Yine Birgün yine ben...

Muhammed Ali
Muhammed Ali

Okuyanlar bilir, yazı Muhammed Ali yazısı değil, Cassius Clay yazısıydı. Vefat etmiş birsporcu hakkındaydı. Zenciydi, adını değiştirmişti ve bir şeylere inanıyordu. Hepsi bu. Adınıniye değiştirmişti, neye inanıyordu, madalyasını niçin nehre atmıştı, tüm bunlar hikayeninönemsiz detaylarıydı. İnsanlar onu niçin sevmişti bu zaten bilinemezdi. Mesele neydi?Mesele spordu.

Bu yazı, klima ustası Serkan’ın şarkısını ithaf ettiği adamlar için, onlara ithafen yazıldı

Aslında ben yazmak istemiyorum. Karşılaştığımız acemi sahtekarlıklar beni zorluyor. Şimdi olaylar şöyle gelişti: yine bir gün, yine ben... Birgün derken yine muhalif ve bağımsız ve patronsuz tek gazetemizden söz ediyoruz.

Habercilik başarısı işte, bir şekilde geliyorlar masamıza. Elbette bozuk şekillerde. Bağımsız gazetemiz Birgün, bu kez bir yazı vesilesiyle gündemimizde. Hepimizin çok haklı gerekçelerle ama hepimizin çok sevdiği bir adam hakkında yazılmış imajı verilen bir yazı vesilesiyle. Yoksa ben de sıkıldım Birgün’den. Daha pek çok acemi sahtekarlığı var oralarda. Onlara girmek istiyorum. Neyse....

Ali Murat Hamarat’ı bilenler bilir. Çalışkan adamdır, yazı yazar falan. Bizim büyük yumruğumuz Muhammed Ali vefat edince Ali Murat Hamarat da bir yazı kaleme aldı, bu büyük vefat dolayısıyla Birgün’de. Yani öyle anons ettiler yazıyı. Muhammed Ali yazısı diye. Fakat okuyanlar bilir, yazı Muhammed Ali yazısı değil, Cassius Clay yazısıydı. Vefat etmiş bir sporcu hakkındaydı. Zenciydi, adını değiştirmişti ve bir şeylere inanıyordu. Hepsi bu.

Boks sporuna olan sevgileri dolayısıyla mı? Sporcu bir ümmet olduğumuzu mu fark etmişlerdi yoksa. Yoksa kimse vefat etmiş bir adamı öldürme amacından söz ediyor değil, değil mi?

Adını niye değiştirmişti, neye inanıyordu, madalyasını niçin nehre atmıştı, tüm bunlar hikayenin önemsiz detaylarıydı. İnsanlar onu niçin sevmişti bu zaten bilinmiyordu. Tıpkı Tanrı gibi. Yoksa Ali Murat Hamarat agnostik mi olmuştu? Bunu bilmiyoruz. Belki de mahallesinin baskısından endişe etmişti. PKK eleştirisini metinden çıkarmadı diye muhabirini kovan, söyleşi metnini internetten silen bir gazeteden söz ediyoruz sonuçta. Her şeyi demeye çalışmıştı da Muhammed Ali’nin kendi ifadesiyle hayatının en önemli hadisesini, Müslüman oluşunu demeye dili varmamıştı. Tuhaf, üzücü ve son tahlilde komik.

Ne yani dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de insanlar sabah dörtte kalkıp ailecek televizyon karşısına niye dikilmişlerdi?

Boks sporuna olan sevgileri dolayısıyla mı? Sporcu bir ümmet olduğumuzu mu fark etmişlerdi yoksa. Yoksa kimse vefat etmiş bir adamı öldürme amacından söz ediyor değil, değil mi?

Hani Muhammed Ali, kendisine ısrarla Cassius Clay diyen adama yumruklarını sıkıp ‘Benim adım ne? Benim adım ne?’ diyordu ya...
Hani Muhammed Ali, kendisine ısrarla Cassius Clay diyen adama yumruklarını sıkıp ‘Benim adım ne? Benim adım ne?’ diyordu ya...

Evet, bizim şık ve haklı yumruğumuz Muhammed Ali öldü. Peşinden estirilen fırtınayı gördünüz mü? Ölmüş bir Müslüman’ı yeniden öldürdüler. Cassius Clay’ken Muhammed Ali olan adamı, ölümünün hemen peşinden toprağa Cassius Clay olarak gömmek istediler. Sadece bizim danalar değil, efendileri de dünyanın her yerinde aynı şeyi yapmaya çalıştılar. ‘Efendim adamların vazifesi bu, Amerikan emperyalizmi sadece bomba atmıyor ki insanların kafasına’, diyebilirsiniz. Bir yerde haklı da olabilirsiniz. Ama o yer burası değil. Defolun gidin.

  • Evet, bizim şık ve haklı yumruğumuz Muhammed Ali öldü. Peşinden estirilen fırtınayı gördünüz mü? Ölmüş bir Müslüman’ı yeniden öldürdüler. Cassius Clay’ken Muhammed Ali olan adamı, ölümünün hemen peşinden toprağa Cassius Clay olarak gömmek istediler.

Hani Muhammed Ali, kendisine ısrarla Cassius Clay diyen adama yumruklarını sıkıp ‘Benim adım ne? Benim adım ne?’ diyordu ya... Ve biz de bunu biliyoruz ya. Hah, böyleyken yapmayın işte. Muhammed Ali öldü diye ona rahatlıkla Cassius Clay diyebileceğinizi sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Bunu size söylettirmeyiz.


Akıl almaz ve anlaşılmaz bir fırtınaydı estirilen. Muhammed Ali’nin adı niçin Muhammed’di? Soyadı niçin Ali’ydi? Savaşa katılmayı niçin reddetmişti? Ekmeğini şiddet içeren bir spordan kazanan bu adam hümanist tavırları dolayısıyla mı madalyasını nehre atmıştı? Lütfen komik olmayın. Her şeyi değiştirmek istiyorsunuz, her şeyi aslından koparıp tüketmek, kendi istediğiniz şeye dönüştürmek istiyorsunuz tamam ama lütfen bırakın Muhammed Ali, olmak istediği kişi olarak kalsın. Onu başka bir şeye dönüştürmeyin, dönüştürmeye çalışmayın. Tanımıyorsanız bakın Cins’in tam da bu elinizde tuttuğunuz sayısında Muhammed Ali’yle yapılmış bir söyleşi var. Ona bir göz gezdirin. “Boks falan işin bahanesi, tek amacım İslam’ı daha fazla kişiye duyurmak” diyen birini Amerikan kapitalizminin şık bir başarı hikayesiymiş gibi anlatmaya çalışmak neresinden bakarsanız planlı bir sahtekarlıktır. Onun “Müslüman” oluşunu ve bunu tüm dünyaya karşı bir tavır olarak hisseden hassasiyetini İslam’dan koparıp yazmaya çalışmak en hafifinden İslam’dan duyduğunuz rahatsızlığı açık etmektir. Yemeyiz.

Sizi zaten biliyoruz, bu işin bir tarafı. Ama sadece orada kalmıyor. Diğer tarafının hikayesi de bu kadar acıklı. Bizim ‘Müslüman’ bildiğimiz bazıları da bu fırtınaya başlarını açarak katıldı. Birgün’deki yazıyı alkışladılar, okuyalım güzel falan dediler.

Yazık. ‘Bize de onu okumak düşüyor’ he mi?