Nasıl entelektüel olunur?

Eğer siz entelektüelseniz olaylara farklı bakış açıları ile bakabiliyor ve size dayatılan fikirlere karşı kendinizi koruyabiliyorsunuz demektir.
Eğer siz entelektüelseniz olaylara farklı bakış açıları ile bakabiliyor ve size dayatılan fikirlere karşı kendinizi koruyabiliyorsunuz demektir.

Entelektüel olmak kahve ve kitap pozu çekip sosyal medyada paylaşmak mıdır? Yoksa sahip olduğumuz bir ürünün farklı mecralarda sunumunu mu yapmaktır? Ya da her şeyi eleştiren tweetler atmak mıdır? Değilse nedir ve nasıl entelektüel olunur?

Wikipeda'ya göre entelektüel kavramının karşılığı şudur:

  • Zekâsını ve analitik düşünme yetisini, mesleği gereği ya da şahsi amaçlara erişmekte kullanan kişi. Yani bir entelektüel zekâsını ve analiz etme becerilerini kullanır. Entelektüel olmak bir Instagram pozundan ya da havalı bir yaşam tarzından çok daha ötesidir. Aslında içinde bulunulan dünyayı anlama ve anlamlandırabilme becerisidir.

Eğer siz entelektüelseniz olaylara farklı bakış açıları ile bakabiliyor ve size dayatılan fikirlere karşı kendinizi koruyabiliyorsunuz demektir. Kısacası eleştirel ve sorgulayıcı düşünmeye başlamışsınız demektir. Peki, “Nereden başlamalı?” diyorsanız bunun için sizlere günlük hayatta uygulayabileceğiniz önerilerde bulumak istiyorum.

Tarafsızlık

Öncelikle hayata ve fikirlere karşı objektif bir bakış açımızın olması gerekiyor. Her fikre ve her olaya ilk başta eşit mesafeli bakabilmek çok önemli. Duygularımızdan, inançlarımızdan ve içinde bulunduğumuz durumdan kaynaklı olarak subjektif bakarsak objektif olamayız. Elbette entelektüel birinin de bir duruşu olacak. Ama ortada yorumlanması gereken bir mesele varsa bu durumla aramıza bir mesafe koymak ve kendi yaşantılarımızdan, duygusal durumumuzdan bağımsız olarak o olaya bakmamız gerekir. Yani ilk adım tam anlamıyla her olaya ve duruma en başta eşit mesafede durabilmekle başlar.

Esneklik ve çok yönlülük

Entelektüel olan biri sadece kendi fikirleri doğrultusunda okumaz, izlemez. Eğer ki sadece hayata baktığınız nokta ile ilgili şeyler okursanız, içinde bulunduğunuz durumun ne kadar samimi ve ne kadar doğru olduğunu eleştirel bir gözle inceleyemezsiniz. Oysa farklı açılardan bakmaya çalıştığınızda beyninizin kaslarını da geliştirmeye başlarsınız. Mesela farklı görüşteki gazeteleri okumak gibi. Sosyal çevrenizin dayattıklarından başka, farklı farklı kaynaklardan beslendiğiniz zaman üçüncü bir gözünüz açılır. Böylece insanların size neyi dayattığını, neyin gerçek, neyin efsane olduğunu anlamaya başlayacaksınız.

Örneğin, siz sadece bilim kurgu okuyorsanız beyniniz sizi sadece o alanda geliştirecektir. Ama siz tarih, edebiyat ya da bilim tarihi gibi alanlar da okuyorsanız beyninizi her alanda beslemiş ve geliştirmiş olursunuz. Entelektüel olmak isteyen biri beynini sadece protein ile beslemez, aynı zamanda karbonhidrat alır, vitamin alır ve diğer geliştirici besinleri alır. Böylece her alandan beslenince sağlıklı zihin beslenmesi ortaya çıkar ve olaylara bakışınız da o kadar değişir. Öyle ki siz bile inanamazsınız kendinize.

Diğer yandan, günün birinde bir fikre inanmış bir insanın ömür boyu o fikirde sadık kalmasının bir beceri ve bir yetenek olduğunu iddia eden insanlar da var. Oysa bu çok yanlış. İnsanlar değişir, fikirler değişir; yirmi sene önce düşündüğün şey bugün geçerli olmayabilir. Çünkü bırakın 20 yıl öncesini 6 ay önceki siz bile siz değilsinizdir artık. Bedenimiz gibi zihnimiz de değişiyor.

Hayata farklı cephelerden bakabilmek, eski fikirlere farklı açılardan bakmak, belki o fikri inkâr etmek bile sizin tutarsızlığınızı değil, bizzat sizin değişmekte ve gelişmekte olduğunuzu gösterir. Zihniniz geliştiğinde ilk başta küçük bir pencereden bakarken şimdi büyük bir alandan baktığınız için o ilk fikirlerin değişmesi kadar normal bir durum yoktur.

Analitik düşünme

İlkokuldan beri Türkçe derslerinden ve deneme sınavlarından aşina olduğumuz “neden-sonuç ilişkisi” kurabilmeyi de rutin hale getirirseniz, hangi alan ya da hangi dalla ilgili olursa olsun nokta atışı tespitler yapabilirsiniz.

  • Kendimizin, çevremizin ve içinde bulunduğumuz dünyanın farkında olmak, bütün bunlar arasında bağ kurmak kişide yine üçüncü bir göz açılmasını ortaya çıkarır.

İnsanı anlayabilmek sadece karşınıza gelip oturan birini dinlemekten ibaret değil. Dünya tarihi, antropoloji, sosyoloji gibi dallarla uğraşmak karşımızdaki kişiye de farklı bir bakış açısı kazandırmak açısından çok faydalıdır. Çünkü geniş bakmak, farklı bakmaktır.

Güncel ve aynı zamanda sağlıklı kalmak

Gündemi takip etmek, gelişmelerle yakından ilgilenmek, bir yerde her vatandaşın görevi. Ülkemde neler oluyor? Hangi sıkıntılar var? Hangi güzel şeyler var? Bunları bilmek bir vatandaşlık sorumluluğu. Ama bazı insanlar var ki bu gündemin içinde inanılmaz şekilde boğuluyor. Hâlbuki günlük siyaset bir sabun köpüğü gibidir, akıp gider ve neyin ne olduğunu anlamazsınız bile. Kamera önünde hararetli tartışmalara girenler, kamera arkasında birlikte kahve içip muhabbet ediyor olabilirler. O yüzden günlük siyaseti takip edin, ama siyaset zehirlenmesinden uzak durun. Her zaman büyük resmi görmek önemli. Günlük siyasette belli bir doz faydalı ama fazlası da zehir gibidir. Çok derine inerseniz beyninizin en faydalı alışkanlıklarını ve bütüncül bakış açınızı kaybetmeye başlarsınız.

  • Entelektüel bir insan günlük siyasetle çok uğraşmaz, detaylara çok fazla takılmaz ve daha evrensel düşünür. “Neden bu hale geldik? Olayın tam olarak kaynağı nedir?” gibi sorularla ilgilenir.

Olayın tarihini araştırmak üzerine beyin fırtınası yapmak, o günün bugünü etkileme durumunu düşünmek hem günlük siyaset kargaşasından hem de bu durumun yorgunluğundan kurtulmanızı sağlar. Bu sebeple enerjimizi faydası olmayan uğraşlar için harcamayalım.

Diğergâmlık

Entelektüel olmak isteyen biri sadece kendini düşünmez, öğrendiklerini sadece kendisine saklamaz, etrafındaki insanlarla da paylaşmak ister. Onların da gelişim seviyesine katkıda bulunmak ister. Bazen toplumsal projelerde ya da eğitim projelerinde yer alabilir. Böylece bütün bunları yapan bir kişi peyderpey heybesini doldurmaya devam eder. Hatta bu bilgi ve beceri birikimini de kendine saklamayıp etrafındaki insanlarla paylaşarak der ki: “Bakın ben böyle yorumladım ve böyle bir sonuç çıkardım, siz de inceleyin.”

Eğer ki bugüne kadar etrafınızda bu anlatılanlar çerçevesinde birini görmüşseniz onun sohbetine doyum olmaz. Çünkü onun hayata bakış açısı farklıdır. Entelektüel biriyle sohbet ettiğinizde onun biriktirdiği ve bir saatte damıttığı emeği siz çok kısa bir sürede almış olursunuz. Enfes bir şey değil mi? Eğer siz entelektüel tarafta iseniz, siz de bunu verme noktasında cesur olmalısınız.

Okumak

Entelektüel olmak isteyen bir kişinin yapması gereken en önemli şey ise kitap okumak. Kitaplarla arası iyi olan bir insanın hayata bakış açısı genişler. Çünkü yeni fikirler, yeni insanlar tanır, yeni keşifler yapar. Her okuduğunuz kitapla birlikte kelime hazineniz de gelişmeye başlar. Ne kadar çok kelime ile düşünürseniz, o kadar çok kelime ile konuşur, dünyaya ve olaylara bakış açınızı da o kadar çok genişletmiş olursunuz.

Entelektüellik kavramını anlamak için The Post (2017), Temple Grandin, Salinger Yılım, Edebiyat ve Patates Turtası Derneği filmlerini izleyebilir; Dostluk Üzerine, Filozoflar Nasıl Yürür, Kara Mizah Antolojisi (Enes Batur) kitaplarını okuyabilirsiniz. Hece dergisinin özel sayıları da size yol gösterici olacaktır.

Peki, sizin hayattaki deneyimleriniz size neler söylüyor? Entelektüel bir insan olmak ister miydiniz? Ya da ben böyle iyiyim, hayata buradan bakmak yeterli mi derdiniz?

Beyhan Budak-Klinik Psikolog-Yazar