AB’nin Türkiye’ye yönelik Doğu Akdeniz yaptırımları neleri kapsıyor?

Arşiv
Arşiv

Avrupa Birliği Kıbrıs açıklarındaki doğal gaz arama faaliyetleri "uluslararası hukuka aykırı olduğu" gerekçesiyle Türkiye’ye yaptırım uygulama kararı aldı.

Yaptırımlar Türkiye’nin AB’den 2020’de alması öngörülen katılım öncesi mali yardımlarda kesintiye gidilmesini, ortaklık konseyi gibi ekonomi ve ticari ilişkilere ilişkin kurumsal ve yine üst düzey siyasi diyalogun askıya alınmasını öngörüyor.

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, AB'nin aldığı yaptırım kararının Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki doğal gaz-petrol arama faaliyetlerini etkilemeyeceği belirtildi.

Avrupa Birliği (AB), Kıbrıs açıklarındaki doğal gaz arama faaliyetleri "uluslararası hukuka aykırı olduğu" şeklindeki skandal gerekçeyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin garantör ülkesi Türkiye’ye yaptırım uygulama kararı aldı.

Dün Brüksel’deki Dış İlişkiler Konseyi’nde üye ülkelerin uzlaştıkları karar, Türkiye’ye dört başlıkta "cezai müeyyide" olarak tanımlanan yaptırımlar uygulanmasını öngörüyor.

AB Dışişleri Bakanları yaptırımlarla, Türkiye’nin Kıbrıs açıklarındaki sondaj faaliyetlerini durdurmasını sağlamayı hedefliyor. Üye ülkelerin mutabık kaldıkları kararda, "Türkiye’nin yapılan çağrılara rağmen faaliyetlerine son vermemesinden ötürü üzüntü duyulduğu" da aktarılıyor.

Yaptırımlar neler?

Yaptırımlar Türkiye’nin AB’den 2020’de alması öngörülen katılım öncesi mali yardımlarda kesintiye gidilmesini, ortaklık konseyi gibi ekonomi ve ticari ilişkilere ilişkin kurumsal ve yine üst düzey siyasi diyalogun askıya alınmasını öngörüyor. Havacılık Anlaşması müzakerelerinin de askıya alındığı belirtilirken, ayrıca Avrupa Yatırım Bankası’ndan Türkiye’ye verilecek kredi desteğinin de gözden geçirmesi talep ediliyor.

Havacılık Anlaşması neyi kapsıyordu?

Avrupa Birliği, Türkiye'ye yönelik Doğu Akdeniz yaptırımları neticesinde Havacılık Anlaşması müzakerelerinin de askıya alındığı açıkladı. Türkiye ile AB arasında hedeflenen Havacılık Anlaşması ile yeni uçuş rotaları öngörülüyordu. AB kaynakları, bu anlaşmanın uçak bileti fiyatlarında yüzde 50’lere varan indirim, ayrıca yaklaşık 48 bin yeni istihdam imkanı gibi birçok avantaj sağlayabileceğini dile getiriyordu.

Türkiye'den AB'ye Doğu Akdeniz tepkisi

Dışişleri Bakanlığı, AB Dış İlişkiler Konseyi'nin aldığı kararların Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme yönündeki kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyeceğini bildirdi.

Bakanlık, AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla dün Brüksel'de yapılan Dış İlişkiler Konseyi Toplantısında alınan kararlara ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamadaki bazı ifadeler şöyle:

  • "AB Dış İlişkiler Konseyinin dün yaptığı toplantıda aldığı kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme yönündeki kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecektir.
  • Bu kararlarda, Kıbrıs Adası'nın doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahip Kıbrıs Türklerinden hiç bahsedilmemesi ve Kıbrıs Türkleri yokmuş gibi hareket edilmesi, AB'nin Kıbrıs konusunda ne kadar ön yargılı ve taraflı olduğunu göstermektedir"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: Doğu Akdeniz'e dördüncü gemiyi de göndereceğiz

AB'nin Türkiye'ye yaptırım kararı almasının ardından açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Çok da ciddiye almaya gerek yok. Bankaya tavsiye vermesi AB'nin başka bir çelişkisi. AB'nin bize ihtiyacı var. Aldıkları kararların uygulanmasının da mümkün olmadığını kendileri de biliyor. Rum kesimini tatmin etmek için kıytırıktan kararlar almak durumda kaldılar. Sorun Kıbrıs Türk halklarının ada etrafındaki haklarının garanti altına alınmamasıdır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'ye yönelik böyle kararların alınması halinde faaliyetlerin artacağını vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "Doğu Akdeniz'de üç gemimiz var, dördüncü gemiyi de göndereceğiz. Rum kesimi de AB'yi arkasına almasın. Rum kesimini muhatabı KKTC'dir. Bir an önce akıllarını başlarına alsınlar." dedi.

Rumlar, KKTC'nin ortak komite önerisini reddetti

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Türk tarafının sondaj konusunda ortak komite kurulması önerisini kabul etmedi.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın hidrokarbonlar konusunda ortak komite kurulmasına dair önerisini ele almak için bu sabah Nikos Anastasiadis başkanlığında Limasol’da bir araya geldi.

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı

Yaklaşık 4 saat süren toplantı sonrasında yapılan açıklamada, Akıncı'nın öneri kabul edilemez olarak değerlendirildi.

Ne olmuştu?

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın BM aracılığıyla Anastasiadis’e ulaştırdığı hidrokarbon konusundaki önerisi 9 maddeden oluşuyor. Öneride ortak hidrokarbon komitesinin oluşumu, çalışma yöntemleri ve yetkileriyle ilgili temel prensipler, gelir paylaşımı, mevcut lisansların durumu, gelirlerin kullanım öncelikleriyle ilgili ayrıntılar yer alıyor. Akıncı'nın önerisine Türkiye Dışişleri Bakanlığı da tam destek vermişti.

Doğu Akdeniz'in suyu ısınıyor

Akdeniz'e komşu ülkeler ile uluslararası aktörlerin son yıllarda Doğu Akdeniz'de yürüttüğü petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri Akdeniz'in suyunun ısınmasına yol açıyor. Kıbrıs adası etrafında gerçekleşen petrol ve doğal gaz aramaları ve kaynak keşifleri KKTC'nin garantör ülkesi Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor.

Gerek yetki alanları üzerindeki hakimiyetini gerekse KKTC tarafından verilen lisanslarla ada etrafındaki söz sahibi konumunu sürdüren Türkiye Doğu Akdeniz'de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) aracılığıyla etkinliğini her geçen gün daha fazla artırıyor.

Doğu Akdeniz'de hangi şirketler faaliyet gösteriyor?

Doğu Akdeniz'de faaliyet gösteren başlıca şirketler arasında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), ABD'li Exxon Mobil ve Nobel, Fransız Total, İtalyan Eni, Güney Koreli Kogas, Katar Petroleum, İngiliz BG ile İsrailli Delek ve Avner yer alıyor.

Öte yandan, bölgeye sınırı olmamasına rağmen ABD, Rusya ve İngiltere gibi ülkeler de Akdeniz'deki enerji denkleminde ağırlığını korumak istiyor.

Doğu Akdeniz, ülkeler arasında münhasır ekonomik bölge sorunu tartışması devam ederken, GKRY tarafından tek taraflı olarak ilan edilen 13 parselden oluşuyor. GKRY söz konusu parselleri uluslararası şirketlere ihale ederek lisanslandırıyor.

Kuzeydekiler sırasıyla 1. 2. ve 3. parsel, ortadakiler 4. 5. 6. 7. 8. 9. ve 13. parsel ve güneydekiler de 10. 11. ve 12. parsel olarak adlandırılıyor.

Bölgede dev enerji şirketleri bulunuyor

Bölgede sözde 2. 3. ve 9. parsellerde İtalyan Eni ve Güney Koreli Kogas şirketlerinin müşterek lisansı bulunuyor. Ortaklığın payları ise yüzde 80 Eni, yüzde 20 Kogas olarak dağılım gösteriyor.

Fransız Total ve İtalyan Eni 6. ve 11. parsellerde eşit pay sahibiyken, 8. blokta Eni tek başına ruhsat sahibi konumunda yer alıyor.

12. saha ise yüzde 35 ABD'li Nobel, yüzde 35 İngiliz BG ve yüzde 30 da İsrailli Delek ve Avner şirketlerinin hisselerinden oluşuyor.

  • Türkiye ve KKTC'nin hak iddia ettiği bölgede yalnızca sözde 10. ve 11. parsellerde çakışma meydana gelmiyor, diğer parsellerin hepsinde münhasır ekonomik bölge tartışmaları devam ediyor.

10. parselde ABD'li Exxon Mobil ve Katar Petroleum ortaklığı, 11. parselde ise Total ve Eni ortaklığı sözde ruhsatları elinde bulunduruyor. Geriye kalan sözde 1'inci, 4'üncü, 5'inci, 7'inci ve 13'üncü parseller için görüşmeler devam ediyor.

Türkiye, KKTC'nin haklarını savunuyor

Uluslararası boyutta devam eden Kıbrıs sorunu da bölgedeki aktörler arasında enerji paylaşımını zorlaştırıyor. Türkiye, gerek yetki alanları üzerindeki hakimiyeti gerekse KKTC tarafından verilen lisanslarla ada etrafındaki söz sahibi konumunu sürdürüyor.

Türkiye Kıbrıs'ta, Türklerin Rumlarla eşit haklara sahip olduğunu ve adanın zenginliklerinden ortak faydalanılması gerektiğini her platformda savunuyor.

Bölgenin en önemli aktörlerinden biri olan Türkiye, Doğu Akdeniz'de TPAO aracılığıyla etkinliğini her geçen gün daha fazla artırıyor.

GKRY Doğu Akdeniz'de nasıl bir strateji izliyor?

Doğu Akdeniz'deki kaynaklardan azami pay alma arayışına giren enerji şirketleri ve bu şirketlerin direkt veya dolaylı yoldan sahibi olan ABD, Fransa ve İtalya gibi ülkeler GKRY'yi adanın tamamında egemen gibi görüyor ve ihalelerle aldıkları lisansların hukuki olduğunu iddia ediyor.

GKRY de enerji arama ve çıkarma faaliyetlerinde ABD, İtalya ve Fransa gibi bölge dışındaki aktörlerle, enerji iletimi için ise İsrail, Mısır ve Yunanistan gibi bölgedeki aktörlerle iş birliği çalışmaları yapıyor.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >