BAE Tunus’ta kaybetti

Tunus, ekonomik, siyasî ve bölgeye yönelik krizlerin gölgesinde istikrarsız bir siyasî dönem geçirse de Körfez’in müdahalesine şimdilik izin vermedi, ancak Tunus siyasî sistemi bu haliyle gelecekte de yeni krizlere gebe olacaktır.
Tunus, ekonomik, siyasî ve bölgeye yönelik krizlerin gölgesinde istikrarsız bir siyasî dönem geçirse de Körfez’in müdahalesine şimdilik izin vermedi, ancak Tunus siyasî sistemi bu haliyle gelecekte de yeni krizlere gebe olacaktır.

BAE’nin küresel düzeyde yürüttüğü Müslüman Kardeşler karşıtlığının dışında Nahda Hareketinden duyduğu rahatsızlığın sebebi, Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi’nin Türkiye’ye duyduğu yakınlıktır. BAE’nin bölgesel güç denkleminde kendisi için tehdit olarak gördüğü Türkiye’ye karşı birçok ülkede faaliyet yürüttüğü bilinmekte.

Tunus, bir süredir Libya meselesi sebebiyle Cumhurbaşkanı Kays Said ile Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi arasında artan gerilimle öne çıkıyor.

Libya’ya komşu ülkelerden biri olan Tunus, bölgesel gerilimden payını alıyor. Kays Said, Libya’daki taraflar arasında bir seçim yapılmaması ve tarafsız kalınması gerektiğini söylerken ve bu yönde bir politika yürütmeye çalışırken, Meclis Başkanı Raşid el Gannuşi uluslararası alanda meşruiyeti olan Trablus merkezli Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti Başbakanı Fayiz es-Serrac’ı arayarak Vatiyye Hava Üssünün ele geçirilmesi vesilesiyle tebrik etti ve Said ile karşı karşıya geldi. Said’in, France24’e verdiği röportajda isim vermese de Gannuşi’yi kastederek "Dış politikada paralel diplomasiye izin vermeyeceğiz" demesi, ikili arasında bir süredir hissedilen gerginliği daha da görünür kıldı.

Kays Said, Neden Tarafsız?

Kays Said
Kays Said

Tunus’un 2019’daki son cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağımsız aday olarak giren ve cumhurbaşkanı olarak seçilen Kays Said, seçim dönemindeki dış politika ile ilgili keskin Batı karşıtlığı ile kısa sürede sadece Tunus’un değil, bölge dışından birçok kimsenin de ilgisini ve sempatisini kazandı. Fransızcaya karşı fasih Arapçayı konuşması, mukaddesatçı söylemleri ve özellikle de Filistin davasına verdiği açık destekle takdir topladı. En merak edilen konu ise göreve geldikten sonra dış politikada Fransa’ya karşı Tunus’un ulusal çıkarlarını koruyup koruyamayacağıydı.

  • Ancak göreve geldikten sonra, özellikle ekonomik sorunlar sebebiyle ülkenin ihtiyaç duyduğu dış kredileri alabilmek için politik olarak söylem değişikliğine gitti. Hem Fransa ile hem de Körfez ülkeleri ile ilişkilerini reel politik düzlemde yürütmeye çalışan Kays Said’in, politik baskılar karşısında bağımsız bir dış politika yürütmesi pek mümkün olmadı.

Her Taşın Altında BAE

BAE’nin hem Ortadoğu hem de Kuzey Afrika’da sistematik bir şekilde yürüttüğü Müslüman Kardeşler karşıtlığı, Tunus’ta hükumet ortağı olan Nahda Hareketine karşı da kendini göstermektedir. ‘Arap Baharı’ olarak adlandırılan halk hareketlerinin çıkış yeri olan Tunus, Bin Ali rejiminden yıkılmasından sonra çoğulcu demokrasisi ile bölgede toplum ve siyasî mânâda iç çatışmaya bulaşmayan tek ülke oldu. Ancak Tunus’taki bu çoğulculuk, ülkeyi baskı altına almaya çalışan BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkeleri rahatsız ediyor.

Tunus’un siyasî ve toplum yapısı açısından istikrarsızlaşması için medya ve çeşitli eski rejim artığı siyasetçileri kullanarak Nahda Hareketi aleyhine kampanyalar yürüten BAE, Tunus’ta iç karmaşa çıkarmaya çalışıyor.

Nahda Hareketi Şura Konseyi Başkanı Abdulkerim el-Haruni, BAE’nin Nahda’ya yönelik kirli oyunları ile ilgili Anadolu Ajansına verdiği röportajda "BAE, Nahda'yı iktidardan ve Tunus siyasetinden uzaklaştırmak ve ülkenin demokratikleşme tecrübesini baltalamak için Sibsi'ye astronomik paralar teklif etti ancak Sibsi, vatanperver bir devlet adamı olarak bu teklifi reddetti ve Tunus'un satılık olmadığını, bağımsız ve menfaatini bilen bir ülke olduğunu gösterdi” Tunus eski Cumhurbaşkanı es-Sibsi’nin vefatından sonra Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Kays Said döneminde de BAE, halkı ve siyasi seçkinleri Nahda’ya karşı kışkırtmak için çalıştı.

Türkiye Yakınlığı Rahatsız Etti

Gannuşi
Gannuşi

BAE’nin küresel düzeyde yürüttüğü Müslüman Kardeşler karşıtlığının dışında Nahda Hareketinden duyduğu rahatsızlığın sebebi, Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi’nin Türkiye’ye duyduğu yakınlıktır. BAE’nin bölgesel güç denkleminde kendisi için tehdit olarak gördüğü Türkiye’ye karşı birçok ülkede faaliyet yürüttüğü bilinmekte. Tunus’u Libya meselesinde kendi çıkarlarına göre yönlendirmek isteyen BAE, Nahda’nın siyaset dışına itilmesini oldukça önemsemekte ve bunun için çeşitli örgütlere ciddi maddi destekler sağlayarak ve Nahda Hareketinin rakiplerini destekleyerek ülke gündeminde Nahda karşıtlığını yaymaya çalışıyor.

  • Bu bağlamda BAE, eski rejimle ilişkisi olan siyasetçilere ve radikal sol grupları destekleyerek Nahda’yı kapatmak da dâhil birçok konunun Tunus iç kamuoyunu meşgul etmesini sağladı. Ayrıca sosyal medya üzerinden sahte hesaplar yardımıyla Gannuşi karşıtı kampanyalar yaptırtarak Gannuşi’yi yalnızlaştırmak ve meclis başkanlığı görevindeki meşruiyetine gölge düşürmeyi planladı.

BAE’nin Güvenoyu Darbesi Tutmadı

Bu çabalarında oldukça yol kateden BAE destekli Gannuşi karşıtları, Kays Said’in de desteği ile Gannuşi’nin güvenoyunun çekilmesi ve görevden düşürülmesi için mecliste oylama yapılmasını sağladılar.

BAE’nin ‘güvenoyu darbesi’ olarak görülen bu girişim, gerekli olan 109 oya ulaşamadığı için Gannuşi lehine sonuçlandı. BAE ve destekçilerinin bütün çabalarına rağmen Tunus parlamentosu devrimin kazanımlarından vazgeçmedi ve dış müdahaleye karşı Gannuşi’nin yanında durdu.

Tunus, ekonomik, siyasî ve bölgeye yönelik krizlerin gölgesinde istikrarsız bir siyasî dönem geçirse de Körfez’in müdahalesine şimdilik izin vermedi, ancak Tunus siyasî sistemi bu haliyle gelecekte de yeni krizlere gebe olacaktır. Zira yetkisi olmayan, parçalanmış bir parlamento ve meclis tabanı olmayan bir cumhurbaşkanıyla Tunus, krizlerden kaçamayacaktır.