Adalet mülkün temelidir

2008 yılından itibaren ceplerimize giren akıllı telefonlar sayesinde anlık konumumuz, kimlerle iletişim hâlinde olduğumuz artık internetin köşelerinde veri olarak kendisine yer buluyor.
2008 yılından itibaren ceplerimize giren akıllı telefonlar sayesinde anlık konumumuz, kimlerle iletişim hâlinde olduğumuz artık internetin köşelerinde veri olarak kendisine yer buluyor.

Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması” anlamına gelen adalet, hayatımızın her alanında bizim haklarımızı gözeten bir kavram. Antik Yunan’dan itibaren hayatımızda yazılı ve somut olarak gördüğümüz adalet kavramının gözetilmesi adına birçok kurum kurulmuş, Türkiye Cumhuriyeti’nin de temelleri Yasama, Yürütme, Yargı organları üzerinden oluşturulmuştur. Adalet kavramına ters düşen, özgürlükleri kısıtlayan birçok faaliyet de “suç” olarak adlandırılmış ve yasalarda cezaları belirtilmiştir.

İnsanların toplum içinde rahat yaşamaları, hak ve adaletin korunması adına polis teşkilatı ve benzeri kurumlar Türk tarihi boyunca sürekli var olmuşlardır. Eski Türklerde “subaşı” olarak kurulan teşkilat, 1845 yılında Sultan Abdülmecid’in çalışmalarıyla birlikte modern formuna bürünmüş ve “polis teşkilatı” olarak adlandırılmıştır.

Gelgelelim günümüze ve yakın geleceğe…

  • Cyberpunk (Siberpunk), popüler kültürde ileri bilim ve ileri teknolojinin toplum hayatına entegre edilmesiyle doğacak distopik ve ütopik dünyaların kurgulanmasıdır. Bu dünyalarda genellikle karanlık bir tema işlenmesi nedeniyle konular da karanlıktır ve suç temalı filmler, oyunlar, romanlar kurgulanır. Karakterler, yani insanlar, Cyborg olarak tasvir edilir ve “cyborg”lar teknolojinin de yardımıyla üstün güçlere sahip olurlar.
Bireyin kendisini oluşturan temellerden biri bilgileri.
Bireyin kendisini oluşturan temellerden biri bilgileri.

Uzun tanımlamalardan sonra yazının ana fikrine gelmekte yarar var. Dünya inanılmaz bir hızla değişiyor. Teknolojinin de gelişmesiyle birlikte her alan değişime mahkum hâle geliyor ve kendini bilime, teknolojiye adapte ediyor. Hâliyle modern toplumun temelini oluşturan “adalet” kavramı da bundan nasiplenmiyor değil. Yazımızın devamında gelecekte “Nasıl bir adalet kavramı bizi bekliyor, suçlar ve suçlular nasıl bir yönde ilerliyor?” gibi soruların cevaplarını arıyor olacağız.

İnternetin tüm dünyada yaygın hâle gelmesiyle suçluların da göz odağı “siber” dünya oldu. Artık suçlar fiziksel işlenmek yerine yapay olarak işleniyor ve bireyler, farkına varmadan “siber” suçluların mağduru hâline geliyor. Sadece bireyler değil, kurumlar da mağdur oluyor bu siber suçlular tarafından. Örnek olarak 2022 yılında Danimarka’da banka soygunu girişimi sayısı 0’a düşmüş. Fiziksel olarak hiçbir suçlu banka soygunu yapmaya yeltenmezken bankaları “hack”leme girişimleri de tarihin en yüksek seviyelerine çıkmış durumda.

Bir kişinin en önemli varlığı, kendisi. Bireyin kendisini oluşturan temellerden biri de bilgileri. 2008 yılından itibaren ceplerimize giren akıllı telefonlar sayesinde anlık konumumuz, kimlerle iletişim hâlinde olduğumuz artık internetin köşelerinde veri olarak kendisine yer buluyor. Bunlara kimlik bilgilerimiz, kredi kartı şifrelerimiz vs. aklınıza gelebilecek her bilgi dâhil. Siber suçlular da bu bilgileri size haber etmeden çalıp kendi yararlarına kullanma peşinde. Şu an biri sizin kredi kartınızı kullanıyor bile olabilir. Olmamasını arzu ederiz elbette…

  • Suçlular, yakalanmamak adına birçok farklı yöntem geliştiriyor. Bunların arasında kripto varlıkların kullanılmasından tutun, çevrimiçi yayıncılık sektöründe dijital varlıkların kullanılmasına kadar birçok farklı uygulama mevcut. Hatta ve hatta insanların websitelerini “hack”leyip fidye istemek, adeta rehin almak da günümüzün başka siber suçlarından.

Suçlular kendini geliştirirken polis teşkilatı da kendini hızlıca geliştirmekte. Artık “siber güvenlik” birimleri ile siber suçlular takip ediliyor, her suçlunun bıraktığı “dijital ayak izi” sayesinde suçlular en kısa sürede yakalanmaya çalışılıyor. “Siber güvenlik” ekiplerinin takip ettikleri sadece hırsızlık gibi suçlar değil, aynı zamanda “dijital zorbalık”, “yalan haber” gibi toplumun akışına zarar verecek uygulamalar da polis ekiplerinin takip alanları arasında. Hatta “yalan haber” konusu toplum için o kadar elzem bir konu hâline gelmiş durumda ki “Sosyal Medya Yasası” ile bu konu TBMM’ye taşınmış ve anayasaya eklenmiştir.

“Siber Güvenlik” konusunda her şeyi kurumlardan beklemekten ziyade bireyler olarak da önlem almakta fayda var. Bunların arasında kimlik, kredi kartı gibi mahrem bilgilerimizi websiteleriyle paylaşırken azami dikkat göstermek, bilinmeyen yerlerden alışveriş yapmamaya çalışmak, telefonumuzda uygulamalara verdiğimiz izinleri kontrol etmek gibi aksiyonlar örnek gösterilebilir. Bunların yanı sıra “Dijital Okur-Yazarlık” becerilerimizi geliştirmek de önemli. Gelecekte her şeyin dijitalleşeceğinin farkında olarak verilerimizi kontrol etmeyi, güvende tutmayı öğrenmeliyiz. Öğrenmeliyiz ki kendimizi de koruyabilelim.

Daha da gelecekte, 2054’te, geçen ve suç-adalet ilişkisini temel alan Azınlık Raporu (Minority Report) filmi, gelecek hakkında distopik bir düzeni kaleme alıyor. Gelecekte suçların daha önceden tahmin edilip suçlar işlenmeden suçluları yakalayan bir senaryoyla karşımıza çıkan filmin kafada oluşturduğu en büyük soru ise: “Eğer bir suç işlenmemişse; suçlu, suçlu olur mu?”. Bunun yanı sıra gelecekte fikirlerin önceden tahmin edileceği bilinmeyen bir şey değil. Öyle ki Google’da karşınıza çıkan reklamların birçoğu da geçmiş aramalarınıza dayanarak gelecek düşüncülerinizi ön görmek. Bunun toplum düzenine gömülmüş hâli ise biraz distopik bir senaryo çıkarıyor karşımıza.

Polis teşkilatı gibi yargı ve hukuk kurumları da yapay zekayla kendini hızla geliştirmekte. Öyle ki gelecek günlerde sadece yapay zekanın avukatlığını yapacağı duruşma, Amerika’nın gündemini meşgul ediyor. Diğer yandan da donotpay.com adlı yapay zeka girişimi de kullanıcılarına avukatlara ücret ödemek yerine, tamamen kendi sistemleri üzerinden yapay zeka destekli hukuk danışmanlığı sunacaklarını vaat ediyor. Avukatların yerini tutabileceği biraz iddialı fakat imkansız da değil.

Günümüzün “Siber Güvenlik” tedbirlerinden geleceğin “Siberpunk” dünyasına bir “sneak-peek” yapalım. Bu dünyanın tahayyülüne göre gelecekte insanlar “cyborg”; yani yarı insan, yarı robot olarak yer alacak. Artık her yerde bizi izleyen güvenlik kameraları, duvarlar arkasını da görür hâle gelecekler. Uçan arabalar her yerde olurken farklı yaşam formları da insanlarla birlikte yaşamaya başlayacak. Hâliyle yenilenen bu dünyadaki polisler de robot olarak var olacaklar. “Cyborg” suçluları alt edebilmek adına özel birimler kurulacak ve bilimsel gelişmeler inanılmaz şekilde kontrol altına alınmaya çalışılacak. Kısa bir yazıda tüm bir dünyayı ele almak imkânsız. Ancak ilerleyen aylarda bu konuya yine yer vereceğim.

Verilerinizi güvenle saklamanız dileğiyle.