan kurmakla mümkündür. Şehri ontik ve metafiziksel olarak kuracak olan insandır. İnsanın sonsuzluk ile olan temasıdır.

Kurgulanan mekânlar birbirinin gökyüzü bakışını kesmez/kesmemelidir.
Kurgulanan mekânlar birbirinin gökyüzü bakışını kesmez/kesmemelidir.

Ruhun ölümsüzlüğü ile bedenin faniliği arasında tereddütle yaşayan insanın ruhu/ölümsüzlüğü bedeninin faniliğine sıkıştırılmıştır. Bu beden kafesi ruhun dünyadaki mekânıdır. Bu mekânın odak noktası da kalptir. Kalp sadece kanı pompalayan bir organ değil, ruhun da odak noktasıdır/merkezidir. Manevi kalbiyle ruhunu besleyen insan beden kafesinde sıkışmış ruhuna bu vesileyle bu dünyada zulüm etmemiş olur.

Üç.

İnsanoğlu bir mekânı kurarken yine insan için kurar, büyütür ve geliştirir. Bu yüzden şehir kurmak, insanlıkla bağlantılıdır. İnsanlık üzerine bir mefkûresi olanlar ancak şehir kurabilirler. Şehir kurucular bu bakımdan büyük bir mefkûre sahibi isimlerdir. Onlar ihya ve inşayı birbirini tamamlayan, bir birbirini yükselten iki unsur-tek amaç olarak betimler ve kabul ederler. Şehri kuran düşünce, insanı da kurar ve şehir kurulurken insan da bu düşünce ekseninde kurgulanır. Mefkûre, uzun süreli bir hâle, bir yaşantı biçimine dönüşür. Bu bakımdan şehir kurmak, insanı kurgulamak ile eşdeğerdir. Ona bir yol, yöntem, bir yaşam felsefesi, bir erek vermektir.

Dört.

Mefkûre, uzun süreli bir hâle, bir yaşantı biçimine dönüşür. Bu bakımdan şehir kurmak, insanı kurgulamak ile eşdeğerdir. Ona bir yol, yöntem, bir yaşam felsefesi, bir erek vermektir.

Şehri insandan, insanı da şehirden ayırmak iki olguya görmezden gelmektir: Bünyâd ve âbâd. Bu gün şehirleri kentlerden ayrı bir mantıkla açıklayabilecek iki kavram/olgu bu iki kelimedir. Yerleşim yerleri gittikçe betonlaştırılırken aslında bir nevi kimsesizleştiriliyor ve kimliksizleştiriliyor. Sadece barınma maksadıyla yapılan yerleşim yerleri karakteristik bir özelliğe sahip olmadığı için buralarda yaşayanlara sirayet ederek kişileri hem kimsesizleştiriyor hem de bulanıklaştırıyor. Bu bulanıklaşma mütereddit ruh hâlinde olan kent insanın en büyük imtihanı, bazen de en büyük zaafı ve belki de en zayıf yeri. Bu mütereddit ruh hâli onu bütün bağımlılıkların esiri, bütün sunuların baş tüketicisi konumuna itmiştir. Onun yerine karar veren, düşünen, uygulayan bir sistem varken mütereddit ruhun karar mekanizması gittikçe körelecek ve bu şekilde kişiliği/karakteri de flulaşacaktır.

Beş.

Şehir kuran insan bir muhayyile kurucusudur. Bir düşüncenin, bir misyonun sonraki nesillere aktarmayı amaç edinmiştir. Bu kurucu muhayyile, nesilleri dünya sahnesinde ayakta tutmak için ortaya çıkmış devrimci bir çabadır. Şehir kuranlar, şehri kurarkan bir insan topluluğu hayal eder, bu hayal edilmiş topluluk/ahali bütün yönleriyle o kurucu düşünceye bağlanmış, inanmış dava erleridir. Bu mukim kişiler tür alpinist gibi, eylemsel ve ne yaptığını bilen, bilinç durumu sürekli diri olan bir yapıdadır.

Şehri insandan, insanı da şehirden ayırmak iki olguya görmezden gelmektir: Bünyâd ve âbâd.n
Şehri insandan, insanı da şehirden ayırmak iki olguya görmezden gelmektir: Bünyâd ve âbâd.n

Altı.

Sosyologlar ve toplum felsefecileri toplumun değişim ve dönüşüm sürecini irdelerken gelenekselden moderne olan süreci birçok farklı açıdan yaklaşmış, Saint Simon bu süreci tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş olarak ele alırken Tönnies, cemaatten cemiyete geçiş süreci olarak ele almıştır. Spencer ise basit toplumsal ilişkilerden karmaşık yapıya geçiş olarak ele almıştır.

  • Mekânsal kurgu, toplumsal kurgu muhayyilesinden etkilenerek ortaya çıkar. Bu bakımdan her toplumun siyasi ve politik temelleri mekânsal kurgunun temelini oluşturur.

Yedi.

Şehir kurmak, kalıcı eserlerle onu büyütmek, geliştirmek, hem mimari açıdan hem de zihinsel açıdan katkılar sunmakla mümkündür. Şehirler salt bina yapmakla imar edilmez, insanın fıtri özellikleri de göz önünde bulundurularak "boş alanlar" da buna dâhil edilir. Bu "boş alanlar" yeşil alanlar sonsuzluk muhayyilesinin yerleşmesi açısından insanlara ufkî bir bakış kazandırır. "Hiç mi gökyüzüne bakmazlar?" sorusunun muhatabı olan insanların gökyüzü ile temasının kesilmesi onu gittikçe bu dünyanın bir insanı hâline getirir. Bu bakımdan şehirler "ufkî" mekânlardır.

Kurgulanan mekânlar birbirinin gökyüzü bakışını kesmez/kesmemelidir.

İslam'ın şehir kültürü Yesrib'in Medineleşme süreci ile başlamış bundan sonra kurulan tüm İslam şehirleri için bu değişim ve dönüşüm süreci kurucu bir unsur olarak kabul görmüştür. Yeni kurulan veyahut fetihle bir atılım aşamasına geçen mekânlar İslamla "ufkî" şehirler hâline gelerek toplumun kalbini âbâd etmiştir.

Bunun en güzel örneği II. Abdülhamid Han'ın şehir üzerine yapmış olduğu katkılardır. II. Abdülhamid Han, İstanbul'u kuran değil ama İstanbul'un kimliği üzerine derin düşüncelere sahiptir. İnşa ettirdikleri yanında ihya ve tamir ettiği 1552 eser, onun bu düşüncesinin bir yansımasıdır.

Sekiz.

Şehir inşa edilirken insan ihya edilir.