Çocukların gözünden okul

Eğitim Reformu Girişim (ERG) ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) çocukların gözüyle eğitim koşullarını araştırdı. 4, 5 ve 7. sınıfta okuyan toplam 2.072 çocukla yapılan araştırma çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.

25 ilde, 2014-2015 eğitim yılında 4,5 ve 7. sınıfta okuyan 2 bin 72 çocuk ile yapılan "Çocukların Gözünden Okulda Yaşam" araştırması, 2019'a kadar kaldırılması planlanan sabahçı-öğlenci uygulamasına dair de önemli veriler sunuyor.

Türkiye'de ilkokul öğrencilerinin yüzde 54'ü, ortaokul öğrencilerinin yüzde 47'si ikili öğretim görüyor. Araştırma, ikili eğitim alan çocukların en çok beslenme ve sosyal etkinliklere katılım açısından olumsuzluk yaşadığını gösteriyor.

Araştırmaya katılan ve sabahçı olan çocukların yüzde 78'i okula saat 07.30 veya daha önce başlıyor. Sabahçı çocuklar tam gün eğitim veren okullarda okuyan yaşıtlarına göre daha az oranda kahvaltı edebiliyor. Öğlenci çocuklar da tam gün eğitim alanlara göre daha az oranda öğle yemeği yiyebiliyor.

  • “Ben sabahçıyım, sabahın 5'inde kalkıyorum. Bir de evimiz okula uzak, servis götürüyor bizi"
  • (Erdem, 7. sınıf, Gaziantep).8

Sabahçılara kahvaltı, öğlencilere öğle yemeği yok


Sabahçı çocukların yüzde 24,6'sı her zaman kahvaltı edebildiğini söylerken, tam gün eğitim alan çocuklarda her gün kahvaltı edenlerin oranı yüzde 51,9. Öğlenci olan çocukların sadece yüzde 26,8'i öğle yemeği yiyebiliyorken, tam gün eğitim alanların yüzde 66,1'i her zaman öğle yemeği yiyebiliyor.


Çocuklar teneffüs zamanını yetersiz görüyor

2014-15 eğitim-öğretim yılı verilerine göre haftalık ders saati genel ortaokullarda 35, imam-hatip ortaokullarında 36'dır. Bu durum, özellikle ikili öğretim uygulanan okullarda okula başlama saatlerinin çok erken, okulun bitiş saatlerinin çok geç olmasına; ders dışı etkinliklere zaman ayrılamamasına; teneffüs sürelerinin kısa olmasına ve blok ders uygulamasıyla çok uzun ders sürelerine neden oluyor.

Çocukların okulda geçirdikleri sürelerin önemli bölümünün ders saatlerine ayrılması ve teneffüslerin kısa olması çocukların okul deneyimini olumsuz etkileyebiliyor.

Çocukların Gözünden Okulda Yaşam araştırmasına katılan çocukların pek çoğu, teneffüslerin kantinde sıraya girip yiyecek alması ve sonra da ders başlamadan aldığı yiyeceği yemesi için; tuvalet ihtiyacını karşılaması için ya da bahçede arkadaşlarıyla oyun oynaması için yetersiz olduğunu söylüyor.

  • “Teneffüslerimiz çok kısa, nasıl geçtiğini bile anlamıyoruz. Dışarıya çıkıyoruz bir bakıyoruz zil çalıyor. Ondan biraz rahatsızız aslında, 10 dakika teneffüs çok az" (İlknur, 7. sınıf, Batman).
  • “10 dakika teneffüs neye yarasın? Elimi mi yıkayayım, tuvalete mi gideyim?"
  • (Meltem, 5. sınıf, İzmir)

10 çocuktan 4'ü 'okul tuvaleti temiz' diyor

Araştırma okulların ısınma ve temizlik sorununu da verilerle ortaya koyuyor. İkili eğitim veren okullarda bu sorunlar daha çok yaşanıyor. Okulunun iyi ısınmadığını söyleyen çocukların oranı ikili öğretim yapan okullarda yüzde 41, tam gün eğitim veren okullarda ise yüzde 34. Araştırmaya katılan her 10 çocuktan sadece 4'ü tuvaletin temiz olduğunu söylüyor. Bazı çocuklar zorunda kalmadıkça tuvalete gitmediğini, tuvaletlerde sabun olmadığını, tuvaletlerin koktuğunu anlatıyor.

Okulların %8,4'ünde kütüphane var

Okullarda bulunan spor salonu, kütüphane, laboratuvar gibi alanlar, derslerin daha verimli işlenmesi ve çocukların bireysel gelişimlerinin ders dışında da desteklenmesi için büyük önem taşımaktadır. 2014 yılına ilişkin verilere göre Türkiye'de spor salonu bulunan okulların oranı % 8,4, kütüphanesi bulunan okulların oranı ise % 39'dur.

Çocukların Gözünden Okulda Yaşam araştırmasının bulguları, okullarda var olan olanakların her zaman amacına uygun olarak kullanılmadığını göstermektedir. Örneğin kütüphane ve bilgisayar laboratuvarının ders saatleri dışında çocukların erişimine kapalı olduğunu; okulundaki kütüphaneyi hiç kullanmadığını; kütüphanenin okulda dağıtılan sütler için depo olarak kullanıldığını dile getiren çocuklar olmuştur.

Öğrenciler kendilerini itip kakan çocuklar olduğunu söylüyor

Araştırma, okullarda kimi zaman fark edilmeyen ya da önemsenmeye akran zorbalığına dair veriler de sunuyor. Araştırmaya katılan çocukların yüzde 24'ü okulda kendisini itip kakan ve rahatsız eden çocuklar olduğunu söylüyor, yüzde 14'ü okulda kendisiyle dalga geçildiğini söylüyor. Öğretmenlerin de çocuklara şiddet uyguladığına dair veriler var. Araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 15'i okulda kendisine kötü davranan öğretmen ya da çalışan olduğunu söylüyor.
  • “A: Sen kendini okulda güvende hissediyor musun?
  • Ö: Hayır.
  • A: Neden, neler olacağını düşünüyorsun?
  • Ö: Mesela büyük sınıflardan biri gelip para ister diye, döver diye falan. (…) Bazı çocuklar da kantinden aldığımız bir şeyin tamamını alıyor bizden. Mesela bir tost aldık, onun yarısını istiyor yoksa dövüyor" (Tolga, 5. sınıf, Bursa).


Türkiye'de okul çağında 940 bin Suriyeli çocuk

Haziran 2016 itibarıyla Türkiye'de okul çağında (5-17 yaş arası) yaklaşık 940 bin Suriyeli çocuk bulunmaktadır. 4 Ocak 2016 itibarıyla Türkiye'de eğitime erişimi bulunan çocuk sayısı yaklaşık 324 bindir. MEB'e bağlı okullarda yaklaşık 76 bin Suriyeli çocuk eğitim almaktadır. Yılsonu itibarıyla Suriyeli çocukların 450 bininin eğitime erişiminin sağlanması amaçlanmaktadır ve MEB'e bağlı okullarda eğitim göreceklerin sayısının 105 bin olması beklenmektedir.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >