Ah idealizm!

ihsan Kabil
ihsan Kabil

Gerçek Hayat ilk yayına başladığında heyecanlı bir duyguya kapılmıştım. Türkiye’nin 1990’lı yıllar konjonktüründe, Müslümanca bir duyarlılıkla genç ve daha yaşlı kalemlerin yer aldığı ve güncel konulara değinen, yorumlayan haftalık dinamik bir dergi ülke ve dünya gündemini değerlendirecekti.

Hakikaten de yıllarca ilk sayıdan itibaren dergileri aldım ve Gerçek Hayat’ın içinde yaşadığımız dünyaya şahitliğine kendim de şahit oldum. Hakikaten başta Hakan Albayrak olmak üzere çok doğrudan fişek gibi yazarlar, yorumcular, düşünce erbabı bu dergiden geldi geçti. Ben de kavlince zaman zaman sinema konusunda dergiye bazı katkılar sağladım. İsmet Özel, 11 Eylül öncesi ve sonrası “Toparlanın Gidiyoruz!” ve “Gitmiyoruz!” manifestolarını bu dergide okuyucuya ulaştırdı.

AZINLIK BİR GRUP OLMAYA MAHKUM OLUYOR

Dergi o dönem kendi içinde bir tekti ve bana göre tirajı on binlerle ifade edilen rakamlarda olması gerekiyordu. Okuyucular, genç kitleler sahip çıkmalı ve toplumu sürükleyen ve farklı açılımlar getiren bir yayın olmalıydı. Ancak maalesef idealizm, eleştirellik, seçkinlik ve soyluluk geniş kesimlerde makes bulmuyor ve ancak azınlık bir grup olarak kalmaya mahkûm oluyor.