Yeni şok doktrini

Neoliberalizmle insanlığın kanını iliğini kurutmuş küreselci sermayedarlar şimdi de dünyayı sosyalistleştirmekten söz ediyor.
Neoliberalizmle insanlığın kanını iliğini kurutmuş küreselci sermayedarlar şimdi de dünyayı sosyalistleştirmekten söz ediyor.

Tarihteki bütün "şok ve dehşet" dalgalarının ardından yeniden ayağı kalkmış olan insanlığın genetiğinde bu habis planla başa çıkma potansiyelinin kayıtları mevcut. Bu kaydı harekete geçirecek tılsımın adı "yeni kolektif bilinç". Kadim bilgi ve inancın ışınımı. Yeni bilincin yükseldiği günlerdeyiz.

  • Şok ve dehşet, genelde tehditle işleyen toplumun belirli kesimlerine, genelde insanlara ya da yönetim kademelerine anlaşılmaz gelen korkular, tehlikeler ve yıkıma yol açan olgulardır. İçinde yaşadığımız ve fırtınalar, kasırgalar, depremler, sel baskınları, kontrol altına alınamayan yangınlar, açlık ve hastalıkla şekillenen doğa, şok ve dehşet doğurabilmektedir.
  • Harlan K.Ulman
  • Şok ve Dehşet: Hızlı Hakimiyet Sağlama
  • (ABD'nin Irak savaşındaki askeri doktirini – Kitabın giriş epigrafı)

ŞOK DOKTRINI

Kanadalı yazar ve sosyal aktivist olan Naomi Klein'in 2007'de basılan Şok Doktrini: Felaket Kapitalizminin Yükselişi-The Shock Doctrine: The Rise of Disaster Capitalism adlı kitabını 2008 yılının baharında okudum. Aradan bunca zaman geçti. Şok doktrincileri hiç aralıksız mesaide kalmaya devam etti. Aynı formülle ve tek senaryoyla çalışıyorlar. Altı yüz küsur sayfalık kitap dünya ölçeğinde elit bir kapitalist kesimin suni ve doğal felaketlerin insanlar üzerinde yarattığı şok ve dehşetten yararlanarak ülkelerin rejimlerini değiştirdikleri, işgal ettikleri, bölgelerde yerel halkları göçe zorlayarak değerli madenlere, topraklara el koyma süreçlerini anlatıyor. Bu arada Guantanamo örneğinde olduğu gibi sistematik işkencenin de aynı amaca hizmet verdiğini örnekleriyle çok ayrıntılı olarak ele alıyor.

NEW ORLEANS

There is a house in New Orleans

They call The Rising Sun

And it's been the ruin of many a poor boy

And God, I know I'm one...

The Animals – House of the Rising Sun – 1964

2005 yılı Ağustosunun son günlerinde Katrina kasırgası ABD'nin güney sahillerinde büyük bir yıkıma neden olur. Yazar kitabına eylül ayında Louisiana, Baton Rouge şehrinde gördükleri ve duyduklarını anlatarak başlar. Orada keşif için bulunan cumhuriyetçi bir kongre üyesi olan Richard Baker'ın "Nihayet New Orleans'taki toplu konutları temizlemiş olduk. Bu işi biz yapamıyorduk, Tanrı yaptı." sözü dillerdedir. Şehrin en varlıklı müteahhitlerinden biri olan Joseph Canizaro da "Sanırım yeniden başlamak için temiz bir sayfaya (Büyük Sıfırlama) sahip olduk. Bu temiz sayfayla birlikte elimize çok büyük bazı fırsatlar geçmiş durumda." şeklinde fikir beyan eder. Baton Rouge'daki Louisiana Eyalet Meclisi'nin vergi indirimi, hızlı düzenleme, ucuz iş gücü sağlayarak "daha küçük daha güvenli" şehir mottosuyla harekete geçirilen tezgâhta şirket lobicileriyle birlikte hareket eder. Büyük fırsat toplu konut projelerinin yerle bir edilerek yerlerine güvenlikli site yapılması anlamına gelmektedir. Bunun anlamı çok açıktı: Geçici olarak şehir dışında bir yere sığınanların büyük çoğunluğu bir daha memleketlerine, topraklarına, işlerine ve evlerine geri dönemeyecekti.

ŞEYTAN ÇOK İYİ GÖRÜR

Yazar Baton Rouge'daki kampta ilginç diyaloglara şahit olur. Yaşlıca bir adam, "Nedir Baton Rouge'da yaşayan insanların kabahati? Bu bir fırsat değildir. Lanet olası bir trajedidir bu. Kör mü bu adamlar?" dediğinde iki çocuklu bir annenin verdiği cevap esas niyetin özetidir: "Hayır, kör değil, şeytan onlar. Çok iyi görüyorlar."

EĞİTİM ALANI GASPI

Friedmancı bir düşünce kuruluşu olan American Enterprise Enstitüsü çoşkulu bir şekilde. "Louisiana'daki okul reformcularının yıllarca çaba harcayıp yapamadıkları şeyi, Katrina bir günde başardı." derken yukarıda bahsi geçen çizgide durmaktadır.

NEW YOK TIMES

"New Orleans artık özel okulların yaygın kullanımı için ülkenin önde gelen laboratuvarına dönüşmüştür." değerlendirmesini yapacaktır. Bu arada kamu okullarında görevli öğretmenler sel baskınından zarar görenlere ayrılan sistemini ortadan kaldırıp, yerine özel mülkiyete dayalı, okul sisteminin getirilmesine kaydırıldığını görüyor ve Friedman Planı'nı bir eğitim alanı gaspı olarak değerlendiriyordu.

SRİ LANKA

Yazar 2004'deki tsunami felaketinden sonra Sri Lanka'ya gittiğinde New Orleans'ta yapılan manevranın bir başka versiyonunun tanığı olur. Yabancı yatırımcılar ve uluslararası kredi kuruluşlarının temsilcileri bu panik atmosferinden bütün tropikal sahilleri, aç ve açıkta bırakmak pahasına balıkçılıkla geçinen yüz binlerce insanın su kıyısındaki köylerini yeniden kurmalarına engel olmak ve buraları büyük sayfiye yerleri inşa eden girişimcilere sunmak için için bir araya gelmişlerdi. Orada da kendilerince "temiz bir sayfa" açıyorlardı.

FALKLAND SAVAŞI

1982'de İngiltere ile Arjantin arasında Falkland Savaşı başladığında evdeki atlasımın fihristinde ismi olan Falkland Adalarının tam olarak nerede olduğu güçlükle anlayabilmiştim. O kadar küçük bir adaydı. Margreet Thatcher için bu savaş benzer bir amaca hizmet etmişti. Savaştan kaynaklanan kargaşa ve milliyetçilik heyecanı, grevdeki kömür madeni işçilerini bastırma ve Batı demokrasisinde ilk defa yaşanan özelleştirme çılgınlığını başlatma imkânı tanımıştı ona.

TANRISAL(!) GÜÇLER YANIMIZDA İLLÜZYONU

Yazar piyasa ekonomisi ideologlarının krizleri ve felaketleri bu kadar cazip görmelerinin sebebini topyekûn yaratım, "great reset" için tanrısal güçlere duyulan arzuya bağlar ve "Vahiysel olmayan gerçeklik onların hırslarının hoş karşılanmamasıdır sadece." çözümlemesini yapar. Gerçekten de üst akıl habis niyetini suni ve doğal olarak meydana gelen felaketlerin ardına gizler ve tebasına, "Bakın bizim hırslarımızın yelkeni tanrının rüzgârıyla şişiyor." mavalını yutturmaya çalışır. Demek ki onların eyleminde bizim kavrayamadığımız bir hikmet(!) mevcuttur. Buna bir de dünya dışından alınan icazet miti eklenir malûm. Filmler ve diziler bu alanda çok etkindir. Sürekli olarak bu illüzyonu üstümüze yıvıştırırlar.

MEYDAN OKUMA KİTABI

Şok Doktrini kapitalizmin zaferinin özgürlükten doğduğu, zincirlerinden boşanmış serbest piyasaların demokrasiyle el ele yürüdüğü şeklindeki temel ve en fazla sahiplenilen resmi hikâyeye karşı çıkan bir meydan okuma kitabıdır. Kitap 11 Eylül 2001'deki sahte terörist saldırısı vakası dâhil daha birçok ülkedeki benzer vakalara değinir. Biz şimdi zamanımızdaki "En Yeni" Şok Doktrini'ne odaklanalım.

YENİ ŞOK DOKTRİNİ

Büyük sıfırlamacılar Covid-19 ile başladılar. Bu kez bir avuç dolusu küçük ve orta büyüklükte şok vardı envanterlerinde. Evlerde kapalı kalma, özellikle küçük işletmelerin çektiği sıkıntı, hizmet sektöründeki kitlesel işsizlik, virüsten deli gibi korkarak akıl ve beden sağlığından olmak, elektrik kesintili karanlık günlerin beklentisiyle mum stoklamak vb. başlangıç aşamasındaki evreler. Küreselcilerin dijitalizm losyonlu "temiz sayfa" hurucu devam edecek. Mesnetsiz iklim sorunu bahanesiyle günlük yemek ve yaşama alışkanlıklarımızın ters yüz etmeye çalışacaklar. İnsanın sahip olduğu malı, mülkü, araziyi elinden alıp birkaç şirketin kiracısı durumuna getirme planları var malûm. Bunun için neoliberalizmle insanlığın kanını iliğini kurutmuş küreselci sermayedarlar şimdi de dünyayı sosyalistleştirmekten söz ediyor. Das Kapital benzeri, zamanın ruhuna hitap eden "Das Global" adlı kitabın piyasaya çıkmasının beklendiği günlerdeyiz. Esas büyük şok yolda olabilir mi? Bir büyük savaş, büyük bir volkan patlaması, sahte uzaylı saldırısı, tüm ülkelerde aynı zamanda başlatılan sokak çarpışmaları ile "şok ve dehşet"le planının en yeni evresine geçmek isteyebilirler.

Tarihteki bütün "şok ve dehşet" dalgalarının ardından yeniden ayağı kalkmış olan insanlığın genetiğinde bu habis planla başa çıkma potansiyelinin kayıtları mevcut. Bu kaydı harekete geçirecek tılsımın adı "yeni kolektif bilinç". Kadim bilgi ve inancın ışınımı. Yeni bilincin yükseldiği günlerdeyiz.