Taekwondo

Hemen hemen her Uzak Doğu sporunda bulunan kuşak sistemi, taekwondoda da bulunmaktadır.
Hemen hemen her Uzak Doğu sporunda bulunan kuşak sistemi, taekwondoda da bulunmaktadır.

Bu ay adını duymayanın kalmadığı, ancak teknik özelliklerini pek azımızın bildiği bir Uzak Doğu sporu ile karşınızdayız: Taekwondo. Kore’den tüm dünyaya yayılan bir “savunma sporu”. Karşı tarafa zarar vermeyi değil, rakipten puan alabilmeyi, puan üstünlüğünü elde etmeyi, rakibe saygı duymayı öğreten bir spor.

1994 yılından itibaren olimpik bir branş olan taekwondonun kelime anlamı “Tae: Ayak”; “Kwon: El”; “Do: Ahlak” şeklinde ayrıştırılabilir. Genelde tekmelerin konuştuğu bu spor dalında saygı, özgüven, cesaret, sabır, çalışma, azim, ani karar verme, her an tetikte olma ve dinç kalmak hayati bir önem taşır. Bu özellikler doğuştan değil, pratik yapa yapa öğrenilen durumlardır. Taekwondonun dört ana branşı bulunmaktadır. Bunlar Gyorugi, Poomsae, Gyok Pa, Hosin Sol’dur.

Hemen hemen her Uzak Doğu sporunda bulunan kuşak sistemi, taekwondoda da bulunmaktadır. Kuşaklar sırasıyla beyaz, sarı, yeşil, mavi, kırmızı, siyah şeklinde ilerlemektedir. Ustalığı ve acemiliği belirten kuşaklama sisteminde bir üst kuşağa geçmek için sınavlar yapılırken her iki kuşak arasında da ara kuşak bulunmaktadır. Bu kuşakları üstün başarı göstererek direkt atlamak mümkündür. En son aşama olan siyah kuşaktan sonra ise “dan” sistemi gelmektedir ki bu “dan” sistemi ancak sabır ve azim ile geçilebilmektedir. Bir dan’dan diğer dan’a yükselebilmek için ancak 3 yıl beklemek ve imtihana girmek gerekmektedir.

Taekwondonun kuşaklarının yanı sıra özel elbisesi “dabok” da bulunmaktadır. Kore kültüründe “hanbok” adı verilen kıyafetle benzeşen bu kıyafetin birçok diğer Uzak Doğu sporunda da kullanıldığını görmekteyiz. Bu kıyafetteki beyaz renk, Korelilerin evrene olan inançlarını temsil etmektedir.

Müsabakalarda önemli olan fazla tekme atmak değil, kararında ve güçlü tekmeleri atmaktır. Düşünün saatte 200 km/saat hız ile tekme atıyorsunuz. Eğer rakibinizi sarsamazsanız en estetik vuruşların bile değeri azalmaktadır ve puan konusunda sizi öne geçirememektedir. Bunun yanı sıra rakibinizle aranızdaki mesafeyi sürekli ayarlamalı ve hareket içerisinde olmalısınız ki boş anları değerlendirebilesiniz. Şimdi ise mesafeyi korumak ve ayarlamak için 3 altın taktik:

1-Rakibin vuruş mesafesini tahmin ediniz. Rakibin vuruş mesafesinde iseniz dikkatli olunuz. Bu, rakibin ayak uzunluğuna göre değişir.

2-Kendi vuruş mesafenizi kontrol ediniz. Yani rakip sizin vuruş mesafenizde mi, değil mi bunun idrakine varmalısınız. Ayak uzunluğunuza, duruşunuza ve rakibin gard alışına göre değişen bir durum arz eder.

3-Rakibin vuruş mesafenize kendi isteğiyle mi veya dalgınlıkla mı girdiğini tahmin ediniz. Vuruş mesafesine girseniz bile rakip kasten yapıyor ve kapalı bir gardla atak bekliyorsa teknik yapmayınız, açık vermesini ve dalgın bir anını ısrarla kollayınız.

Ülkemizde taekwondonun önemi ve yeri yadsınamaz.
Ülkemizde taekwondonun önemi ve yeri yadsınamaz.
  • Taekwondoda teknik öğrenmenin yanı sıra, güç ve esneklik de hayati önem taşımaktadır. Sürekli ayağınızı kendi boyunuzdan yukarı sert bir şekilde kaldırmalısınız ki bu da her yiğidin harcı değil.

Bunun için sürekli açma germe hareketleri yapmalısınız. Her gün ayaklarınızı kenarlara doğru açmaya çalışmalı ve esnekliğinizi artırmalısınız. Aynı zamanda güç için de fitness çalışılmalı ve güç kontrolü öğrenmelisiniz. Güç çalışmanın diğer yararı ise fiziksel görünümü ve performansı geliştirmesi, metabolik verimliliği artırması ve sakatlanma riskini aza indirmesidir. Bir sporcunun yaşayacağı en talihsiz olaylardan olan sakatlığın önüne geçebilmek için, azami derecede ısınma hareketleri ve güç çalışması yapılmalıdır.

Ülkemizde taekwondonun önemi ve yeri yadsınamaz. Türkiye Taekwondo Federasyonunun verilerine göre yaklaşık 400 bin lisanslı sporcusu ile ülkemizdeki en fazla lisanslı sporcuya sahip 3. branş olarak kendine yer bulmuş durumda. 1.si tabii ki futbol olup 2. branş ise satranç. Bunun yanı sıra ülkemizin kazandığı başarılar ile de uluslararası arenada önemli bir yere sahip olduğu apaçık. 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda Servet Tazegül ile alınan altın madalya ülkemizce alınan en yüksek başarıdır.

Ülkemizin bu spor dalındaki ilerleyişi pek şüphesiz devam edecek. Bu alandaki görev hem sporcularımıza hem de antrenörlerimize düşmekte. Bakalım antrenörlerimiz bu alanda nasıl çalışmalar yapmakta. Gelin diğer bölümümüzde Çağrı Kızıl ile olan röportajımızda antrenörlerimizin çalışmalarına bir bakalım.

Emirhan Ünal-Üniversite Öğrencisi