Güvercin Yemen’in neyine...ABD barış için dron uçurur

Yemen şu anda içinde bulunduğu türbülansa nasıl sürüklendi sanıyorsunuz? ABD, işte böyle adım adım döşedi istikrarsızlığa doğru uzanan yolun taşlarını. El Kaide ile mücadele adına El Kaide’nin düşmanı olan masum sivilleri vurup ülkedeki huzur ve güven ortamını dinamitledi. Nitekim Yemen’in başkenti Sana’da bulunan Eb’ad Araştırma Merkezi’nin başında bulunan Abdusselam Muhammed, 2013 yılında CNN muhabirine “dron saldırılarının barışçıl aşiretleri intikam tugaylarına çevirdiğini” söyleyecekti.
Yemen şu anda içinde bulunduğu türbülansa nasıl sürüklendi sanıyorsunuz? ABD, işte böyle adım adım döşedi istikrarsızlığa doğru uzanan yolun taşlarını. El Kaide ile mücadele adına El Kaide’nin düşmanı olan masum sivilleri vurup ülkedeki huzur ve güven ortamını dinamitledi. Nitekim Yemen’in başkenti Sana’da bulunan Eb’ad Araştırma Merkezi’nin başında bulunan Abdusselam Muhammed, 2013 yılında CNN muhabirine “dron saldırılarının barışçıl aşiretleri intikam tugaylarına çevirdiğini” söyleyecekti.

PKK/PYD gibi terör oluşumlarını destekleyip bölgede kendi başına ayakta duramayacak devletçikler ikame etme peşindeki yeni ABD yönetiminin Yemen barışından “Birleşik Yemen”i kasdetmediği bal gibi de ortada. Şu barış teşebbüsünün Yemen için neye mal olacağını hep birlikte göreceğiz. Üçe bölünmüş bir Irak hayal eden Biden, niçin tek parça bir Yemen istesin ki?

ABD, 2002 yılından 2020 yılına değin tam 286 kez Yemen’i dron saldırılarıyla vurmuş. 182 saldırı ile en çok Yemen’de en çok terör estiren isim ise Nobel Barış Ödülü sahibi ABD Başkanı Obama olmuş. Bu saldırılarda ne kadar masumun canı yanmış, net olarak bilinemiyor ne yazık ki. Fakat bilinen bazı hususlar, “küresel teröre karşı” mücadele verdiğini iddia edenlerin maskesini alaşağı etmeye fazlasıyla yetiyor.

Tarih 29 Ağustos 2012. Yemen’in Hadramut vilayetine bağlı Haşamir köyündeyiz. Köyün 43 yaşındaki imamı Salim bin Ali Cabir, çevresinde itibar gören bir şahsiyet. Gerek cuma hutbelerinde, gerekse vaazlarda yöre halkını El Kaide zihniyetine karşı sürekli uyaran biri. Öğleden sonra genç biri gelip köyün imamı Salim’i soruyor. Komşu köye gittiğini akşama doğru geleceğini haber veriyorlar. Gün batımında tekrar gelen genç, camide akşam namazını kıldıran Salim’i dışarda bekliyor.

Salim’in polis olan 26 yaşındaki yeğeni Velid ile cemaatten üç kişi, durumdan kuşkulanıp Salim ile birlikte dışarı çıkıyorlar. Kendilerini bekleyen gence haber vermesi için bir çocuğu gönderip yakındaki hurma ağacının altına oturuyorlar. Fakat Salim ile görüşmek isteyen genç gelmiyor yanlarına. Onun yerine tam dört füze gönderiyorlar. Salim, polis yeğeni Velid ve diğer üç adam oracıkta can veriyor.

Sivilleri vurdular

Yanlış okumadınız. ABD, 2012 yılında El Kaide’nin bölgede yayılmasına engel olan bir cami imamını drondan fırlattığı füzelerle susturuyor. “Küresel terörle mücadele” adına terörün önünü bizzat açıyor yani.

ABD, 2002 yılından 2020 yılına değin tam 286 kez Yemen’i dron saldırılarıyla vurmuş. 182 saldırı ile en çok Yemen’de en çok terör estiren isim ise Nobel Barış Ödülü sahibi ABD Başkanı Obama olmuş.
ABD, 2002 yılından 2020 yılına değin tam 286 kez Yemen’i dron saldırılarıyla vurmuş. 182 saldırı ile en çok Yemen’de en çok terör estiren isim ise Nobel Barış Ödülü sahibi ABD Başkanı Obama olmuş.

Obama dönemindeki 182 dron saldırısından biri de düğün konvoyunun tepesinde patlıyor. 13 Aralık 2013’te El Beyda vilayetinin Radağ kasabasında bulunan 11 araçlık konvoy “El Kaide militanlarına operasyon” iddiasıyla vuruluyor. Amerikalı yetkililerden çıt çıkmazken Yemen emniyetinden sızan bilgilere göre 14 sivilin öldüğü, 22’sinin de yaralandığı iddia ediliyor. Oysa hadiseye şahit olan Yemenli Abdullah el Kabra başka şeyler söylüyor:

  • “Kasabamızda 50’den fazla masum sivili dronlarla katlettiler. Katledilen bu sivillerin hepsi hükümete destek veren, El Kaide terörüne karşı duran insanlardı. Eğer hükümet şu dron saldırılarına karşı güçlü bir tepki vermezse durum değişecek. Bu insanların aileleri ve aşiretleri başka türlü düşünmeye başlayacaklar.”

Yemen şu anda içinde bulunduğu türbülansa nasıl sürüklendi sanıyorsunuz? ABD, işte böyle adım adım döşedi istikrarsızlığa doğru uzanan yolun taşlarını. El Kaide ile mücadele adına El Kaide’nin düşmanı olan masum sivilleri vurup ülkedeki huzur ve güven ortamını dinamitledi. Nitekim Yemen’in başkenti Sana’da bulunan Eb’ad Araştırma Merkezi’nin başında bulunan Abdusselam Muhammed, 2013 yılında CNN muhabirine “dron saldırılarının barışçıl aşiretleri intikam tugaylarına çevirdiğini” söyleyecekti.

İki farklı Biden var

Obama yönetimi dron saldırılarıyla Yemen’i huzur ve güvenden mahrum edip istikrarsızlaştırırken ABD’nin iki numaralı koltuğunda kim oturuyordu acaba? Kim olacak, şimdiki ABD başkanı Joe Biden.

  • Ve o Biden başkanlık koltuğuna oturur oturmaz “Yemen’deki savaş bitmeli” deyiverdi. Peki, nasıl olacaktı bu? O güne dek Yemen’in altını üstüne getirsin diye Suudilere silah satışı yapan ABD, artık Riyad yönetimine silah satmayacaktı. Ama eski dostu gücendirmek de istemiyordu. O nedenle ekledi:

“Suudi Arabistan da çeşitli ülkelerdeki İran destekli güçlerden gelen füzelere, İHA saldırılarına ve diğer tehditler ile karşı karşıya. Bu yüzden Suudi Arabistan’ın kendi egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmasına yardım etmeye devam edeceğiz.”

Çelişkiler yumağı

Hemen peşinden Amerikan Hariciyesi’nde İran, Irak ve bölge ilişkilerinden sorumlu müsteşar yardımcısı olarak görev yapan Tim Lenderking’i Yemen Özel Temsilcisi olarak atadı. Lenderking bir yol haritası filan açıklamadan zor bir görevi yerine getirmeye çalışacak, Yemen’deki savaşı nihayete erdirecekti. Bunu yaparken de Amerikan Yardım Teşkilatı USAID ile Yemen’deki insani krize çözüm arayacaktı. Ayrıca Biden yönetimi Trump’ın Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun giderayak terör örgütü ilan ettiği Husilerin Ensarullah örgütünü de listeden çıkaracağını açıkladı.

İyi de...

- 26 Mart 2015 tarihinde Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyon Yemen’e askeri müdahaleye giriştiğinde Joe Biden ABD Başkan Yardımcısı değil miydi? Suudiler o vakit kimden aldığı uçaklar ve bombalar ile bu müdahaleye giriştiler? Biden niçin o zaman “Yemen’de savaş çıkmasın” demedi?

  • - Şu anda Lübnan siyasetinde etkin bir rol oynayan Hizbullah da tıpkı Husilerin Ensarullah’ı gibi İran uydusu bir yapılanma değil mi? Lübnan kabinesine bakan sokan Hizbullah ABD nezdinde 1997 yılından bu yana terör örgütüyse Ensarullah niçin terör örgütü kapsamından çıkarılıyor? ABD bu ikiyüzlü, kendisiyle çelişen siyasetiyle ne yapmaya çalışıyor?

- Yemen fiilen üçe bölünmüş bir ülke durumunda. Husileri geri püskürtmek zor, BAE’nin güney planı tıkır tıkır işliyor. Suudilerin desteklediği Yemen hükümeti ise epey zayıf durumda. Trump’ın damadı Kushner ile saçma sapan bir Ortadoğu barışı hayal etmesi gibi, Biden da Lenderking ile imkansız bir Yemen barışını mı hayal ediyor?

Yemen koçbaşı mı olacak?

Lenderking Yemen’e barış getirme misyonuyla Suudi Arabistan’a adım atarken Husilerin füzelerle hoşgeldin karşılaması yapması aslında mevcut durumu net olarak özetliyor. Biden sendromu ile etekleri tutuşan Suudilerin Batı dünyasında hayli popüler kadın aktivist Luceyn el Hezlul’u serbest bırakmasını da ayrıca not edelim.

Lenderking Yemen’e barış getirme misyonuyla Suudi Arabistan’a adım atarken Husilerin füzelerle hoşgeldin karşılaması yapması aslında mevcut durumu net olarak özetliyor.
Lenderking Yemen’e barış getirme misyonuyla Suudi Arabistan’a adım atarken Husilerin füzelerle hoşgeldin karşılaması yapması aslında mevcut durumu net olarak özetliyor.

Biden geçici bir süreliğine Yemen’de ateşkesi sağladı diyelim. Suudi Arabistan ve İran’ı bazı tehditler ile bu noktaya getirmesi pekala mümkün. Peki, bu ateşkesin “savaşı sona erdiren kalıcı bir barış” için yol haritasına dönüşmesi ne şekilde mümkün olacak? Biden yahut ekibinden biri buna dair tek kelam edebildi mi? Görüldüğü gibi ortada ne doğru düzgün bir plan, ne de bir yol haritası mevcut.

Daha da önemlisi, en baştan beri vurguladığımız gibi samimi ve istikrarlı bir bakış açısı mevcut değil. Yemen’de iyi kötü bir hükümet mevcutken, nisbeten bir huzur ortamı hüküm sürüyorken dronlar ile El Kaide karşıtı sivilleri vurmak suretiyle ülkeyi anarşinin kucağına itenlerin bugün kurtarıcı rolüyle arzı endam etmesi kimseyi ikna etmiyor. Genel kanaat, Biden’ın Yemen meselesini bir koçbaşı olarak kullanıp İran ve Suudi cenahlarından istediği tavizleri koparmaya çalışacağı yönünde.

PKK/PYD gibi terör oluşumlarını destekleyip bölgede kendi başına ayakta duramayacak devletçikler ikame etme peşindeki yeni ABD yönetiminin Yemen barışından “Birleşik Yemen”i kasdetmediği bal gibi de ortada. Şu barış teşebbüsünün Yemen için neye mal olacağını hep birlikte göreceğiz. Üçe bölünmüş bir Irak hayal eden Biden, niçin tek parça bir Yemen istesin ki?