Trump'ın azil soruşturmasında son durum ne?

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'ya yapılacak 400 milyon dolarlık askeri yardımı askıya aldığını teyit etmiş, yardım askıya alındıktan çok kısa bir süre sonra, Ukrayna'nın yeni Cumhurbaşkanı Zelenksy ile telefon görüşmesi yapmıştı.

Bu telefon görüşmesinde Trump, Ukrayna Cumhurbaşkanı'ndan, Joe Biden ve ailesi hakkında soruşturma başlatmasını istiyordu. Biden, 2020 seçimlerinde Trump'ın rakipleri arasındaki en güçlü isim olarak gösteriliyor.

ABD istihbaratından bir yetkilinin, olan biteni bir şikayet dilekçesine dönüştürmesiyle Başkan Trump'ın azil soruşturması başlamıştı.

Trump'a yönelik süren azil soruşturmasında iki yetkilinin daha ifade metinleri yayımlandı. Temsilciler Meclisi İstihbarat, Denetleme ve Dış İlişkiler Komiteleri, yaptıkları ortak açıklama ile azil soruşturması kapsamında kapalı oturumlarda konuşan ABD'nin eski Ukrayna Özel Temsilcisi Kurt Volker ve ABD'nin Avrupa Birliği (AB) Temsilcisi Gordon Sondland'ın ifade metinlerini yayımladıklarını duyurdu.

Yayımlanan metinlere göre Volker, Trump'ın Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy ile 25 Temmuz'da yaptığı telefon görüşmesinde Joe Biden ve ailesinin konusunun açılmasının kendisini endişelendirdiğini belirtti.

Söz konusu görüşmenin iç siyasette etkisinin büyük bir hal aldığını vurgulayan Volker, bu görüşmenin ABD-Ukrayna ilişkilerini etkilediğini de kaydetti.

Volker ayrıca Trump'ın Biden ailesine yönelik Ukrayna ile ilgili iddialarının da gerçeği yansıtmadığına inandığını dile getirdi.

Sondland ifadesini değiştirdi

ABD'nin Avrupa Birliği (AB) Temsilcisi Gordon Sondland'ın Temsilciler Meclisinde 17 Ekim'de verdiği ifadeyi dün değiştirdiği ortaya çıktı.

Buna göre Sondland yeni ifadesinde, Ukrayna'ya Biden ailesini araştırması için bir baskının söz konusu olduğunu belirterek, "Büyük bir toplantının ardından Zelenskiy'in Başdanışmanı Andriy Yermak ile görüştüm ve ona eğer kamuya açık bir yolsuzlukla mücadele yayımlamazlarsa, askeri yardımların sürmeyeceğini söyledim." ifadelerini kullandı.

Trump’ın genel sekreteri Mulvaney de ifadeye çağrıldı

Temsilciler Meclisi’nde Başkan Donald Trump’ın azil soruşturmasını yürüten Demokrat Kongre üyeleri, Beyaz Saray Genel Sekreteri Vekili Mick Mulvaney’den soruşturma kapsamında ifade vermesini istedi. Mulvaney’nin Kongre’ye çağrılması, soruşturmanın Beyaz Saray’ın en üst kademelerine ulaştığını gösteriyor.

Soruşturmanın başındaki Kongre üyeleri, Mick Mulvaney’nin geçen ayki basın toplantısında söylediklerinin, Trump’ın Ukrayna’yla “al-ver” pazarlığına girdiğinin “televizyonda açıkça itirafı” anlamına geldiğini savunuyor.

Mulvaney geçen ay Beyaz Saray’da düzenlediği bir basın brifinginde, Başkan Trump’ın Ukrayna’ya verilmesi planlanan yaklaşık 400 milyon dolarlık askeri yardımı, 2020 seçimleri için Demokrat aday adaylarından Joe Biden ve oğlunun faaliyetlerinin araştırılması talebine karşılık koz olarak kullandığını kabul ettiği şeklinde yorumlanan sözler sarf etmişti. Ancak Mulvaney daha sonra bu açıklamasından geri adım atmıştı.

Beyaz Saray, yetkililerine azil soruşturmasında işbirliği talimatı vermişti. Mulvaney’nin de Kongre’ye ifade vermeye gelip gelmeyeceği net değil.

Halka açık mülakatlar önümüzdeki hafta başlayabilir

Soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan tanıklarla mülakatlar bugüne kadar kapalı kapılar ardında yapılmıştı. Halka açık mülakatların ise en erken gelecek hafta başlayabileceği belirtiliyor.

Başkan Trump ve Cumhuriyetçiler soruşturmayı gayrimeşru olarak görüyor.

Biden oğluna yönelik suçlamaları reddediyor

Demokrat Parti aday adayı Joe Biden’a "Bir başkanın ailesinin yabancı iş bağlantıları olması kabul edilmezken, siz başkan yardımcısıyken neden oğlunuz için kabul görsün" sorusu yöneltilmişti.

• "Oğlum yanlış bir şey yapmadı. Ben yanlış bir şey yapmadım’’ diyen Biden, "Oğlumun açıklaması her şeyi anlatıyor diyerek" Hunter Biden’in televizyon kanalı ABC’ye verdiği mülakatı işaret etti. Joe Biden, "Trump benim peşime düştü çünkü aday olursam onu davul gibi döveceğimi biliyor" demişti.

Biden, "Oğlunuza Ukrayna’da iş yapmasına izin vermekle hata mı yaptınız" sorusunaysa "Oğlumla bu konuları hiç konuşmadım. Potansiyel bir çıkar çatışması yoktu" yanıtını vermişti.