FETÖ'nün karanlık yolunun kritik dönemeci: 60lı yıllar (5. dosya)

Terörist başı Fetullah Gülen.
Terörist başı Fetullah Gülen.

FETÖ'nün 60lı yıllarda attığı adımlar Ermeni Patrikhanesi'yle entegre biçimde gerçekleşti. Bu adımlar, aslen Ermeni olan Gülen'in büyümesi için de fazlasıyla faydalı sonuçlar ortaya koydu.

Ermeni Patrik Şinork, Müslümanları kötüleyen ve Osmanlı’nın Ermeni soykırımı yaptığını iddia eden yalancı, soytarı, şakî Gülen’in mektubunu sevinçle karşılayan cevabi bir mektup gönderir. Türkiye Ermenileri Patriği Şinork Kalusyan, 169/370 sayılı cevabî mektubunda düşüncelerinden dolayı soydaşı müfteri Gülen’i tebrik eder. Türkiye’ye böyle vaizler gerektiğini belirtir.

Vaizliğe terfi - 28.07.1965

1959’da Edirne’de imam olarak göreve başlatılan terörist, askerlik dönüşünde Kur’an Kursu hocası yapılır. Şimdi ise vaizliğe terfi ettirilerek Kırklareli vaizliğine tayin edilir. 1915 hâdiselerini Ermenilere yönelik “büyük soykırım” olarak niteler. Bu da planları gereği bastırılan genetik yönünün tezahürlerinden biridir. Hıristiyanlık ve Yahudiliğe övgüler düzer.

Diyanet'i ele geçirme operasyonu - 20.12.1965

Mitçi Yaşar Tunagür, mason biraderleri Süleyman Demirel ile Bitlisli hemşerisi Devlet Bakanı Refet Sezgin (Fuat Sezgin’in ağabeyi) tarafından üniversite mezunu olmadığı hâlde, evrak sahtekârlığı ile Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına tayin edilir. Bu görevde iken Diyanet Teşkilatını ele geçirmek için her türlü şeytanlığa müracaat eder. Sürgünler, cezalar ve işten çıkarmalar birbirini izler. İş öyle bir düzeye ulaşır ki, Diyanet İşleri Başkanı İbrahim Bedreddin Elmalı resmi görevi için 20 Ekim 1966 günü Cezayir’e gitmek için uçağa biner. Uçak Cezayir’e teker koyduğunda uçağa bindirilen bir memur, Elmalı merhuma görevden alınma evrakını tebliğ eder. Geri dönmek istese de Cezayir yönetimi resmi davetini özel davete çevirerek Elmalı merhumu misafir eder. Döndüğü 25 Ekim günü ise görevi yeni başkana devreder.

Tunagür, Elmalı’nın odasına girdiğinde Başkanın masasının üstüne ayaklarını uzatacak kadar nezaketsiz ve ahlaksızca davranır. TBMM ve Senato raporlarına giren hâdiselerin bazı şahitleri hâlen sağdır. Daha sonra Avrupa Milli Görüş’ü bölmek için dönemin MİT yönetimince Almanya’ya gönderilen ve ardından da BND’nin emrine giren Cemalettin Kaplan da o sırada Diyanet İşleri Başkan Yardımcısıdır. Demirel ve Tunagür ile birlikte hareket etmektedir.

Baş Teröriste Kestanepazarı tayini - 24.03.1966

Diyanet’i hallaç pamuğu gibi atan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mitçi Yaşar Tunagür, baş terörist Gülen’i İzmir vaizliğine tayin eder. Böylece Kestanepazarı macerası da resmen başlamış olur. Gülen, söz konusu tayini şöyle anlatır: “Tunagür bana, ‘Bir dilekçe yaz ve İzmir Vaizliğini iste’ dedi. Kararı Diyanet İşleri Reisi Elmalı’ya imzalattı. Kendi imzalamadı. Bu Yaşar Hocanın her zamanki temkinli davranışlarından biriydi.”

Mason biraderi ve ilk finansörü Ali Rıza Güven.n
Mason biraderi ve ilk finansörü Ali Rıza Güven.n

Gülen’e Kestanepazarı’nda en çok yardım eden kişilerden biri mason Ali Rıza Güven’dir. 19 Mayıs 2015’de TRT’de yayınlanan mülâkatında, Üzeyir Şenler (Şule Yüksel Şenler’in ağabeyi), mason Ali Rıza Güven hakkında şunları söylüyor: “Gülen’in finansörü Ali Rıza Güven önce bana Masonluk teklifinde bulundu. Ben kabul etmeyince aynı teklifi Gülen’e götürdü. Bana sizi dedi biz inceledik. Yakînen sizi tanıyoruz. Sizde öyle bir kabiliyet var ki, çok yükseklerde olmanız gereken bir şeydesiniz, gaste maste … Ali Rıza Güven bana masonluk teşkilatına girme teklifinde bulundu”

Kayıtçı Cahit - 1966

Kendine İslam’ı tahrip görevi veren Yemenli Yahudi İbn-i Sebe’nin izini süren torunu Gülen’in İzmir’e gelmesinin ardından tüm konuşmaları kayıt altına alınır. Bu işi 1991’deki vefatına kadar Cahit Erdoğan adlı kişi yürütür. Sonra görevi başka isimler üstlenir.

Yahudi Pavlus, Hz İsa’ya gelen vahyi tahrif eder, günümüzdeki Hıristiyanlığı inşâ eder. Torunu Gülen ise aynını İslam için denemeye kalkışır.n
Yahudi Pavlus, Hz İsa’ya gelen vahyi tahrif eder, günümüzdeki Hıristiyanlığı inşâ eder. Torunu Gülen ise aynını İslam için denemeye kalkışır.n

Mesih'liğini ilan eder

İzmir Diriliş Kilisesine yazdığı mektubunda “Sabetay Sevi’nin İzmir’deki evini ziyaret ettiğini, burada Yahudi cemaatinin kendisine “Sen bizim Mesihimizsin” dediklerini ileri süren yeni Pavlus Gülen, Mesihlik iddiasında bulunur ve Said-i Nursi’nin de Mesih’i müjdelediğini dile getirir.