Korona virüs tevatürleri: İddialar ve yalanlar

Çin'in Wuhan kentinde patlak verdikten sonra binlerce insanın ölümüne sebep olan ve on binlerce insanın da tedavi altına alındığı corona virüsü salgınında sıcak bir gelişme yaşandı... Salgına zamanında müdahale etmemekle suçlanan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, vatandaşlarını dinledi...
Çin'in Wuhan kentinde patlak verdikten sonra binlerce insanın ölümüne sebep olan ve on binlerce insanın da tedavi altına alındığı corona virüsü salgınında sıcak bir gelişme yaşandı... Salgına zamanında müdahale etmemekle suçlanan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, vatandaşlarını dinledi...

Korona virüsle ilgili tevatür, yalan ve sahte haberler, salgının boyutlarıyla orantılı olarak büyüyor. Hastalığın kaynağının, sağlıklı bilgi verme konusunda sabıkası çok da parlak olmayan Çin olması, bu yalanları uyduranların değirmenine su taşıyor. Gerçeğin üstündeki perdeyi kaldırmak şimdilik belki imkansız, ama Korona virüsle ilgili bugüne kadar çıkmış en yaygın tevatür ve yalanları görmek, bundan sonraki haberlere nasıl yaklaşmamız gerektiği konusunda yardımcı olacaktır.

Korona virüs, (Dünya Sağlık Örgütü’nün geçen hafta açıkladığı yeni adıyla Covid-19) 5 yıl önce dünyayı kasıp kavuran ve tamamı Afrika’da 11 binden fazla can alan Ebola salgınından sonra 21. yüzyılın en ölümcül ikinci salgını ünvanını aldı. Ölü sayısı beklendiği gibi artık yüzlerle değil, binlerle anılıyor. Hastalığın öldürme oranı, yani hastalığın tespit edildiği hastalar arasındaki ölüm nispeti yüzde 2,5. Bu da çok yüksek bir oran.

Ama bu verdiklerimiz de dahil, Korona virüs hakkında açıklanan rakamların hiçbiri tam olarak güvenilir değil. Hastalığın kaynağı diktatörlükle yönetilen, sadece dünyaya değil kendi halkına da yalan söylemeyi devlet politikası haline getirmiş vahşi Çin olunca, açıklanan hiçbir veri ya da bilgi de tam güvenilir kabul edilmiyor.

İki aydır dünya gündemini meşgul eden hastalıkla ilgili pek çok tevatür veya doğruluğunun teyidi imkansız bilgi ortalıkta dolaşırken gerçeği bulmak da iyice zorlaşıyor.

Zaten hastalığın dünyaya duyurulma şekli de, hastalıkla ilgili bundan sonra sağlıklı bilgi almanın ne kadar zor olacağını göstermişti. Gerçeğin üstündeki perdeyi kaldırmak şimdilik belki imkansız, ama Korona virüsle ilgili bugüne kadar çıkmış en yaygın tevatür ve yalanları görmek, bundan sonraki haberlere nasıl yaklaşmamız gerektiği konusunda yardımcı olabilir.

Corona virüsleri insanların hayvanlara temasıyla yayılabiliyor. Virüsün insandan insana geçmesi ise bir kişinin virüsle enfekte olmuş bir kişinin salgısıyla temasıyla gerçekleşiyor.
Corona virüsleri insanların hayvanlara temasıyla yayılabiliyor. Virüsün insandan insana geçmesi ise bir kişinin virüsle enfekte olmuş bir kişinin salgısıyla temasıyla gerçekleşiyor.

ÇİN: NE SALGINI, YOK ÖYLE BİR ŞEY

Çin, daha salgının başlangıcında yalanlara başvurdu. Virüsün ilk görüldüğü Vuhan şehrinde görev yapan doktor Li Wenliang, 30 Aralık’ta mesajlaşma grubunda bir bilgi paylaştı. Doktor Wenliang, yeni tip Corona virüsten etkilenen 7 hastanın karantinaya alındığını belirterek salgın tehlikesine dikkati çekti.

Çin yönetiminin buna ilk tepkisi ise doktoru yalanlamak ve karalamak oldu. Vuhan polisi, doktor hakkında “dedikodu yaymak” suçlamasıyla soruşturma başlattı. Fakat hastalığı dünyaya duyuran Çinli doktor soruşturmadan aklandığını göremedi. 1 Şubat’ta korona virüsü enfeksiyonu teşhisi koyulan doktorun, 7 Şubat’ta öldüğü duyuruldu.

Hastalığın, doktorun yaptığı açıklamadan haftalar önce hükumet tarafından tespit edildiği ise sonradan ortaya çıktı.

Hastalığın öldürme oranı, yani hastalığın tespit edildiği hastalar arasındaki ölüm nispeti yüzde 2,5.
Hastalığın öldürme oranı, yani hastalığın tespit edildiği hastalar arasındaki ölüm nispeti yüzde 2,5.

VİRÜS İNSAN ELİYLE ÜRETİLDİ

Virüsün nereden çıktığı konusunda çok az dile getirilen başka bir iddia daha var. Ve buna göre virüs insan eliyle laboratuvarda üretildi. Zira Vuhan şehri, Ulusal Biyogüvenlik Laboratuvarı’na da ev sahipliği yapıyor. Bu laboratuvar 2018’de SARS ve Ebola gibi virüsleri incelemek için kuruldu. Amerikan Nature dergisinin ‘bir virüs laboratuvardan kaçabilir’ haberine dayanan bu iddiaya göre yeni virüs deneyler sırasında üretildi ve enfekte bir deney hayvanının 30 kilometre ötedeki deniz ürünleri pazarına ulaşmasıyla olaylar gelişti.

‘GECE GÜNDÜZ CESET YAKIYORUZ’

Hastalık konusunda pek çok yalan söylediği belirlenen Çin’in, hastalıktan ölenler konusunda da hatırı sayılır büyüklükte bir yalana imza attığı iddia ediliyor. Geçtiğimiz hafta ölü sayısı 2 binin altı olarak açıklanmıştı. Yetkililer her sabah yerel saatle 08:00’da kaç kişinin öldüğünü ve hastalığın yayılma durumunu ‘tüm şeffaflığıyla’ ilan ediyor.

Fakat New York Post gazetesine konuşan bir Çinli, olup bitenin görünenden farklı olduğunu söylüyor.

Vuhan’da krematoryum (ceset yakma merkezi-cenaze evi) işleten adamın söylediğine göre Vuhan’daki 14 krematoryum 7 gün 24 saat aralıksız çalışıyor. Önceden haftada sadece 20 saat çalıştıklarını söyleyen adama göre şu anda tüm fırınlarda sürekli olarak ceset yakılıyor. İddiaya göre, bugüne kadar yakılan ceset sayısı 50 bini buldu.

Bu virüs grubuna bağlı virüsler, genellikle soğuk algınlığına benzer şekilde, hafif ve orta derecede üst solunum yolu hastalığı olan insanları hasta edebilir.
Bu virüs grubuna bağlı virüsler, genellikle soğuk algınlığına benzer şekilde, hafif ve orta derecede üst solunum yolu hastalığı olan insanları hasta edebilir.

CESETLERDEN ÇIKAN DUMAN BÜTÜN ŞEHRİ KAPLADI!

Krematoryum sahibi Çinlinin bu iddiaları, geçtiğimiz hafta uydu görüntülerine dikkati çeken bir haberle daha da ilginç bir hal aldı. Detaylı uydu görüntüleri veren bir meteoroloji sitesindeki haritada, hastalığın çıktığı Vuhan şehri ile yine karantina altında olan Chongqing şehri üzerinde büyük bir sülfür dioksit (diğer adıyla kükürt dioksit, SO2) bulutu olduğu görülüyor.

Bilim adamları, bu gazın fosil yakıtlarının yanı sıra insan bedeni yakıldığında da çıkan bir gaz olduğunu belirtiyor. ABD Çevre Koruma Dairesi, Vuhan’daki bu gaz bulutunun bölgedeki tıbbî atıkların yakılması sonucu ortaya çıkmış olabileceğini söylese de, krematoryum sahibi Çinlinin iddiasıyla birlikte okunduğunda ortada garip bir şeyler olduğu izlenimi güç kazanıyor.

Trump, Çin’in virüsle mücadelesine övgüler dizdi...
Trump, Çin’in virüsle mücadelesine övgüler dizdi...

‘HAVALAR ISININCA SALGIN MALGIN KALMAZ’

ABD Başkanı Trump’ın geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklama, korku dağları peyda eden virüsün ‘dünya devi’ tarafından pek de ciddiye alınmadığını gösterdi. Fox televizyonuna konuşan Trump, Çin’in virüsle mücadelesine övgüler dizdikten sonra “Çin’in çok yakında virüsü kontrol altına alacağına inanıyorum. Nisan ayında havaların ısınmasıyla korona virüs de bitmiş olur.” diye konuştu.

Fakat Trump’ın bu açıklamasına itirazlar gecikmedi. Bazı bilim adamları Trump’ı durumun vahametini hafife almakla suçlarken, bazı bilim adamları da Trump’a dünyanın yuvarlak ve ekseninin de eğri olduğunu; nisan ayında kuzey yarım kürede havalar ısınırken güney yarım kürede kışın başladığını hatırlattı.

Çinli lider, bu savaşı eninde sonunda kazanacaklarını da söyledi.
Çinli lider, bu savaşı eninde sonunda kazanacaklarını da söyledi.

VİRÜSÜ ŞEYTAN İLAN ETTİ

Pekin’de hastaneyi ve bir mahalleyi ziyaret eden Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, belki de bugüne kadarki en “akılcı” açıklamayı yaparak, korona virüsünü “şeytan” olarak nitelendirdi. Bu tanımlamanın virüsün sahiplerine yönelik bir gönderme olup olmadığı şimdilik bilinmiyor. Cinping, hastalıkla mücadeleyi de bir adım ileri götürerek ‘Şeytana karşı savaş veriyoruz’ dedi.

Bu mesaj ister mecaz olsun, isterse de gerçek, en çok da merhametsiz Çin yönetimine yakışıyor.

Çinli lider, bu savaşı eninde sonunda kazanacaklarını da söyledi. Cinping’in bu açıklamasının altında yatan mesaj da kısa sürede tartışılmaya başlandı. Hastalığa yakalananları şeytanlaştırma amacı taşıyan bu açıklama, pek çoğunun nerede olduğu bilinmeyen karantina bölgelerinde akıbetleri hakkında açıklama yapılmayan binlerce kişiye yapılanları meşrulaştırma amacı taşıdığı için eleştiri yağmuruna tutuldu. Elbette bu eleştiriler Çin’den değil, hastalıkla savaşan dünyanın geri kalanından geldi.

Özel bir tedavi yöntemi yoktur. Çoğu zaman belirtiler kendiliğinden kaybolur. Uzman hekimler teşhis sonrası ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar ile belirtileri hafifletmek için tedavi uygulayabilirler.
Özel bir tedavi yöntemi yoktur. Çoğu zaman belirtiler kendiliğinden kaybolur. Uzman hekimler teşhis sonrası ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar ile belirtileri hafifletmek için tedavi uygulayabilirler.

‘ÇİNLİLER DÜNYA GENELİNDE ZULME UĞRUYOR’

Dünya hastalığı konuşurken, Türkiye’deki Çin muhipleri cemiyetinin gönüllüleri fırsatı ganimete çevirdi. Suriye, İran, Çin ve Rusya sevgisini gizlemeyen Vatan Partisi’nin üyeleri, Çinlilerin salgın nedeniyle dışlandığını ve ‘zulme uğradığını’ iddia ederek medyada ve sosyal medyada propaganda faaliyeti başlattı. ‘Dayan Çin Türkiye Seninle’ diyerek başlatılan destek, sadece parti gençliği ve diktatörlük seven sol kesimden destek aldı.

Çin’in Doğu Türkistan’daki zulmünü meşrulaştırmayı amaçladığı bu propaganda faaliyeti vatandaşlardan tepki çekti. Hürriyet gazetesi ise daha garip bir adım atarak, Çin sevgisiyle tanınan çalışanını Çin konsolosluğuna gönderdi.

‘Çinofobi’ diye bir de tanım uyduran Hürriyet, konsolosluktaki Çinlilere sarılarak virüse karşı ‘farkındalık eylemi’ yaptı.

BILL GATES’İN KORONASOFT 3.0 YATIRIMI MI?

Sicilleri hiç de temiz olmayan ilaç ve aşı şirketleri, ilk günden beri olağan şüpheliler listesinin zirvesinden hiç inmedi. Onlardan biri de, sağlık alanında da yatırımları olan büyücü Bill Gates. Gates tarafından 2019 yılında Vuhan’dan yayılacak bir salgın konusunda simülasyon yapıldığı ileri sürüldü. İddiaya göre hastalığın tedavisi de Gates ve eşinin büyük destekler verdiği Pirbright Enstitüsü’nün elinde. Bu iddianın doğruluğu da ispatlanmış değil, fakat Pirbright Enstitüsü tarafından 2015 yılında, bir korona virüs türünün patentinin alındığı biliniyor.

Vuhan'da ortaya çıkan yeni tip koronavirüs, Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromu (SARS-CoV) ve Orta Doğu Solunum Yetmezliği Sendromu (MERS-CoV) ile aynı aileden gelirken, bu iki sendromda da virüsün kaynağını yarasalar oluşturuyor.
Vuhan'da ortaya çıkan yeni tip koronavirüs, Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromu (SARS-CoV) ve Orta Doğu Solunum Yetmezliği Sendromu (MERS-CoV) ile aynı aileden gelirken, bu iki sendromda da virüsün kaynağını yarasalar oluşturuyor.

‘KULUÇKA SÜRESİNİ YANLIŞ HESAPLAMIŞIZ’

İlk şok atlatıldıktan sonra, ‘otoriteler’ tarafından virüs hakkında tıbbî bilgiler de açıklanmaya başlandı. Bunlardan biri de virüsün kuluçka süresiydi. Yani virüsün vücuda girip hiçbir belirti göstermeden kendini saklayabildiği olgunlaşma süresi. İlk açıklamalarda bu süre 14 gün olarak verildi ve 14 gün karantinada bekletilen şüpheli vak’alar topluma geri salındı. Sonradan ise bu sürenin 24 gün olduğu açıklandı. Yani binlerce hasta, bu yanlış bilgi nedeniyle sokaklara salınmış ve hastalığın yayılması ‘sağlanmıştı.’