İstanbul'da bir siyam kralı

Siyam Krallığı
Siyam Krallığı

Resmi adıyla Tayland Krallığı, eski adıyla Siyam; Hindiçin yarımadasının orta kısmında bulunan Güneydoğu Asya ülkesi. Abdülhamit Kırmızı II. Abdülhamid’i ziyarete gelen ülkesini sömürge yönetimi altına girmekten korumuş ve kapsamlı reformlar yapmış Siyam Kralı Chulalongkorn'a mercek tuttu.

Tayland'ın başında 1946'dan beri, yani 66 yıldır aynı meşrutî hükümdar var. Güneydoğu Asya'da, Hindçini yarımadasının ortasında bulunan bu ülkenin adı eskiden 'Siam' idi.19. yüzyılda da, Osmanlıların adını 'Siyam' şeklinde yazdıkları bu ülkenin başında yine çok uzun süre hüküm süren bir kral vardı. Bazı hükümdarları ziyaret etmek üzere Kasım 1891'de Avrupa'ya gelen bu Siyam kralı, Osmanlı padişahının da huzuruna çıkmak istedi.

Sultan II. Abdülhamid'in ziyaret talebini kabul etmesi üzerine Münif Paşa kendisine 'Siyam Memleketi' başlıklı kısa bir bilgilendirme notu sundu. Buna göre, Hindçini'nde vaki 3 memleketten biriydi Siyam ve 6 milyon nüfusu vardı. Payitahtı Bangkok olan ülkenin enlemleri, boylamları, kaç kısma ayrıldığı, dağları ve ırmakları hakkında klasik coğrafi bilgiler verildikten sonra orman hayvanları sayılırken “Fil pek çoktur. Fillerin içinde bazı beyazları olur ve Siyamlılar bunları ziyade i'zâz edüp ma'bud ittihaz ederler" yani fazla yüceltip tanrı edinirler deniyor. “Hükümet kemal derece mutlak olduğu halde iki hükümdar beyninde münkasımdır [bölünmüştür] ve bunların biri diğerinin fevkindedir. Hükümdarın asâkir-i hassası [özel askerleri] bir tabur kadından ibarettir ve umûr-ı askeriyede birçok fil istimal edilir. Diyanet-i gâlibe [çoğunluğun dini] Buda mezhebidir ve Buda'nın hariçte alameti bir beyaz fildir. Bir mikdar Hıristiyan dahi vardır, fakat halk nazarında mezmum ve muhakkardırlar."

Devletlerarası ilişkiler hakkında bilgi vererek sona eren raporun Fransızca ansiklopedilerden derlendiği anlaşılıyor. Zira son paragraf sadece Fransa ile ilişkiler hakkında ve nihai cümle 1856'da bu 2 devlet arasında bir ticaret anlaşması imzalandığına dair. Zaten Münif Paşa yazdıklarını, “Siyam ahvâline dair bazı Avrupa kitablarından istihraç etmiş olduğum malumat" diyerek sunuyor padişaha (YEE 14/84).

Reformcu kraldan Abdülhamid'e övgüler

Ziyarete gelen Siyam Kralı Chulalongkorn, Siyam'a bir nevi Tanzimat yaşatan hükümdardı.

1868'de 15 yaşında kral olup 1910'da vefatına kadar 42 yıl hüküm süren Chulalongkorn yönetim şekillerini incelemek için İngiltere ve Hollanda'nın Hindistan ve Java gibi sömürgelerini ziyaret eden, çocuklarını Avrupa'da eğitime yollayan ilk Siyam hükümdarıydı. Köleliği kaldıran, demiryolu yapan, elektrik santralleri kurduran Chulalongkorn, 1897'de İsveç'teki dünya fuarı vesilesiyle Avrupa'ya tekrar geldi.

 Siyam'ı yabancı etkisinden uzak tutmaya çalışan ve önemli reformlara imza atan Chulalongkorn, modern Tayland'ın babası ve en büyük hükümdarlarından biri olarak kabul edilir.
Osmanlı Devleti'nin Madrid Sefiri, 1897 yılı Ekim sonunda bu seyahatin bir etabı mahiyetinde, Paris'ten Madrid'e, kraliçenin misafiri olarak prensleriyle beraber gelen Siyam Kralı hakkında İstanbul'a bilgi gönderdi. Şerefine önce sarayda 80 kişilik bir ziyafet verilmiş, sonraki akşam “tiyatroda icra olunan mükemmel bir oyun temaşa" edilmiş, ardından sarayda verilen bir konsere gidilmiş. Sarayda elçileri kabul merasimi sırasında kral, Osmanlı sefiri Necip Paşa'ya yaklaşarak “uzun uzun musâhabet etmiş", Sultan Abdülhamid'in faziletlerini sitayişkârâne bir lisanla yad etmiş, padişah hakkındaki halisane duygularının kendisine arz edilmesini rica emiş, Nihayet Sevil'e, yani Sevilla'ya/İşbiliye'ye müteveccihen hareketle, Siyam heyeti “Endülüs'ün en ziyade şayan-ı temaşa şehirlerini" ziyaret etmiş.

Siyam Kralı'nın birkaç ülkeyi kapsayan Avrupa seyahatiyle ilgili olarak sefirin anlattıkları dönemin Osmanlı zihniyeti hakkında ipuçları veriyor: “Siyam hükümdarının Avrupa'ya icra eylediği seyahat kısmen hükûmât-ı garbiyyeden [Batılı hükümetlerden] bazılarıyla siyasî birtakım mevâd [maddeler] içün itilaf husulünce daha ziyade mazhar-ı sühulet olmak, kısmen de Avrupa nizâmâtına bizzat kesb-i vukûf ederek memleketine ona müşâbih nizamat vaz' etmek [benzer kanunlar koymak] maksadına mebnîdir. Müşarünileyh [kral] ile bilcümle erkân-ı maiyyeti Avrupalılar gibi mülebbes ve matruşdurlar [giyinmiş ve traş olmuşlar]. Müşarünileyh kemal-i sühûletle İngilizce tekellüm etmekde ve kendisi müstesna olmak üzere diğer bilcümle prensler kemal-i selâsetle Fransızca tekellüm eylemekdedirler. Bendeniz kral-ı müşarünileyh ile İngilizce konuşdum." (Y.A.HUS. 378/52)

Siyam Kralı'nın kardeşi de Abdülhamid'i ziyaret etmiş! Siyam Kralı Chulalongkorn'un üvey kardeşi Prens Damrong Rajanubhab da Sultan II. Abdülhamid'in davetiyle İstanbul'a ziyarete gelmiş. Tarihe çarpıcı bir kayıt düşen bu fotoğrafta prens ve heyeti Yıldız Sarayı önünde görülüyor.
Türkiye Sultanı'ndan yardım talebi
Osmanlı Devleti'nin Siyam'la ilişkisi sadece hükümdar hanedanı ile sınırlı değildi. Siyam'daki Müslümanların kalplerinden İstanbul'daki halifeye bağlanan bir yol vardı. Sıkıştıklarında Osmanlı'nın kendilerine yetişeceğini umuyorlardı. Mesela, Bangkok'ta ahaliden toplanan yardımlarla 'Medresetü'l-İslam' adlı yatılı bir eğitim kurumu faaliyete başlamıştı. Buranın kâtibi Seyyid İbrahim, 13 Kasım 1899'da Osmanlı Devleti'nin Batavya Başşehbenderliğine İngilizce yazdığı bir mektupla bu okulu tanıttı. Burada Müslüman öğrencilerin “Arapça, Farsça, Malay, Urdu, Siyamca ve İngilizce gibi bütün modern dillerde yetiştirileceği ve şimdiden Arapça, Malay ve Urdu dillerinde öğretime başlandığı" bilgisini veriyordu. İbrahim, “bütün Müslüman toplulukların babası ve başı, bütün Müslüman çocukların hamisi olan majesteleri Türkiye Sultanı"ndan yardım istiyordu. Başşehbender bu mektubu İstanbul'a iletti. Hem “Siyam dahilinde Bangkok şehrinde mahalli etfâl-i müslimesine ahkâm-ı celile-i diniyye ve elsine-i mukteziye [dinî hükümlerin ve gereken dillerin] talim ve tedrisi içün muavenet-i umumiye ve Medresetü'l-İslam namı ile küşâd edilen mekteb şakirdânına meccanen tevzi olunmak üzere mesâhif-i şerifeden [açılan okulun öğrencilerine ücretsiz dağıtılmak üzere Kur'an mushaflarından] lüzumı mikdarının mekteb-i mezkureye gönderilmesi", hem de katibin beşinci rütbeden bir Mecidî nişanı ile taltif edilmesi görüşündeydi (Y.MTV 198/70 ve MF.MKT 462/33).

Osmanlı diplomatik servisi Siyam'ı -ve mesela kendi bölgesindeki sömürgelerden dolayı Fransa ve İngiltere ile yaşadığı sorunları- yakından takip etmiştir. Gerçi Ege'deki Sisam adasıyla ilgili bazı belgeler arşivde yanlışlıkla Siyam olarak kaydedilmiş olsa da, Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bugünün Tayland'ı ile alakalı okunmayı bekleyen onlarca dosya var. Böyle çalışmalar bize Güneydoğu Asya'daki Avrupa sömürgeciliğine dair Osmanlı devlet adamlarının fikirlerini göstereceği gibi, Osmanlı oryantalizmi ve kolonyalizmi tartışmalarına da katkı sağlayacaktır.