Afrika Birliği aldığı kararları uygulayabilecek mi?

Dönem başkanlığının Güney Afrika’ya geçmesi Afrika açısından olumlu bir gelişme.
Dönem başkanlığının Güney Afrika’ya geçmesi Afrika açısından olumlu bir gelişme.

Afrika Birliği Dönem Başkanlığı Mısır’ın darbeci Cumhurbaşkanı Sisi’den, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa’ya geçti. Sisi döneminde İngiltere, Japonya ve Rusya ile Afrika ülkeleri arasında Afrika zirvesi gerçekleşmişti. Yoğun bir zirve dönemi gerçekleştiren Afrika ülkeleri açısından pek olumlu bir hava esmezken, özellikle Rusya’nın Afrika’da askeri görünürlüğü artmıştı.

Geçtiğimiz hafta Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa diplomasi açısından yoğun bir trafik yaşadı. Afrika Birliği’nin (AfB) 33. Olağan Zirvesini gerçekleştirmek için 54 Afrika Birliği ülkesi ile Batı Sahra ve Somaliland temsilcileri bir araya geldiler. Zirveye Afrika ülkelerinden temsilcilerinin yanısıra ABD, Fransa, Çin, Almanya, Kanada, Filistin, İsrail, Norveç gibi ülkelerden lobiler ve misyon şefleri gözlemci olarak katıldı. Kanada Başbakanının da zirveye katılması başta Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ve Nijerya Devlet başkanı Muhammed Buhari ile görüşmesi geniş yankı uyandırarak zirvede “Kanada rüzgârı esti” yorumları yapıldı.

“Silahların susturulması” teması AfB zirvesinin bu yılki gündemiydi. Biraz hayal olsa da zirveye katılan ülkeler bu yılın sonuna kadar kıta genelinde silahların susturulmasını hedefliyorlar. Özellikle üzerinde durdukları iki ülkede devam eden savaşın bir an önce durdurulması için görüş birliğine varan ülkeler, Libya ve Güney Sudan’a dış müdahalenin olmaması gerektiğinin altını çizdiler.

Cyril Ramaphosa
Cyril Ramaphosa

DÖNEM BAŞKANLIĞI G. AFRİKA’DA

Afrika birliği Dönem Başkanlığı Mısır’ın darbeci Cumhurbaşkanı Sisi’den, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa’ya geçti. Sisi döneminde İngiltere, Japonya ve Rusya ile Afrika ülkeleri arasında Afrika zirvesi gerçekleşmişti. Yoğun bir zirve dönemi gerçekleştiren Afrika ülkeleri açısından pek olumlu bir hava esmezken, özellikle Rusya’nın Afrika’da askeri görünürlüğü artmıştı.

Rusya doğrudan Afrika’yı bir silah pazarı olarak görerek Afrika’ya silah satışlarında önemli bir artış olmuştu.

Sisi’nin dönem başkanlığı döneminde İsrail kıtada etkinliğini artıran diğer bir Afrika ülkesi olu. Çad, Sudan gibi Müslüman ülkelerle diplomasi trafiğini başlatan İsrail özellikle Kamerun, Uganda gibi ülkelerle yeni silah anlaşmaları yapmış ve istihbarat desteği sağladı.

AfB Komisyon Başkanı Musa Faki Muhammed
AfB Komisyon Başkanı Musa Faki Muhammed


Dönem başkanlığının Güney Afrika’ya geçmesi Afrika açısından olumlu bir gelişme. Ramaphosa’nın, Jakop Zuma sonrası Güney Afrika’yı normalleştirmede yoğun bir çabası olduğu kadrosunun daha teknik bir ekipten oluştuğu görülmekte. Fakat Ramaphosa’nın handikabı diğer Afrika ülkelerine silah satışı yapan ülkelerin başında gelmesi.

Güney Afrika gerek ekonomisi gerek politik istikrarı bakımdan diğer Afrika ülkeleri için model konumunda. Zaman zaman Afrika’nın en büyük ekonomisi olmayı Nijerya’ya kaptırsa da diğer Afrika ülkelerine rağmen zengin ve yoksul arasında farklılık azdır.

Ramapho’sa konuşmasında "sözde barış planını" eleştirdi...
Ramapho’sa konuşmasında "sözde barış planını" eleştirdi...

AFB TRUMP’IN SÖZDE BARIŞ PLANINI ELEŞTİRDİ

AfB olağan zirvesinde Filistin meselesinin gündeme gelmesi önemliydi. Çünkü Afrika ülkelerinin geneli Filistin’i hep kendi bağımsızlık ve özgürlükleri ile eş değer olarak değerlendirmişlerdir. AfB Komisyon Başkanı Musa Faki Muhammed yaptığı konuşmasında ABD Başkanı Trump’ın sözde barış planını eleştirerek BM kararlarına aykırı olduğunu ifade etmesi önemliydi. AfB’nin hâlâ Filistin davasının haklılığına inanması açısından sembolik bir değeri vardı.

Ramapho’sa ise konuşmasında sözde barış planının Güney Afrika’da apartheid dönemde uygulanan ayrımcı politika ile aynı olduğunun altını çizerek Filistin halkının yanında olduklarının mesajını vermesi Güney Afrika’nın dış politikada uyguladığı Filistin politikasını AfB için de benimseyeceğinin işaretiydi.

Afrika Birliği zirvesinden gerek ABD gerek İsrail’e bir tepki çıktığını ve sonuç bildirisinde de bunun belirtilmesi Filistin açısından bir kazanım.

Yalnız Filistin konusunda hassasiyetin yanısıra Libya’da devam eden iç savaş konusunda da bir hassasiyetin var olduğunu söylemek mümkün. Gerek Faki Muhammed gerek Ramaphosa’nın Libya ile ilgili söyledikleri birçok yorumcu tarafından Türkiye’ye karşı söylenilmiş gibi algılansa da kastedilen küresel aktörlerin özellikle Fransa ve Rusya olduğu açık. Çünkü her iki lider de konuşmalarında BM kararlarının altını çizerek BM’nin desteklemediği arayışların kabul edilmezliğinden söz etmesi bu gerçeği göstermekte.

Afrika Birliği zirvesinin değişmez konularından biri fakirlik iken herhangi bir başarının sağlanamaması, Afrika ülkelerinin hedeflerinde gerçekçi olmadıklarını da gösteriyor.
Afrika Birliği zirvesinin değişmez konularından biri fakirlik iken herhangi bir başarının sağlanamaması, Afrika ülkelerinin hedeflerinde gerçekçi olmadıklarını da gösteriyor.

AFRİKA’NIN ÜÇ SIKINTISI; YOKSULLUK, İÇ SAVAŞ VE KÜRESEL ISINMA

Afrika’nın bugün genel olarak üç sorunu bulunmakta. Birincisi fakirliğin önlenememesi olup kıtadaki zenginleşme zenginlerin faydasına bir seyir izlemekte. Birçok Afrika ülkesinde günde 2 doların altında yaşayan insanların sayısı oldukça fazla. Fakirliğin ortadan kaldırılması konusunda da bir ivme yakalanmış değil. Zenginler ile fakirler arasında uçurum artarken yeni oluşan orta sınıfın yetersiz olması da kişilerin kaynaklardan yeterince istifade etmesini sağlayamıyor. Afrika Birliği zirvesinin değişmez konularından biri fakirlik iken herhangi bir başarının sağlanamaması, Afrika ülkelerinin hedeflerinde gerçekçi olmadıklarını da gösteriyor.

Afrika Kalkınma Bankası’nın hazırladığı rapora göre Afrika kıtasında her yıl yüzde 3’lük büyüme olduğu halde bu büyümenin genel nüfusa yansımadığına işaret ediliyor. Büyümeden zengin ve orta sınıfın yararlandığı düşünülürse 2030’daki aşırı yoksulluğun sona erdirilmesi hedefinin gerçekleşmeyeceği görülüyor.

Kongo’nun güneydoğusunda hâlâ istikrar ve güvenlik sağlanamamış, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde hâlâ silahlar susturulamamış.
Kongo’nun güneydoğusunda hâlâ istikrar ve güvenlik sağlanamamış, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde hâlâ silahlar susturulamamış.

SİLAHLARI SUSTURMAK ZOR

Afrika’da devam eden iç savaşlar, şiddet, etnik çatışmalara karşı hâlâ önlem alınamamış olması silahların susturulmasının da zor olacağını gösteriyor. Güney Sudan, Mali, Libya’da devam eden bir iç savaş varken, Burkina Faso, Çad, Nijer, Kamerun, Nijerya, Somali, Mozambik gibi ülkelerde terör yahut etnik çatışmalar var. Kongo’nun güneydoğusunda hâlâ istikrar ve güvenlik sağlanamamış, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde hâlâ silahlar susturulamamış. AfB’nin bu yılki temennisini iyi niyet olarak okumak daha doğru olsa da, kısa bir dönem içinde silahların susturulması zor görünüyor. Seyşeller, Yeşil Burun Adaları, Moritus gibi birkaç ülke dışında hâlâ Afrika ülkelerinin büyük çoğunluğunun en fazla alım yaptığı şey silah.

Bu silahların birçoğu da kıta dışı ülkelerden gelerek askeri bağımlılık bir anlamda terörün de önlenememesini devam ettiriyor.
Afrika ülkelerinin küresel ısınma ve iklim değişikliklerine karşı önlem alabilmeleri zor görünmektedir.
Afrika ülkelerinin küresel ısınma ve iklim değişikliklerine karşı önlem alabilmeleri zor görünmektedir.


Öte yandan son yıllarda Afrika’da iklim değişikliği görüldüğü için, aşırı kuraklıklar, aşırı yağış, sel gibi felaketler arttı. Her yıl binlerce insan hayatını kaybettiği gibi nesli tükenmekte olan hayvan türleri de yok olmakla karşı karşıya. Malavi, Zimbabwe, Tanzanya, Mozambik küresel ısınmadan en fazla etkilenen Afrika ülkelerinin başında gelmekte. Afrika’da şimdilik küresel ısınma ile mücadele etmek sadece bir hayal olup yakın bir dönemde Afrika ülkelerinin küresel ısınma ve iklim değişikliklerine karşı önlem alabilmeleri zor görünmektedir. AfB’nin gündemini oluşturan bu sorunların konuşulması farkındalığın devam etmesi açısından olumlu ise de tedbirlerin alınamayacak olması sorunun devam edececeğini gösteriyor.

Ruanda Devlet başkanı Paul Kagame
Ruanda Devlet başkanı Paul Kagame

AFRİKA BİRLİĞİ DIŞA BAĞIMLI

Afrika Birliği zirveleri geçtiğimiz yıla kadar yılda iki defa gerçekleşirdi. Geçen yıl alınan kararla olağan zirve sayısı bire indirilerek yalnız liderlerin katılacağı zirvenin AfB’nin merkezi Addis Ababa’da yapılması kararlaştırıldı. Addis Ababa Afrika ülkeleri için daha önemli hale gelirken zirveye katılan liderlerin de zirveye odaklanmasının yolu açıldı. Fakat AfB zirveleri, Ruanda Devlet başkanı Paul Kagame dönemini ayrı tutarsak, genelde sorunların konuşulduğu fakat alınan kararların bir türlü uygulanmadığı zirvelere dönüştü.

Afrika Birliği zirvesine katılan liderler sorunlarına ortak bir çözüm bulmaktan hâlâ uzakta duruyor. Hâlâ birçok Afrika ülkesi lideri ülkelerindeki genel sorunların kıtanın bir sorunu olduğunun farkında değiller.

Farkında olsalar bile iktidarlarını kaybetmemek, bağımlı oldukları ülkelerle iş birliğini devam ettirmek için genel çözüm sunmaktan mahrum kalmaktalar.

Afrika Birliği bile çalışmalarını döner ve yardımlarla sağlıyor. Başta Çin, ABD ve Avrupa Birliği olmak üzere Afrika Birliğinin çalışmalarının yürütülmesi için yardım akıyor. Dışa bağımlı bir Afrika Birliğinin sorunlarını çözmek için kendiliklerinden çözümler üretebilmesi zor görünüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan her yıl iki kere 'Afrika'ya' ziyaret gerçekleştiriyor...
Cumhurbaşkanı Erdoğan her yıl iki kere 'Afrika'ya' ziyaret gerçekleştiriyor...

TÜRKİYE AFRİKA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ

Türkiye ile Afrika Birliği, Türkiye’nin açılımı ile önemli bir ivme kazandı. AfB’nin de destekleri ile Afrika zirveleri gerçekleştirildi. Bu yılın Nisan ayında Türkiye’de yapılacak bir Afrika zirvesinden söz ediliyor. Fakat Afrika Birliğinde zirvenin gündeme gelmemesi, İstanbul’da zirvenin yapılmasını da güçleştirmekte. Türkiye yine de Afrika zirvesi hedefinden vazgeçmeyerek mikro düzeyde de olsa yeni zirveler gerçekleştirmeli.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika’ya büyük önem verdiği her yıl iki kez Afrika ülkelerine ziyaret yaptığı biliniyor.

Özellikle başta diplomasi ve misyon birimlerimizin Afrika’da daha görünür olmaları gerekiyor. Örneğin bir Afrika büyükelçiliğinin oluşturulması artık vazgeçilmez olarak görülmeli. Kurumlarımız Afrika Birliği zirvelerinde kendini anlatacak imkanlar yakalayabilmeli ve Afrika Birliğine yönelik program ve projeler başlatabilmeliler.

Addis Ababa’da bir zirve daha sona erdi, belki zirvede alınan kararların birçoğu uygulanmayacak ama konuşuluyor olması ve tüm liderleri bir masanın etrafında buluşturması önemli.