İşgal altındaki bir bölgeden daha fazlası: Golan Tepeleri

Lübnan, Suriye ve İsrail'in kesiştiği noktada 1800 kilometrekarelik bir alan. Kendisi küçük fakat Ortadoğu'daki tüm dengeleri derinden etkiliyor:Golan Tepeleri.

Yıl 1914'ü gösterdiğinde, Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Sykes-Picot Antlaşması, Osmanlı sonrası bütün bölgeyi belirleyen bir öneme sahipti.

Çünkü Osmanlı toprakları İngiltere ve Fransa arasında manda rejimleriyle paylaştırılmıştı ve Golan Tepeleri de işte bu Fransız-İngiliz etki alanlarının kesiştiği noktadaydı.

2. Dünya Savaşı sonrası Fransa Suriye'den çekilir çekilmez bölgeye İngilizler yerleşti, İngilizler çekildikten sonra da bölge Suriye'nin egemenliğine geçmiş oldu.

Golan Tepeleri'ndeki en önemli sorun bölgede sınırın olmayışı, yani bütün müzakerelerde sınırın nereden geçtiği tartışması hakim.

1923 sınırı bu bölgenin egemenliğini büyük oranda Suriye'ye verdi. 1949'da İsrail kendi lehine genişletti.

1967'de Altı Gün Savaşları'yla İsrail bölgedeki işgalini daha da ilerletti.



Golan Tepeleri bu nedenle çözülmeyen bir sorun ve İsrail işgal ettiği bölgeden çekilmiyor. Çünkü; İsrail elmalarının yüzde 30'u, ülkenin kirazlarının yarısı, mısırın yüzde 23'ü, şarabın yüzde 38'i, yünün yüzde 41'i, tüm gıdanınsa yüzde 70'i, GolanTepeleri'nin verimli arazisinden elde ediliyor.

Ortadoğu'daki su sorunu açısından bakıldığında Golan'ın en önemli özelliği bölgenin Suriye, Lübnan ve Ürdün'ün yüksekliklerinden kaynaklanan nehirlere sahip oluşu. Bu nehirler ve Golan tepeleri İsrail'in su ihtiyacını karşıladığı Galile Gölü'ne kadar uzanıyor. İsrail, yıllık su tüketiminin yüzde 15'ini bu bölgeden karşılıyor.



1967 savaşı sonrasında Golan Tepeleri'ni ve Yukarı Ürdün Nehri ile Banyas kolunu kontrolüne alan İsrail, önemli bir su kaynağına da sahip oldu. İsrail bu arada, 1978 yılından 2000 senesine kadar Lübnan'ın Güney Bölgesini işgal etmiş ve 22 yıl boyunca bu ülkeye ait Litani nehrinden su çekti. İsrail'in, 1967 yılında savaş tarihinde “en kısa sürede en fazla toprak işgal etme rekoru”nu
kırdığı Altı Gün Savaşı sırasında işgal ettiği Golan Tepeleri, İsrail ve Suriye arasındaki tüm barış görüşmelerinin bir yerlerde tıkanıp, sonuçsuz kalmasının en önemli nedeni oldu.

İsrail, işgalini meşrulaştırmak için kendi güvenlik sorunlarıyla işgal arasında bağlantı kurmuş ve fırsat bulduğunda bölgedeki yapıyı cebren lehine çevirmeyi tercih etti ve 1967'den itibaren bölgede Yahudi yerleşimleri kurmaya başladı.


Haziran 1967'de ilk Yahudi yerleşimi olan Kibbutz Merom Golan kuruldu.


İsrail, ilhak sözcüğünü asla kullanmasa da aleni bir şekilde Golan'ı ilhak etti. Bölgenin başkenti olan Kuneytra'yı yerle bir eden İsrail ordusu, 140 bin civarında Arap ve Çerkes'in bölgeyi terketmesine neden oldu.

Golan'ın 1967'de İsrail tarafından işgalinden bu yana Suriye'nin bölgeyi geri almak için yaptığı tek ciddi girişim 1973'teki Yom Kippur Savaşı'dır. Suriye bu savaşta Kuneytra'yı savaştan metruk hale dönmüş bir şehir olarak geri aldı. Suriye ordusu 1970'lerden sonra İsrail'le doğrudan bir çatışmayı göze alamadı çünkü kendi silah sanayisine sahip İsrail'le tek başına silahlı bir çatışmaya girecek donanımı ve teknolojisi bulunmuyor.













Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >