2022’de Balkanlarda yaşananlar

Kuzey Kosova’da Sırp nüfusun yaşadığı 4 belediyenin sınırları içinde yer alan 2 sınır kapısı, Sırplar tarafından kamyonlarla kapatıldı. Protestocu Sırplar arasında Moskova’dan gelmiş WAGNER mensuplarının varlığı dikkat çekti.
Kuzey Kosova’da Sırp nüfusun yaşadığı 4 belediyenin sınırları içinde yer alan 2 sınır kapısı, Sırplar tarafından kamyonlarla kapatıldı. Protestocu Sırplar arasında Moskova’dan gelmiş WAGNER mensuplarının varlığı dikkat çekti.

Seçim kampanyası boyunca Batı’dan destek alan bazı çevreler, uzun yıllardır iktidarda olan SDA ve Bakir İzzetbegoviç aleyhine ısrarlı bir kampanya sürdürdü. Muhalif SDP ve onunla beraber hareket eden irili ufaklı 8 parti, SDA’sız bir hükümet kurmak için adeta yeri göğü inletiyor. Seçimlerde istediği sonucu alamayanlar, ne pahasına olursa olsun iktidara gelmek istiyorlar. Bağımsız Bosna’yı bölüp, parçalamayı kendine bir numaralı siyasî hedef seçen Sırp politikacılarla kayıtsız şartsız bir ortaklığa razı olmuş durumdalar.

Yılbaşı yaklaşırken biten bir yılın değerlendirmesini yapmak adettendir. Hiç şüphe yok ki 2022 yılına damga vuran olay; Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı ve 10 aydan beri devam eden askerî saldırıdır. Korona salgını ile bozulan global ekonomik dengeler, Rusya-Ukrayna savaşı ile iyice derinleşmiştir. Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında Balkanlarda önemli gördüğümüz olaylar üzerine düşüncelerimizi paylaşmaya çalışacağız.

Avrupa’nın şımarık çocukları

Yunanistan’la başlamak istiyorum. Türkiye’nin hem denizden hem karadan en yakın komşusu olan Yunanistan’da son yıllarda gözlenen askerî hareketlilik, gerek bölge barışı, gerekse Türkiye’nin güvenliği açısından dikkat çekmektedir. Gayrı askerî statüde olması gereken adalarda yapılan silah yığınağı ve askerî tatbikatların, gizli bir ajandasının olup olmadığı sorgulanmaktadır. Bunun dışında Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarımıza karşı devam eden insan hakkı ihlâlleri, bitmek bilmeyen bir zulüm süreci olarak devam ediyor. Konuyla ilgili AİHM’ de açılan tüm davaları kaybeden Atina’ya, bu ihlâlleri durdurması yönünde etki edecek bir otorite bulunamamaktadır. 3 maymunu oynayan Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan, insanî değerleri ayakları altına alarak çiğnemeye devam ediyor.

Diğer sınır komşumuz Bulgaristan’ın da soydaşlarımızın hakları söz konusu olduğu zaman karnesi, Yunanistan’dan daha iyi değildir. Uzun yıllar Komünist tek parti rejimi ile idare edilen Bulgaristan, 1950’den 1989’a kadar geçen 40 yılda sayıları milyonla ifade edilebilecek sayıdaki soydaşımızı sürgün etmiştir. 2009’da AB tam üyeliğine alınan Bulgaristan’da son iki yılda dört seçim yapılmış olmasına rağmen siyasî istikrar sağlanamamıştır. AB üyeliği, Bulgaristan’ın genç nüfusunu kendine çekmek dışında şimdiye kadar başka bir sonuç vermedi.

Gerek Yunanistan gerek Bulgaristan farklı rejimlerle idare edilmelerine rağmen Müslüman Türklere baskı ve zulüm söz konusu olduğu zaman birbirleri ile adeta yarış etmişlerdir. Her iki komşumuzun AB üyesi olması ile olumlu bazı gelişmeler yaşanmış olsa da soydaşlarımızın insan hakları problemlerinin çözülmediğini üzülerek müşahede ediyoruz.

Eski Yugoslavya coğrafyasına bir bakış

Rusya-Ukrayna savaşı, global siyaset alanında AB’nin ciddi bir güç kaybettiğine işaret ediyor. Aslında BREXİT ile AB, İngiltere gibi önemli bir ortağını kaybetti. ABD ile her alanda ortak hareket etmeye başlayan İngiltere’nin bu tavır değişikliği, Avrupa’nın zayıflamasının sebeplerinden biridir.

ABD ile Rusya arasında sıkışan Avrupa, enerji ve ekonomik krizden çıkış yolu arıyor. Genişleme süreci çerçevesinde Batı Balkanları bünyesine almaya hazırlanan Avrupa’nın düştüğü zor durum, Balkanlarda hesapları karıştırmış bulunuyor. AB’ye katılım yönünde kamuoylarındaki istek gittikçe azalıyor.

2013 yılında Brüksel’in gözetiminde Kosova ile Sırbistan arasında imzalanan anlaşmanın kâğıt üzerinde kalması, Brüksel’in otorite kaybına işaret ediyor. Rusya’ya yaptırımlar konusunda Batı’nın sözünü dinlemeyen Sırbistan, Rusya ile işbirliğini sürdüreceğini alenen ilan etmekten de çekinmiyor.

Sırbistan’da yeni hükümetin verdiği mesajlar

2 Nisan 2022 de Sırbistan’da yapılan seçimlerin üzerinden 6 aydan fazla geçmesine rağmen yeni hükümet ilân edilmedi. Bu gecikmenin, Rusya-Ukrayna savaşı ile doğrudan ilgili olduğu bellidir. Belgrad, Batı dünyası ile Rusya arasında toptan bir hesaplaşmaya dönüşen savaşta, her iki tarafla ipleri koparmadan idare etmeye çalışıyor.

Hükümet listesini yorumlamaya gelince; Belgrad’da açıklanan yeni hükümetin bakanlarından ziyade istihbarat kurumunun başına getirilen isim tartışıldı. Cumhurbaşkanı Aleksander Vuçiç’in önceki hükümetlerinde, savunma ve içişleri bakanlığı yapan Aleksander Vulin’in gizli servisin başına getirilmesi, Batı’da tepkilere neden oldu. Moskova’ya yakınlığı ile tanınan Vulin, Putin’in muhaliflerine karşı yaptığı mücadele ile tanınmaktadır.

Daha önce başbakanlık, dışişleri bakanlığı ve parlamento başkanlığı yapan İvica Daciç’in yeniden dışişleri bakanı olması, Belgrad’ın Moskova ile sıcak ilişkilere devam edeceği anlamına geliyor. İvica Daciç, “Balkan kasabı” olarak tanınan Miloşeviç’in cumhurbaşkanlığı zamanında sözcülüğünü yapmış bir kişidir. Miloşeviç’ten sonra parti (SPS) başkanlığını devralmış, son 20 yılın bütün hükümetlerinde yer almayı başararak bugünlere kadar gelmiştir. Başka bir ifade ile yeni açıklanan Sırbistan hükümetinin yapısı, Brüksel ile Moskova arasında denge politikasının devam edeceğini akla getirmektedir.

Bosna-Hersek’te hükümeti kim kuracak?

2 Ekim 2022’de Bosna-Hersek’te yapılan genel seçimlerle ilgili sonuçlar, ufak tefek bazı eksikler dışında büyük çapta alınmış bulunuyor. Ancak Bosna’da seçimler kadar heyecanlı bir dönem yaşanıyor. Cevabı beklenen sorular;

- Kim kiminle hükümet kuracak?

- Muhalefet ile iktidar nasıl oluşacak?

Seçim kampanyası boyunca Batı’dan destek alan bazı çevreler, uzun yıllardır iktidarda olan SDA ve Bakir İzzetbegoviç aleyhine ısrarlı bir kampanya sürdürdü. Muhalif SDP ve onunla beraber hareket eden irili ufaklı 8 parti, SDA’sız bir hükümet kurmak için adeta yeri göğü inletiyor. Seçimlerde istediği sonucu alamayanlar, ne pahasına olursa olsun iktidara gelmek istiyorlar. Bağımsız Bosna’yı bölüp, parçalamayı kendine bir numaralı siyasî hedef seçen Sırp politikacılarla kayıtsız şartsız bir ortaklığa razı olmuş durumdalar. Geçmişte SDA’da önemli görevler yapmış bazı siyasîler de, bu aleyhte kampanyaya destek veriyor.

Uzun zamandır SDA’sız bir hükümetin kurulması için içerden ve dışarıdan yoğun bir kampanyanın yürütüldüğü biliniyor. Bu kampanya sadece siyasî alanda değil yargı alanında da devam ediyor. Son 10-12 yıl içinde, 1992-95 yılları arasında vatan savunmasında önemli rol oynayan, altın zambak mükâfatı almış kahraman Boşnak askerleri çeşitli iddialarla Lahey’e ve cezaevine gönderildi. Bu davaların önemli bir kısmı da beraatla sonuçlandı. Eski genelkurmay başkanı Rasim Deliç ile Atıf Dudakoviç, Ramiz Drekoviç ve Sakip Mahmulin gibi generaller hakkında hazırlanan düzmece iddianameler, itibarsızlaştırma çabalarına hız katmış görünüyor.

2023 yılının başlaması ile Bosna’da kaç ay süreceği kestirilemeyen koalisyon pazarlıkları başlayacak. Bu arada AB komisyonu sürpriz bir karar alarak Bosna-Hersek’e aday ülke statüsü verdi. Bu kararın, koalisyon pazarlıklarını olumlu etkileyerek hızlandırması bekleniyor.

Belgrad-Priştina-Podgorica üçgeninde neler yaşanıyor?

Bundan önceki makalelerimizden birinde Kosova-Sırbistan arasındaki diplomasi savaşının, BM Güvenlik Konseyi’nin gündeminde bile yer aldığını yazmıştım. Ne yazık ki iki ülke arasındaki gerginlik giderek tırmanıyor. Kosova hükümeti ve kurumlarında yer alan tüm Sırp yetkililer, bu satırların yazıldığı vakitten bir hafta önce protesto mahiyetinde görevlerini bıraktılar. Kuzey Kosova’da Sırp nüfusun yaşadığı 4 belediyenin sınırları içinde yer alan 2 sınır kapısı, Sırplar tarafından kamyonlarla kapatıldı. Protestocu Sırplar arasında Moskova’dan gelmiş WAGNER mensuplarının varlığı dikkat çekti. Uluslararası barış gücü KFOR ve Kosova polisinin sınır kapılarını açmak için başlattığı harekât çatışmaya dönüşmek üzere iken ABD (G. Escobar) ve AB (M.Lajcak) özel temsilcilerinin müdahalesi ile son anda durduruldu.

Öyle anlaşılıyor ki 2023 yılında da Kosova-Sırbistan kavgasını konuşmaya devam edeceğiz. Görüldüğü üzere Balkanlarda problemler bitmiyor. Son olarak gündeme getireceğimiz problem ise Balkanların en küçük ülkesi Karadağ’ın içinden geçtiği siyasî kaostur. Belgrad yanlısı partiler ile Bağımsız Karadağ’ı savunanların meydanlarda güç gösterisi devam ediyor. 2020 yılında yapılan seçimler, Karadağ’a istikrar getirmedi. Şimdi Cumhurbaşkanı Milo Dukanoviç’in parlamentoyu feshederek erken seçim kararı alması bekleniyor. 2022 yılında Balkanlardan ne yazık ki iyi haberler veremedik. 2023 yılıyla birlikte iyi haberler vermek dileğiyle.

SONSÖZ: RUSYA-UKRAYNA ARASINDA BAŞARILI BİR ARABULUCULUK ROLÜ OYNAYAN TÜRKİYE BALKANLARDA BARIŞ VE İSTİKRARA KATKI YAPACAK POTANSİYELE SAHİP TEK GÜÇTÜR.