FETÖ’nün siyasi terliği

Bizim 15 Temmuz’u unutuyor oluşumuz bu farelere delik sevinci.
Bizim 15 Temmuz’u unutuyor oluşumuz bu farelere delik sevinci.

Bugünlerde inli insiz bütün fotokopi şahsiyetsizler tekrar gargara yapmaya başladılar. Bu asidi kaçmışları yine kim çalkaladı diye sorarsanız yine şaşırmayacağınız cevaplar veririm. Bizim gafletimiz çalkaladı. Bizim 15 Temmuz’u unutuyor oluşumuz bu farelere delik sevinci.

İnsan insanın bahçe katıdır, ya orada kalıp bir kahvelik muhabbete razı olacaksınız ya da bir kat daha çıkıp şaşırmayı göze alacaksınız.

Şaşırmak bende tokluk hissi uyandırıyor. Hayrete aç olmak bu Dünyada değil onu anladım.

Makamları farklı olsa da ben bu şarkıyı bir yerden hatırlıyorum dedirten şeydir sizi şaşırtmayan. Ya da şöyle açalım “Sahipleri farklı olsa da ben bu kazığı daha önce yemiştim” hissine nazırdır şaşırmayışımız. Şaşırmamak, başı belli olduktan sonra sonunu sizin bağladığınız dramın adıdır. Kendinizi hazırladığınız bir yolculuğun cam kenarıdır koltuğunuzun rahatlığı değil gördüklerinizin aynılığıdır şaşırmamak.

Bu yüzden insanları kat kat gezip şaşıracağınız muhabbetlere, mesafesizliklere girmeyin derim. Bahçe katı güzeldir.

Şimdi uzatmalı kablo mahiyetindeki bu giriş yazım için bir priz arıyorum çünkü bağladığım yer sizin de hiç şaşırmayarak attığınız konuma denk geliyor.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vatandaşlarına "Sokağa çıkın" çağrısı üzerine darbe girişimi önlenmişti...
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vatandaşlarına "Sokağa çıkın" çağrısı üzerine darbe girişimi önlenmişti...

İMAM KAVRAMINI CAMİ SAFLARINDAN ÇALMIŞLAR

Bütün keskin nişancılar 15 Temmuz’da hayretimizi de kurşunladılar. Hayretimiz ve şaşırmışlığımız da kurşuna dizildi. Fermuarlı bir çuval düşünün içine bütün leşleri tıkmışsınız ağız ve göz çizdikten sonra insan olmuyorlar robot leş kargaları oluyorlar...

Bu fermuarlı gübre çuvalları, ellerinde çakılarla sizin kelimelerinizi çalmışlar kavramlarınızı gasp etmişler. İrfanınızı deşmişler, bir sofrada kardeş olup size ekmek uzatana abi demekten ürkütmüşler.

Ablalık maklubeden put yapıp afiyetle sunan FETÖ kraliçelerine rütbe olmuş. “İmam” ev imamı, iş imamı, stüdyo imamı, dershane imamı... Bunlar imanınızı taşlarken bizi oyalayıp imam kavramını da o tertemiz cami saflarından çalmışlar. Minareyi çaldıktan sonra kılıfına “hizmet” diyerek birbirimize el uzatmayı da kana bulamışlar. Kısacası şerefin alfabesinden harf çalarak şerefsizliğin külliyatını basmışlar.

Bu meseleye de şaşırmayışımız cepte dursun.

FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen...
FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen...

FETÖ KRALİÇELERİ

Makyajları, sahte gözyaşlarıyla akmayacak kadar gerçek.

Bugünlerde inli insiz bütün fotokopi şahsiyetsizler tekrar gargara yapmaya başladılar. Bu asidi kaçmışları yine kim çalkaladı diye sorarsanız yine şaşırmayacağınız cevaplar veririm. Bizim gafletimiz çalkaladı. Bizim 15 Temmuz’u unutuyor oluşumuz bu farelere delik sevinci.

Bakın Belgesel çekim setine girseler bilumum hayvanların jürisinden geçemeyecek kötü oyunculukla neler yapmaya çalışıyorlar. Oğullarının suçsuz olduğunu söyleyip, telefon kameralarından FETÖ oyması kaşlarını düzelterek böğüren FETÖ kraliçelerini görüyorsunuzdur.

Kelepçeyi şeref bileziği olarak adlandırıyor. Yoo şeref bileziği değil de 15 Temmuz’da yapmayı düşünüp de yapamadığınız gerdan kıra kıra oynayamadığınız düğünün elinizde kalan takıları bunlar. Bozdurup bir ahıra girersiniz artık, yatırım önemli tabi.

Mahir Ayabak'ın annesi Muteber Ayabak...
Mahir Ayabak'ın annesi Muteber Ayabak...

'EVLADIMI GERİ VERSİNLER, MAĞDURİYETLERİNİ GİDEREYİM'

16 Temmuz sabahı annelere babalara öpecek evlat bırakmayan şu cellatlara bakar mısınız, oğullarını istiyorlar.

Bu hafta Arafta Sorular programımda en genç 15 Temmuz Şehidi Mahir Ayabak’ın annesi vardı. Ben Muteber Ayabak’ı ayakta kalan son gözyaşı ırmağı olarak tanımlayabilirim. Hançer öyle içerdeki, ne kadar kalbine inersen in, o hançeri oradan Mahir’in anne diye seslenmesi çıkarabilir. Diyor ki Muteber Ayabak “KHK Mağduruyum diyorlar bana kaybettiğim evladımı geri versinler ben de onların mağduriyetlerini gidereyim. Onlar işlerini kaybettiler ben evladımı kaybettim. Onların nefes aldıklarını bildikleri evlatları var, ben Mahirime sarılmayı çok özledim.”

Umarım açıklayıcı olmuştur.

Nasıl ki bugün Diyarbakır anneleri onlardan çiçek çiçek koparan Kandilin eteklerine dizilip evlatlarını teröristlerden istiyorsa, siz de gidip Pensilvanyada oturan o Ebu Cehil’den teröristten çocuklarınızı isteyin.

O gece şehadet erleri sokaklarda köpeklerle boğuşurken kahvesinden köpük sayan ayağı terlikli kim varsa siyasi ayak odur.

O geceye tiyatro diyen kimse, siyasi ayak odur. Hep söylerim yine söyleyeceğim. Eğer başarılı olsalardı “darbe” yaptık diyeceklerdi. Başarısız oldukları için “Tiyatro” diyorlar.

Siyasi ayakla topa vurmaya çalışıyorsun ama kendi kalene…