Hz Ömer: Kudüs’te Yahudilerden kimse oturmayacaktır!

Allah’ın ahdi, Resulünün zimmeti, Halifelerin zimmeti ve Mü’minlerin zimmeti; cizyeden üzerlerine düşeni verdikleri takdirde, bu yazıda (emannamede) olan hususlar üzerindedir.
Buna; Halid b. Velid, Amr b. As, Abdurrahman b. Avf ve Muaviye b. Ebu Süfyan şahidlik etmişlerdir.
Allah’ın ahdi, Resulünün zimmeti, Halifelerin zimmeti ve Mü’minlerin zimmeti; cizyeden üzerlerine düşeni verdikleri takdirde, bu yazıda (emannamede) olan hususlar üzerindedir. Buna; Halid b. Velid, Amr b. As, Abdurrahman b. Avf ve Muaviye b. Ebu Süfyan şahidlik etmişlerdir.

Kudüs ismi Kur’an’da doğrudan geçmemekle birlikte, bu şehirden Mescidü’l-Aksâ’nın mübarek kılınan çevresi şeklinde bahsedilmiş (İsrâ 1), ayrıca bulunduğu bölge “mukaddes toprak” (Mâide 21), “güzel bir yer” (Yûnus 93) olarak nitelendirilmiştir. Hadislerde ise Mescid-i Aksâ’nın, Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebî ile beraber ziyaret amacıyla seyahat edilebilecek üç mescidden biri ve yeryüzünde Mescid-i Haram’dan sonra inşâ edilen ikinci mescid olduğu belirtilmiştir (Buhârî, “Fażlü’s-salât fî mescidi Mekke ve’l-Medîne, 6).

Ayrıca Hz. Peygamber’in Mirac’a çıkışı, Mescid-i Haram’da başlamış, Mescid-i Aksâ ile devam etmiştir. Hz Ömer döneminde önce Suriye fethedilmiş, ardından ise Filistin. Fetihlerin başkomutanı Ebû Ubeyde b. Cerrâh’tır. Kudüs patriği Sophronios, Hz Ömer’in Kudüs’e gelmesi ve emannâme vermesi şartı ile şehri teslim edeceğini bildirmiş, Hz Ömer’de hicri 17, miladi 638’de şehre gelerek aşağıdaki emannâmeyi vermiştir. Bu metin hâlen Kudüs’teki kiliselerde taşlara kazınmış şekilde durmaktadır. Emannâmede, -Kudüs’te- “Yahudilerden kimse oturmayacaktır” hükmü yer almasına rağmen, Yahudiler bunun tam tersi olduğu yalanını söylerler. Yahudi sevdalısı bazı kimseler de bu yalanı tekrarlarlar.

Ayrıca Hz. Peygamber’in Mirac’a çıkışı, Mescid-i Haram’da başlamış, Mescid-i Aksâ ile devam etmiştir.
Ayrıca Hz. Peygamber’in Mirac’a çıkışı, Mescid-i Haram’da başlamış, Mescid-i Aksâ ile devam etmiştir.

Tarihçiler, Patrik Sophronios’un şehri, Ebû Ubeyde b. Cerrâh’a değil de, Hz Ömer’e teslim etmek istemesinin yegâne nedeninin, Yahudilerin ihanetinden korkmaları olduğunu belirtirler. Yahudilerin, Müslümanların hoşgörüsünden faydalanarak Kudüs’e girmelerinin, bizatihi Hz Ömer’den yazılı emannâme alınarak engellendiğini kaydederler. Çünkü daha kısa bir süre önce Yahudiler, Hıristiyanların kılıçtan geçirilmesini sağlamışlardır ve patrik Yahudilerin yeni fitnelerinden çekinmektedir.

Hz Ömer’in fethinden sonra Kudüs, Emeviler, Fâtımîler, Haçlılar, Eyyübiler, Selçuklular, Memlüklüler ve Osmanlı'nın eline geçmiştir. 1917’de İngiliz işgaline uğramış ve bu işgalden sonra bir daha huzur yüzü görmemiştir.

  • Hz ömer (r.a.)’İN Kudüs’ün fethinde yayınladığı Emannâme

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

Bu (yazı) Allah’ın kulu ve Emiru’l-Mü’minîn Ömer tarafından İlya (Kudüs) halkına verilen emannâmedir. Emiru’l-Mü’minîn, onların kendileri, malları, mülkleri, kiliseleri, haçları, hastaları, sıhhatlileri ve halkından diğerleri için onlara eman (koruma garantisi) verdi.

Kiliseleri mesken edilmeyecek ve yıkılmayacaktır. Bunlardan ne eksiltme yapılacak, ne haçlarından, ne mallarından olana halel gelecektir. Dinleri konusunda zorlanmayacaklar ve onlardan hiç biri zarara uğratılmayacaktır. İliya’da onlarla birlikte, Yahudilerden kimse oturmayacaktır.

İliya (Kudüs) halkına düşen görev; Medâinlilerin verdiği gibi cizye vermektir. Ayrıca onlara; içlerinden Rumları ve soyguncuları çıkarmak düşer.

  • Kim onlar içinden çıkıp giderse (Kudüs’ten göçerse) emindir, yerine ulaşıncaya kadar; canı ve malı teminat altındadır. Onlardan kim de burada ikamet ederse; o da aynı şekilde emindir (can ve mal güvenliğine sahiptir). Ona da; cizyeden İliyalılar üzerine olan kadar vardır.

İliyalılardan kim kendisini ve servetini Rumlarla birlikte götürmek isterse; kiliseleri ve haçları (metruk kiliselerden) boşaltılır. Çünkü onlar emin yerlerine ulaşıncaya kadar, kiliseleri ve haçları üzerine emindirler. Ayrıca herhangi bir kişinin öldürülmesinden önce bu yer ahalisinden olanlardan isteyen, onlardan (Kudüslülerden) olarak burada oturur. Cizyeden İliyalılar üzerine düşenin bir benzeri/aynısı da onun üzerine düşer.

Ayrıca isteyen Rumlarla birlikte gider, (önceden gitmiş olanlardan) isteyen de ailesine geri döner. (Böyleleri için) durum şu ki; onlardan mahsulleri hasat edilene kadar bir şey alınmaz.

Allah’ın ahdi, Resulünün zimmeti, Halifelerin zimmeti ve Mü’minlerin zimmeti; cizyeden üzerlerine düşeni verdikleri takdirde, bu yazıda (emannamede) olan hususlar üzerindedir.

Buna; Halid b. Velid, Amr b. As, Abdurrahman b. Avf ve Muaviye b. Ebu Süfyan şahidlik etmişlerdir.

  • بسم الله الرحمن الرحيم
  • هذا ما أعطى عبد الله، عمر، أمير المؤمنين، أهل إيلياء من الأمان، أعطاهم أماناً لأنفسهم وأموالهم ولكنائسهم وصلبانهم وسقمها وبريئها وسائر ملتها. أنه لا تسكن كنائسهم ولا تهدم، ولا ينقص منها ولا من حيِّزها ولا من صليبهم ولا من شيء من أموالهم، ولا يُكرهون على دينهم، ولا يضارّ أحد منهم، ولا يسكن بإيلياء معهم أحد من اليهود. وعلى أهل إيلياء أن يُعطوا الجزية كما يُعطي أهل المدائن. وعليهم أن يُخرِجوا منها الروم واللصوص. فمن خرج منهم فإنه آمن على نفسه وماله حتى يبلغوا أمنهم. ومن أقام منهم فهو آمن، وعليه مثل ما على أهل إيلياء من الجزية. ومن أحب من أهل إيلياء أن يسير بنفسه وماله مع الروم ويخلي بِيَعهم وصلبهم، فإنهم آمنون على أنفسهم وعلى بِيَعهم وصلبهم حتى يبلغوا أمنهم. فمن شاء منهم قعد وعليه مثل ما على أهل إيلياء من الجزية. ومن شاء سار مع الروم. ومن شاء رجع إلى أهله، فإنه لا يؤخذ منهم شيء حتى يحصد حصادهم
  • وعلى ما في هذا الكتاب عهد الله وذمة رسوله وذمة الخلفاء وذمة المؤمنين، إذا أعطوا الذي عليهم من الجزية
  • كتب وحضر سنة خمس عشرة هجرية.
  • شهد على ذلك: خالد بن الوليد، وعبد الرحمن بن عوف، وعمرو بن العاص، ومعاوية بن أبي سفيان