Modayı mı takip etmeli yoksa sürdürülebilir hale mi getirmeli

Evet, bir tek sen, tek başına, sadece senin emeğinle daha güzel bir dünya mümkün.
Evet, bir tek sen, tek başına, sadece senin emeğinle daha güzel bir dünya mümkün.

Bir kısır döngü bu değil mi? Moda sürekli değişiyor, her hafta vitrinler yenileniyor. Yeni eşyalar, yepyeni renkler, desenler... Göz alıcı, cezbedici ama maalesef çok tehlikeli.

Dünyamız 4 buçuk milyar yıldır dönüyor. Bu döngüyle saatler, günler, yıllar, mevsimler oluşuyor, tamamlanıyor ve değişiyor. İnsanlar doğuyor, büyüyor, çoğalıyor ve ölüyor. Her gün milyonlarca insan katılıyor bu döngüye. Yaklaşık 8 milyar kişi; yaşamı boyunca yiyor, içiyor, giyiyor kısacası sürekli tüketiyor.

Dünya çapında her yıl yaklaşık 80 milyar parça giysinin satıldığını biliyor muydun?
Dünya çapında her yıl yaklaşık 80 milyar parça giysinin satıldığını biliyor muydun?

Bu tüketim hızıyla devam edersek gelecekteki dünya ile bugün yaşadığımız dünya aynı olmayacak. İnsanoğlunun dünyayı yaşanabilir bir yer olarak gelecek nesillere bırakabilmesi yani neslini devam ettirebilmesi için herkesin elini taşın altına koyması, bir şeyler yapması şart. Milyarlarca insanın içinde ben ne yapabilirim ya da bir benim bir şeyler yapmamla mı düzelecek dünya diye düşünenleriniz vardır. Hepimizin yapacak ödevleri var bu dünya için, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirdiğimiz takdirde neleri değiştirebileceğine inanamazsın.

Evet, bir tek sen, tek başına, sadece senin emeğinle daha güzel bir dünya mümkün. Öncelikle tüketim kararlarını alırken bu kararların sorumlulukları ve kullanılan kaynakların sürdürülebilirliğinin farkında olman gerekiyor. Sürdürülebilir tüketimi sağlamak ve kaynakları etkin kullanmak için tüketim alışkanlıklarını iyileştirmen doğru bir başlangıç noktası olacaktır. İşe fazla tüketimi azaltarak başlayabilirsin. Moda sürekli değişiyor. İki haftada bir yenilenen mağaza rafları, vitrinleri “fast fashion” ürünlerle insanlar sürekli tüketime yönlendiriliyor. Dünya çapında her yıl yaklaşık 80 milyar parça giysinin satıldığını biliyor muydun? Bu rakam 20 yıl öncesindeki toplam tüketimin yüzde 400 fazlası. Sadece Kuzey Amerika’da yılda 10 milyon ton giysi çöpe atılıyor. İsraf sadece çöpe atılmakla da kalmıyor. WWF verilerine göre bir tişörtün üretilmesinde tam 2 bin 700 litre su harcanıyor.

Tasarruf et.
Tasarruf et.

Pamuğun tarlada sulanmasından, dokumasına, baskısına, yıkamasına kadar tüm süreçlerde kullanılan su miktarı tamtamına 13 bin 500 bardak. Altına bir kot çekip dışarı çıkacaksan bu kot için ne kadar su harcandı dersin? Tam 10 bin 850 litre. Tabii bu rakamlar sadece kullanılan su miktarları, kullanılan enerji, ham madde, iş gücü de işin içine girdiğinde dünyanın geleceği için sürdürülebilir çözümlerden başka çare yok gibi görünüyor. Biz tüketicilerin, bilinçli bir şekilde sürdürülebilirliği sağlamamız için uzmanlar 3R kuralını tavsiye ediyorlar:

Azaltma: Tüketimi azalt. Tasarruf et.

Tekrar kullanım: Eskidiğini düşündüğün eşyaları yenile, gerekirse onararak tekrar kullanmaya başla. Ya da yenisini almak yerine kiralık elbiseleri deneyebilirsin. Hem daha fazla seçenek hem de daha uygun fiyatlı.

Geri Dönüşüm: Kullanılan ürünlerden yepyeni ürünler elde edilmesi. Tekrar kullanılabilir durumdaki malzemelerin kimyasallar ile ikincil ham madde durumuna getirilerek yeniden üretim sürecine kazandırılması işlemine geri dönüşüm deniyor. İhtiyaç halinde geri dönüşüme önem veren markalardan alışveriş yapmayı tercih edersen markaları bu konuda teşvik etmiş olursun. Bir küçük not: üretimlerinde çocuk işçi ya da hayvanları kullanan markalardan alışveriş yapmazsan satışları düşecek ve sürdürülebilir yöntemleri tercih etmek zorunda kalacaklar.

Sürdürülebilir modaya katkıyı sürdürmek de çok önemli birkaç öneri:

Arkadaşlarınla kıyafetlerini değiş tokuş edebilirsin. Böylece senin sıkıldığın için daha az giydiğin bir kıyafetin onun için yeni olacaktır tabii onun kıyafeti de senin dolabın için yeni bir parça, yeni kombin ve yeni heyecan demek. İkinci el kıyafet uygulamalarını kullanabilirsin. Hem kıyafetlerini satıp para kazanırsın hem de beğendiğin bir ürünü üçte bir fiyatına satın alabilirsin. Kulağa çok cazip geliyor değil mi?

Bu yıl oversize ürünler çok moda. Sen de aile bireylerinin kıyafetlerinden çok güzel kombinler yapabilirsin. Hem tarz hem de doğa dostu biri olarak kendini iyi hissedebilirsin.

Yerli üretimleri tercih et. Böylece hem yerli üreticiyi desteklemiş hem de nakliye sırasında ortaya çıkacak hava kirliliğini en aza indirmiş olursun.

Gerçekten ihtiyacın var ise alışveriş yap. Eco Age'in kurucusu Livia Firth dünyada #30Wears kampanyası başlattı ve tüketicilere: “Satın almadan önce kendine bunu en az 30 kez giyer miyim, diye sor. Cevabın evet ise al ama kaçına hayır dediğine çok şaşıracaksın.” diyor. Denemeye değer. Modanın, dolayısıyla tekstil üretiminin, doğaya en çok zarar veren sektör olduğunu düşünürsek daha az yeni kıyafet alarak bile gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya kalmasına katkı sağlamış oluruz. Yukarıda dediğim gibi evet bir tek sen, tek başına bunu başarabilirsin! Dünyayı değiştirmek senin de elinde!

İclal Şahin Bayındır-Yazar