Güvenli Bölge: Türkiye'nin Akdeniz stratejisi

Tüm dünyanın dikkatini çeken Doğu Akdeniz’deki enerji paylaşım rekabetinde Türkiye'ye karşı birçok ülkeyle birleşen Güney Kıbrıs'ın arama faaliyetlerini hızlandırmasına Fatih sondaj gemisiyle karşılık veren Türkiye, Akdeniz'deki enerji kaynaklarındaki izlenecek diplomasinin de önemini biliyor.

Enerji faaliyetleri açısından büyük önem taşıyan 'Doğu Akdeniz' bu hafta Güvenli Bölge'nin ana konu başlığı oldu.

Bu hafta Güvenli Bölge'de neler konuşuldu?

📌 ABD, yeni Johnson mektubunu eski Türkiye'ye neden gönderdi?

📌 10 savaş gemisi, 130 savaş uçağı ve 10 bin ABD askeri, Akdeniz'de ne için bulunuyor?

📌 Türkiye'nin Akdeniz stratejisi kimleri tedirgin ediyor?

Güvenli Bölge, ABD'den gelen yaptırım tehdidi içerek mektubun hatırlatılmasıyla başladı.

Önümüzdeki dönem 'sinir harbi'

Önümüzdeki sürecin büyük bir sinir harbiyle geçeceğinin altını çizen Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, "Kim sabırla mücadelesine devam ederse bu dönemi başarıyla atlatacak." dedi.

Bugün yaşanan sürece ilişkin dengelerin çok değiştiğine işaret eden Yarar, "Bu dengeler içerisinde bağımsız politika gütme amacında olan ülkelerin arttığını görüyoruz. 10 yıl sonra G-8 ülkelerini sayın dediğimizde bu G-8 rakamları şimdiki gibi olmayacak." ifadelerini kullandı.

Yaptırım mektubu ne anlama geliyor?

Türkiyenin birçok handikabı var" diyen Yarar, yaptırım mektubuna ilişkin şöyle konuştu:

"Türkiye çizgisini koruyor hem ihracat hem de savunma sanayi olarak ileri gitti.

Türkiye fiili anlamda 2010'dan beri yüksek yoğunlukla saldırı altında. Türkiye 2000'lerin ortasında Suriye'ye girmeye karar verdiğinde barikatlar dönemi başladı. Daha sonra 15 Temmuz darbe girişimi, daha sonra da ekonomik saldırı başladı Türkiye'ye karşı. Bunlara rağmen diz çökmedik, büyük kendi içimizdeki nizamımızı bozmadık. Bu kadar saldırı altında bu saldırıları bertaraf edebilmemiz çok önemli."

"Türkiye mücadele veriyor"

Türkiye bir yandan Kuzey Irak'ta bir yandan Suriye'de bir yandan Sudan'da bir yandan da Libya'da operasyon icra ettiğine değinen Yarar, "Birçok cephede hem politik hem askeri hem de istihbarat anlamında büyük bir mücadele veriyor. Çünkü Libya'da yaşanacak olan problemler birebir Doğu Akdeniz'de bizi etkileyecek. Keza Sudan'da yaşanacak gelişmeler bizi Doğu Akdeniz'de etkileyecek. Türkiye rahatlamak istiyorsa, çemberi kırmak istiyorsa buralarda kaybetmemeli." diye konuştu.

Bu ülke en zor dönemlerde el pençe durmadı. Bundan sonra da durmayacak.

SİHA'lar ile 15 bin 647 teröristin etkisiz hale getirildiğine açıklık getiren Yarar şu ifadeleri kullandı:

"NATO ülkelerinin bize yıllar boyunca parasını verdiğimiz halde SİHA verilmediğinin göstergesidir bu rakam. 15 bin 647 terörist SİHA'larla etkisiz hale getirildi. Sen yaptığında denklemi değiştirebiliyorsun. Şu tablo şu envanter Avrupa'da seni bir numaralı yere getiriyor SİHA sayısında...

"İki Johnson mektubunun ikisinin de merkezinde Kıbrıs vardır."

Johnson mektubunun yalnızca kelime başlıkları değil baştan aşağı okunmalı buna Türkiye'nin verdiği cevabı da okuyalım. Türkiye'nin cevabı da çok iyi hazırlanmıştır. İki Johnson mektubunun ikisinin de merkezinde Kıbrıs vardır. Kıbrıs Doğu Akdeniz'in ortasında bir uçak gemisidir. Yunanistanlı yetkililer geçen hafta dedi ki; 'S-400'lerin gelmesiyle Doğu Akdeniz'de ve Ege'de üstlük Türkiye'ye geçiyor.' S-400 değil başka denklemlere doğru getiriyor.

Johnson mektubunun etkileri

Johnson mektubunun içerisindeki ifadelerde Kıbrıs'a müdahale edemezsiniz. Size verdiğimiz silahları Kıbrıs'ta kullanamazsınız deniliyordu. O dönemde sabırla hazırlık yapıldı. 1974'te Kıbrıs Harekatı'nı yapabildik. 10 yıllık çaba sonuç verdi. Bugün S-400 konusu da bize şunu hatırlattı. Eğer tam bağımsız olmak istiyorsanız yalnızca savunma sanayinde değil aynı zamanda ekonomik olarak da bağımsız olmamız gerektiğini bize bu ikinci Johnson mektubu hatırlattı."

"Anadolu'ya giderseniz paylaşımın ne olduğunu görürsünüz"

"Yabancıdan bir şey almak başka bir şey hayran olup kendini aşağılamak başka bir şey" diyen Yarar, bu kavramı Türkiye'ye dayatmaya devam eden bir kitlenin varlığına dikkati çekti.

Sosyal medyada hızla yayılan bir twete de açıklık getiren Yarar, "Bizde 1000 yıllık gelenekler var paylaşım konusunda Anadolu'ya giderseniz paylaşımın ne olduğunu görürsünüz. Bizde askıda ekmek kültürü var insani yardımda birinci sıradayız." açıklamasında bulundu.

Sosyal medyada tepkilere neden olan tweet şöyleydi:

Yurt dışında yaşayan gurbetçilerle Türkiye'ye tatile geldiklerinde zaman zaman karşılaştıklarını söyleyen Yarar, "Türkiye'nin gelişimini bizden daha iyi görüyorlar" dedi.

ABD Temsilciler Meclis Başkanı Pelosi'nin Fransa'dayken bir gazetecinin sorusuna "Prensibim gereği ülke dışındayken başkan hakkında konuşmam" demesi dikkati çekmişti.

Pelosi'nin bu tavrına da değinen Yarar şöyle konuştu:

"ABD, Türkiye'ye ambargo uyguluyor zaten"

Şu an da S-400'ün bir bataryası çıktı, üzerine milli yazılım da yüklendi. Şu an ABD'de olanları anbean takip ediyor. Zaman zaman soruyoruz ya 'ABD Türkiye'ye ambargo uygular mı?' halihazırda ABD, Türkiye'ye ambargo uyguluyor zaten, fiili anlamda uyguluyor. Adamın bize Johnson mektubu gibi mektup mu yazması gerekiyor. F-35'leri vermemesi mi gerekiyor gerçeği görebilmemiz için. Zaten bunu yapıyor.

"'F-16'nın da parçalarını size vermeyeceğiz' diyorlar"

Ukrayna'yla yaptığımız savunma sanayine yönelik anlaşmalara dahi karşı çıkıyorlar, Ukrayna'yı tehdit ediyorlar. F-35'i almaktan ötesinde başka bir ambargoyla karşı karşıyayız. Diyorlar ki F-16'nın da parçalarını size vermeyeceğiz. Skorsky helikopterlerinin de parçalarını vermeyeceğim diyor. Şu an Türkiye'ye ABD'den silah satışı gelmiyor. Tabanca dahi vermiyorlar. Allah'a şükür bu dönemde hepsini çatır çatır yapıyor.

Türkiye'nin nükleer enerjiye gideceği bunun sonunda nükleer silahlara sahip olacağı endişesi de var. Bunu şimdilik dillendirmiyorlar.

S-400'ler bize balistik füzelere karşı vuruş kabiliyeti katacak. Hisar serisi de balistik füzeler harici diğer hedefleri vurabiliyor."