İstihbâratın yükselişi

İstihbârat görevinin önemi ve etkinliği özellikle iki binli yıllarla birlikte tüm dünyada hızla yükselirken, Türkiye Cumhuriyeti’nin Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) da bu yükselişe uyum sağladı, gücü ve etkinliği hızla yükselmeye başladı.
İstihbârat görevinin önemi ve etkinliği özellikle iki binli yıllarla birlikte tüm dünyada hızla yükselirken, Türkiye Cumhuriyeti’nin Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) da bu yükselişe uyum sağladı, gücü ve etkinliği hızla yükselmeye başladı.

İstihbaratın İngilizce karşılığı intelligence’tır. İntelligence kelimesinin ikinci mânâsı ise zekâdır. İstihbârat çok yüksek düzeyde zekâ gerektiren mesleklerden biri olduğu için istihbârat ile zekânın aynı kelimeyle ifade edilmesi, İngilizlerin bu iki kavram arasındaki bağlantıya verdikleri önemin göstergesi olarak da düşünülebilir. İstihbârat faaliyetlerinin temelini bilgi oluşturur. Zâten asıl amaç gerekli bilgiyi ele geçirmektir. Çünkü bilgiyi ele geçiren odak, neyi amaçlamışsa onu gerçekleştirme imkânına sahip olur. Fizîkî bir yönü olmayan ama çok önemli bir güç faktörü olan bilginin etkinliği günümüzde olağanüstü artmıştır.

İstihbâratın çok önemli bir konuma gelmesinin tabii ve zorunlu neticesi olarak “Karşı istihbârat / CI: Counter Intelligence” da çok önemli bir konuma gelmiştir. Karşı istihbârat, istihbârata karşı koymak demektir. Karşı istihbârat; bir devletin sırlarını, teknolojisini, vatandaşlarını yabancı casuslardan korumak için aldığı tüm tedbirleri kapsar. Karşı istihbârat kavramının temeli, dost ülkelerin olduğu, ancak dost istihbârat servislerinin olmadığı /olamayacağı varsayımına dayanır!

CIA Karşı İstihbârat Eski Şefi James M. Olson’ın, CIA’nın “İstihbarat Çalışmaları” adlı profesyonel dergisi için “Karşı İstihbâratın On Emri” başlıklı makalesinde saydığı ‘10 emir’ şunlardır: (Her emrin altındaki kısa değerlendirmeler, o konuda uzman olan kişilerin değerlendirmeleridir.)

İlk Emir: Saldırgan ol!

Tüm kitaplarımdaki ana tema, CIA’nın sadece savunma hattı değil aynı zamanda ilk hücum hattı olması gerektiğidir. -Vince Flynn

İkinci Emir: Profesyonellerinizi taltif edin!

Casus yakalamak sizi yedinci kattaki bir ofise taşımaz. (Gardner “Gus” Hathavay, CIA karşı İstihbârat eski başkanı.)

Üçüncü Emir: Sokaklara sahip ol!

Soğuk savaşın sona ermesiyle Batı karşı istihbârat ve karşı casusluk ihtiyacının sona erdiğine inanmak en iyi tabir ile bir saflık olabilir. (Mark M.Lowenthal, Intelligence)

Dördüncü Emir: Tarihini iyi bil!

Bin yıldan fazla bir süre sonra sonunda düşman tarumar edildi. Üstün ateş gücüne sahip olduğu için veya Mançular daha iyi savaşçılar yahut stratejistler olduğu için de değil. Değillerdi de... Mançular, Çin Seddini aştı ve biri kapıyı açtığı için Pekin’i aldı. İşte, bu kadar basit. Bir general, bir hain onları içeri aldı ve bir imparatorluk çöktü. (Louise Penny, A great Reckoning)

Beşinci Emir: Analizleri göz ardı etme!

Elbette sadece bilgi toplamak yeterli değildir. Sağlam karar vermek için dikkatli bir şekilde yapılmış analiz hayatî önem taşır. (Ronald Reagan, ABD eski Başkanı)

Altıncı Emir: Dar görüşlü olma!

Bir buz dağının yalnızca sekizde birinin suyun üzerinde göründüğünü söylüyorlar. Tespit edilen casusluğun bütüne oranı muhtemelen bundan çok daha azdır. (Rebecca West, The New Meaning of Treason)

Yedinci Emir: İnsanlarını iyi eğit!

Karşı istihbâratın günlük işlerinin çoğu zahmetli ve sıradan olmakla birlikte karmaşık ve ince işleri, tahtası için tüm dünyayı kullanan devasa bir satranç oyununa çok benzer. (Allen Dulles, The Craft of İntelligence -CIA Başkanı Allen Dulles, Dışişleri Bakanı John Foster Dulles’ın kardeşiydi-)

Sekizinci Emir: Kenara çekilme!

Karşı istihbaratı kontrol ederseniz, faaliyeti kontrol edersiniz. (James Angleton -James Jesus Angleton CIA’nın Karşı İstihbarat bölümünün başkanıydı-)

Dokuzuncu Emir: Çok fazla bekleme!

Oyun yabancıları cezbetti ve bir şey kırılıncaya dek(!) yavaşça kendilerini kaybettiler. (David C. Martin, Wilderness of Mirrors)

Onuncu Emir: Asla pes etme!

Korktuğum bir kötülük var ve bu onların casusları... Ne durumda olduğumuz istihbâratını elde etmelerinin engellenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. (George Washington, ABD’nin Kurucu Başkanı)

En eski istihbaratçılar: Çin ve Yahudiler

İstihbâratçılık dünyanın en eski mesleklerinden biri olarak biliniyor. İstihbârat mesleğinin önemi, insanlık tarihinin akışını değiştiren semâvî kökenli dinlerin kutsî metinlerinde yer almıştır. Casusluğa ilişkin ilk yazılı kayıt MÖ 1370’te Hitit tabletlerinde görülmektedir. İkinci Ramses döneminde (MÖ 1224/1290) Hititlerle Kadeş Meydan Savaşı’nı yapan, sonra da ünlü barış antlaşmasını imzalayan Mısırlıların tarihlerinde de Hititlerin casusluk ve haber alma teşkilatlarının mükemmel olduğu ve ânî baskın taktiklerinde usta oldukları yazılıdır.

Dünyada en köklü istihbârat geleneğine sahip olan iki millet Çinliler ve Yahudilerdir. MÖ 6. yüzyılda yaşamış olan Çinli Filozof/General Sun Tzu dünyada bilinen ilk bilimsel savaş sanatı kitabının yazarıdır. Tarihteki ilk savaş, strateji ve ‘İstihbârat’ kitabı olan bu eserde Sun Tzu, istihbâratın önemini şöyle vurgular: “Bilgi, düşmanı yakından tanıyanlardan alınmalı.

Düşmanı yakından tanıyanlar da beş gruba ayrılmalı:

- Düşman içindeki casuslar,

- Mahalli casuslar,

- İnanç değiştiren kişiler,

- Hükümlüler ve

- Savaştan sağ dönenler. Eğer bir hükümdarın bu beş casusu görev başında ise o artık korkmasın, rahat uyusun. Çünkü o artık çok güçlüdür.” İsrail istihbâratı ise üçe ayrılır.

- Dış istihbârat servisi MOSSAD,

- İç istihbârat ve karşı istihbârat servisi ŞİN BET,

- Askeri istihbârat servisi ise AMAN’dır. Mossad, İbranice’de ‘Enstitü’ demektir.

Mossad’ın en önemli haber alma yeteneğini Sayanim teşkilatı oluşturur! Sayanim, İbranice’de ‘yardımcılar’ demektir. Sayanimler, Hristiyan, Müslüman veya ateist görünümlü kripto Yahudiler arasından seçilir. Bunların görevi, MOSSAD ajanlarına haber iletmek ve operasyonlarda yardım etmektir.

Burnumuzun dibinde istihbarat savaşı veriliyor

İstihbârat görevinin önemi ve etkinliği özellikle iki binli yıllarla birlikte tüm dünyada hızla yükselirken, Türkiye Cumhuriyeti’nin Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) da bu yükselişe uyum sağladı, gücü ve etkinliği hızla yükselmeye başladı. Özellikle 2017 yılında MİT kanununda yapılan değişikliklerle beraber MİT’in Cumhurbaşkanı’na bağlanması; teşkilatın hem daha hızlı, hem de daha etkili çalışmasını sağlamış ve MİT dünyadaki en etkili istihbârat teşkilatlarından biri olmuştur.

Cumhurbaşkanımızın, Suriye’nin kuzeyinde yakında başlayacak bir operasyondan bahsederken özellikle MİT’e atıf yapması ise şu anda bölgede çok büyük bir istihbârat savaşının devam ettiğini ve bu savaşın yakında daha da kızışacağını göstermektedir. Allah istihbâratımızın, karşı istihbâratımızın, adı bilinmeyen ve hiçbir zaman bilinmeyecek olan kahramanlarımızın şimdiden yardımcısı olsun ve onları bir kez daha muzaffer kılsın.

Âmin!