Coğrafya kaderdir: ABD

Yüksek standartlarla çalışan biri için ülkenin her yeri sosyal ve ekonomik olarak aynıdır.
Yüksek standartlarla çalışan biri için ülkenin her yeri sosyal ve ekonomik olarak aynıdır.

52 eyaletten oluşan devasa bir ülkeden bahsediyoruz. Kültürel farklar mutlaka var. Mesela Kaliforniya ticaret ile bilinen bir eyalet. Ya da Teksas tarımda gelişmiş bir eyalet. Fakat ülke genelinde yaşam standardının aynı seviyede olduğunu söylemek mümkün.

Kendinizi tanıtır mısınız?

İsmim Muhammed Ali Baş, 1974 Düzce doğumluyum. 1998 yılında üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra bazı arkadaşlarımın ABD'ye gitmiş olması beni heyecanlandırdı. Eğitim amacıyla Amerika'ya gittim fakat eğitimden ziyade ticaretle uğraştım. 1998 ve 2007 yılları arasında 9.5 yıla yakın bir zaman Amerika'da ikamet ettim. 2006 yılının sonu, 2007 yılının başı gibi Türkiye'ye kesin dönüş yaptım. Şu anda Türkiye'de müteahhit olarak inşaat sektöründe çalışmaktayım.

ABD'de ne tür işlerle meşgul oldunuz?

Başlangıçta her giden kişinin yaptığı gibi muhtelif işlerde ben de işçi olarak çalıştım. Daha sonra New York-Manhattan'da perakende giyim mağazası açtım. Aynı zamanda halı toptancılığı ticaretiyle iştigal ettim.

Halk genel olarak yönetim ve hukuk sistemlerinden memnun mu?

New York Manhattan caddelerinde yağmurlu bir gün, buharlı havalandırmanın oluşturduğu atmosfer
New York Manhattan caddelerinde yağmurlu bir gün, buharlı havalandırmanın oluşturduğu atmosfer

Yönetim ve hukuk sistemine gelince, halkın büyük bir kısmı bunlarla çok ilgilenmez. Seçimlere katılım oranları yüksek değil. İnsanları Türkiye'deki gibi siyasetle çok fazla meşgul olmazlar? Seçimden seçime insanlar seçim olduğunu hatırlar. Zaten göçmenlerin olduğu bir ülke olduğu için herkes "I am American" dese bile onların bir vatanı vardır, dolayısıyla ilk gelen nesiller ülkeleriyle bağlarını koparmamıştır. Seçim ancak ikinci ve üçüncü nesiller için önem arz eder. Hukuk sisteminde ise, orta ve alt tabakada eşit bir hukuk sistemi var. İstisnalar kaideyi bozmaz fakat hâkim ve savcıların genel manada ırk, din ve mensubiyete göre karar verme oranı oldukça azdır. Ülkeyi ilgilendiren çok üst düzey mahkemelerdeki durumları bilemiyorum fakat vatandaşı ilgilendiren mevzularda vatandaşların hukuki hakları eşittir. Bu hususta diğer ülkelerden ve bizim ülkemizden daha fazla oturmuş bir hukuk sistemleri var.

ABD çok farklı millet ve kültürlere sahip bir ülke. Bu durum gündelik hayatta insanların birbirine karşı davranış ve tutumlarını etkiliyor mu?

Daha evvelki bir konuda da bahsettiğim gibi, ABD dünyadaki bütün ülkelerden insanların göçmen olarak geldiği bir yer. Devlet, herhangi bir ırkın yoğunlukta olmasını istemediğinden dolayı ülkelere kontenjan verir ve çekilişle insan alır. Bu kadar farklı kültürün bir arada olmasının insanların birbirine davranışlarını negatif olarak etkilediğini söyleyemeyiz. Çünkü genelde mahalleler Yahudi bölgesi, İtalyan bölgesi, Çinli bölgesi vs. diye ayrılmıştır. O insanlar genelde kendi mahallelerine yakın otururlar. Fakat bu diğer insanlar orada yaşayamaz anlamına gelmez tabii ki. İsteyen istediği yerde yaşayabilir.

Sizce bir Müslüman, ABD'de baskı altında kalmadan dinini özgürce yaşayabilir mi? ABD'de gözlemlediğiniz bir İslam karşıtlığı var mı?

Minnesota'da bir mahallenin ağaçlı sokaklarından nefis sonbahar manzarası.
Minnesota'da bir mahallenin ağaçlı sokaklarından nefis sonbahar manzarası.

Ülkede bazı eyaletler hariç belirgin bir İslam karşıtlığı yok. Ama 11 Eylül olaylarıyla birlikte bu durum biraz Müslümanların aleyhine döndü. Bazı radikal, dini hassasiyeti olduğunu iddia eden Amerikalıların bir takım kışkırtmalarının da neticesinde; camilere, tesettürlü Müslümanlara bakış açıları benim de orada olduğum dönemde değişti. Tabii ki bir Müslüman baskı altında kalmadan ABD'de dinini özgürce yaşayabilir. Devlet tüm dini müesseselere aynı mesafede. Hristiyanlar istediği şekilde kilisesini açabildiği gibi Müslümanlar da bağlı olduğu belediyelerden izin alıp, şartlar yerine getirildiği takdirde camilerini yapabilmekte ya da mevcut binaları mevzuata uygun bir hâle getirip cami statüsüne taşıyabilmektedir. ABD'deki Müslüman nüfusu, diğer İslam aleminden göç edenlerle de birlikte azımsanamayacak derecede. Bazı eyaletlerde kişisel teşebbüsler, abartmalar ve radikalizm olmakla birlikte devletin ve lokal mercilerin bakışında negatif bir durum söz konusu değil. Arzu eden Müslüman çocuğunu kendisine uygun bir İslami cemaatin camisine, medresesine, kreşine göndererek bu ihtiyacını orada gidebilir. Yalnızca bazen seyahat hâlindeyken dinlenme tesislerinde ya da halka açık bazı yerlerde mescit olmamasından dolayı abdest alıp namaz kılabilmek zor olabilir.

Fırsatlar ülkesi olarak adlandırılan ABD'de gerçekten ülkemizden göründüğü kadar her şey kusursuz mu?

Amerika’da şöyle bir özellik var: Dünyanın 180 ülkesinden gelen göçmen insanlardan oluştuğu için insanların kendi ülkesindeki statüsü, konumunun; bakan, milletvekili, belediye başkanı vs olmasının bir önemi olmadığı hissettiriliyor. İngilizce bilmiyorsan, entegre olmadıysan, bir şeye alışmadıysan fırsatlar ülkesi olması seni ilgilendirmiyor açıkçası. Ayrıca gençlerin bilhassa Silikon Vadisi’nde, yazılım gibi işlerde güzel maaşlarla bir hayat yaşadıkları söylenebilir. Yani Amerika fırsatlar ülkesi olarak kabul edilebilir ama bu demek değildir ki insan çabalamadan bir şeyler başarabilsin.

Amerika’da evsiz/sokakta yaşayan insanların fazla olmasının nedeni sizce nedir?

Ülkenin nüfus 400 milyona yaklaştı. Nüfusa oranladığın zaman çoğu ülkeden fazla değildir evsizlerin sayısı. Bu insanların çoğu uyuşturucu ve alkol bağımlısı olduklarından dolayı metropol şehirlerde, özellikle metrolarda yaşıyorlar. Sistem de onları kullanıyor. Psikolojik olarak sağlıklı insanlar sokakta yaşamaya mecbur olmadıklarını bilir çünkü sosyal hizmet ve yardım imkanları fazla. Bu kişiler sokaktaki hayatı kabullenmiş insanlardır.

Türkiye’de “Amerika’da birkaç ay içerisinde çalışarak ev, araba alınır.” algısı büyük. Bu algının doğruluk payı var mıdır?

San Francisco tepelerinden bir gün batımı görüntüsü.
San Francisco tepelerinden bir gün batımı görüntüsü.

Türkiye’deki Amerika’da hayatın çok kolay olduğu, birkaç ay içerisinde çalışarak arabanın alınabileceği algısı kesinlikle kapitalist sistemin oluşturduğu bir olgudur. Çünkü şu anda oranın asgari ücretiyle geçinen birinin yaşam standardına baktığımızda şunu görüyoruz: Türkiye’den tek farkı orta sınıfın biraz daha rahat yaşayabilmesi. Asgari ücret olan 2500$ kazanan bir kişi ancak orada normal standartlarda yaşamını idame ettirebilir. Aileden birinin daha çalıştığı durumda eve 5000 $ seviyelerinde bir para gelecek demektir. Bu maaşlarla gayet normal, mütevazı hayat yaşanabilir. Dolayısıyla öyle dışardan görüldüğü gibi hayat toz pembe değil. Ticaret yapıp da orta üstü bir seviyede yaşayan insanın rahat bir yaşam imkanı olabilir. Şöyle de bir gerçek var ki orta sınıf standardı çok güçlü olan bir ülkedir ABD. Alt gelir tabakası biraz daha azınlıkta, dolayısıyla yaşam standartları bizdeki orta sınıf standardına göre biraz daha rahat.

ABD’de eyaletler arası kültürel, sosyal farklar olduğunu biliyoruz. Sizin eyaletler arasında müşahede ettiğiniz bariz bir farklılık var mı?

52 eyaletten oluşan devasa bir ülkeden bahsediyoruz. Kültürel farklar mutlaka var. Mesela Kaliforniya ticaret ile bilinen bir eyalet. Ya da Teksas tarımda gelişmiş bir eyalet. Fakat ülke genelinde yaşam standardının aynı seviyede olduğunu söylemek mümkün. Yüksek standartlarla çalışan biri için ülkenin her yeri sosyal ve ekonomik olarak aynıdır.

Röportajı Hazırlayanlar: Beyzanur Özkan - Ahmet Arif Kutlu

Röportajı veren: Muhammed Ali Baş