Kargaşa tohumlarını kim ekti?

Göstericilerin çoğunluğunu oluşturan genç nüfusun en büyük sıkıntısı işsizlik ve siyasi sistem ile kamu idaresindeki yolsuzluk...
Göstericilerin çoğunluğunu oluşturan genç nüfusun en büyük sıkıntısı işsizlik ve siyasi sistem ile kamu idaresindeki yolsuzluk...

Ekim ayında dünyanın dört bir noktasında peşpeşe şiddetli sokak gösterileri yaşandı. Hepsinin benzer sebepleri vardı: Geçim sıkıntısı, ekonomi, siyasetin tıkanması… Ancak Lübnan ve Irak’takiler “gölge savaşının” yansıması olabilir.

Irak

GÖSTERILER NE ZAMAN BAŞLADI?

1 Ekim Salı günü Bağdat’ın merkezinde başlayan, bin kadar göstericinin sosyal medya üzerinden organize olarak Tahrir Meydanı’nda toplandığı gösteriye güvenlik güçlerinin müdahelesi sonrası olaylar kısa zaman içerisinde, başta güney bölgeleri olmak üzere Irak’ın çeşitli bölgelerine hızla yayıldı. Bağdat ve Sadr bölgesinde güvenlik güçlerinin göstericilere ateş açması üzerine gösterilere kan bulaştı. 10 günden fazla süren olaylarda 149 gösterici hayatını kaybederken, 6000’den fazla kişi de yaralandı. 2. haftasında göstericilerin taleplerini yatıştırmak adına Irak Başbakanı Adil Abdül Mehdi hükümette kabine değişikliğine gitti.

25 Ekim’de sosyal medya üzerinden ülke çapında bir gösteri gerçekleştirilmesi planlanıyor.

GÖSTERİLERİN SEBEBİ NE?

2018 yılında Basra’da patlak veren gösteriler ile benzer sebeplere dayalı bu seneki hâdiselerin temelinde, Irak ekonomisi ve hizmet altyapısının giderek kötüleşmesi yatıyor. Göstericilerin çoğunluğunu oluşturan genç nüfusun en büyük sıkıntısı işsizlik ve siyasi sistem ile kamu idaresindeki yolsuzluk algısı. 40 milyonluk nüfusun içinde bulunduğu ekonomik şartlar, rekor seviyedeki petrol gelirine rağmen her geçen gün daha kötüye gidiyor.

Irak'da ki protestoların asıl sebebi işsizlik ve siyasi sistem ile kamu idaresindeki yolsuzluk algısı...
Irak'da ki protestoların asıl sebebi işsizlik ve siyasi sistem ile kamu idaresindeki yolsuzluk algısı...


Her ne kadar DEAŞ’ın 2017 yılında Irak topraklarından atılmasından sonra ülke çapında asayiş sağlanmış olsa da, Amerikan işgali sonrası yerle bir edilmiş altyapı ve kamu hizmetleri, petrolden elde edilen gelire kıyasla harap halde. Yüzde 90’a yakınının sadece petrolden elde edilen gelirlere dayandığı 111 milyar dolarlık 2019 bütçesinin yüzde 19’u savunma ve güvenlik harcamalarına aktarılırken, eğitim, altyapı ve sağlık sektörlerine toplam yüzde 8 oranında bütçe ayrılması, tablonun vahametini gözler önüne seriyor.

Irak'da ki gösterileri tetikleyen olay olarak General Abdülvahap El Saadi’nin görevinden alınması gösteriliyor...
Irak'da ki gösterileri tetikleyen olay olarak General Abdülvahap El Saadi’nin görevinden alınması gösteriliyor...
Dünya Bankası’nın tahminlerine göre Iraklı gençler arasında işsizlik oranı yüzde 25 civarında.

Bunun haricinde hükümetin DEAŞ ile mücadelede ön planda rol oynamış General Abdulvahap El Saadi’yi sebep belirtmeden görevinden alması da bir kısım protestocuyu sokağa dökmüşe benziyor. Protestolarda her ne kadar Sadr Hareketi lideri Molla Mukteda es-Sadr’a bağlı gruplar ön plana çıksa da, her kesimden Iraklı’nın bulunduğu, gösterilerin sosyal medya üzerinden organize edildiği de dikkat çekici detayların başında geliyor.

Lübnan'da ki gösterilerin ana sebebi, benzin, tütün ve internet üzerinden telefon görüşme hizmetlerindeki (Whatsapp gibi) vergi artışı olduğu söyleniyor...
Lübnan'da ki gösterilerin ana sebebi, benzin, tütün ve internet üzerinden telefon görüşme hizmetlerindeki (Whatsapp gibi) vergi artışı olduğu söyleniyor...

Lübnan

GÖSTERİLER NE ZAMAN BAŞLADI?

17 Ekim Perşembe akşamı, Lübnan hükümeti 2020 yılı bütçesi için görüşmelerini sona erdirirken, benzin, tütün ve internet üzerinden telefon görüşme hizmetlerinde (Whatsapp gibi) vergi artışına gidileceğini duyurdu. “Whatsapp Vergisi” başlığı altında haberi duyan yüzlerce gösterici sosyal medya üzerinden organize olup, Beyrut ve Trablus’un çeşitli meydanlarında toplanmaya başladı.

Lübnan'da protestocular ve polis zaman zaman karşı karşıya geldi...
Lübnan'da protestocular ve polis zaman zaman karşı karşıya geldi...


Kısa süre içerisinde güvenlik güçleri ile göstericiler arasında çatışmalar alevlendi. 21 Ekim günü Hizbullah ve Âmal Hareketi’nden olduğu öne sürülen bir grup motorsikletli, göstericilere karşı harekete geçmeye hazırlanırken, Lübnan Ordusu’nun bu grubu engellediğine dair görüntüler sosyal medyadan paylaşıldı. Hizbullah ve Âmal Hareketi söz konusu grupla hiçbir bağlantılarının olmadığını açıkladı. Ancak ordunun göstericilerden yana tavır aldığına dair söylentiler yabancı medyada dillendirilmeye başladı.

En son bu çapta gösterilerin 2005 yılında Suriye güçlerine karşı düzenlendiği söyleniyor.

GÖSTERİLERİN SEBEBİ NE?

Dünyadaki dış borçu en yüksek ülkeler arasında bulunan Lübnan’da devam eden gösterilerin başlıca sebepleri arasında ekonomideki kötü gidişat ilk sırada gösteriliyor. Lübnan’ın ithalata dayalı ekonomisi, son yıllarda dolar karşısında değer kaybeden Lübnan lirası yüzünden sıkıntılı günler yaşıyor. Bunun yanında başta Körfez ülkeleri olmak üzere yabancı devletlerin, Lübnan ekonomisini ayakta tutan borç kapısını kapatmaları da kötü gidişatı hızlandıran etkenlerin başında geliyor.

Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın Lübnan’a verdiği finansal desteği, İran destekli Hizbullah’ın etkinliğini engellemek adına kestiği de öne çıkan duyumlar arasında. Masrafların artması sebebiyle hayat şartlarında gerileme yaşayan Lübnanlılar açısından 17 Ekim’de hükümetin KDV oranları ile çeşitli alanlardaki (en çok göze batanı internet iletişimi oldu) vergilerde artışa gidileceğini açıklaması, bardağı taşıran son damla oldu.

Lübnan halkı elde edilen petrol gelirlerinden ülkelerinin gelişmediğini ve bu gelirlerin siyasetcilerin cebini doldurduğunu düşünüyor...
Lübnan halkı elde edilen petrol gelirlerinden ülkelerinin gelişmediğini ve bu gelirlerin siyasetcilerin cebini doldurduğunu düşünüyor...

Ülkedeki en güçlü grupların başında gelen Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah, 19 Ekim’de televizyonda yayınlanan konuşmasında gösterilerin sebebini anladığını ancak erken seçim çağrısının ülkeye zarar vereceğini, sadece isimlerin değişmesi yerine ekonomik reformlara hız verilmesi gerektiğini söyledi.

Gösterilerle ilgili sosyal medyada öne çıkan resimlerden biri ise geçtiğimiz haftalarda gösterime girmiş Hollywood yapımı Joker filminden “esinlenmiş” bir göstericiye aitti. Başrolünde Joaquin Phoenix’in canlandırdığı akıl hastası Joker karakteri, toplumun dışına itilmiş, “sahipsiz” kesimlerine kaos yoluyla önderlik ediyor.

Bir zamanlar V for Vendetta filmindeki Guy Fawkes karakterinin maskesinin yerini Joker’in palyaço maskesi almış görünüyor.
Şili'de toplu taşıma ücretlerinin artışından dolayı bir grup öğrencinin protesto amaçlı Santiago metro istasyonunda biletsiz geçiş yaparak başlattığı eylemler, ülke geneline sıçradı...
Şili'de toplu taşıma ücretlerinin artışından dolayı bir grup öğrencinin protesto amaçlı Santiago metro istasyonunda biletsiz geçiş yaparak başlattığı eylemler, ülke geneline sıçradı...

Şili

GÖSTERİLER NE ZAMAN BAŞLADI?

7 Ekim Pazartesi günü, Santiago bölgesinde artan toplu taşıma ücretlerini protesto amacıyla bir grup öğrencinin Santiago metro istasyonunda ücretsiz geçiş yaparak başlattığı eylemler, hızla ülke çapında yayıldı. Irak ve Lübnan’da olduğu gibi çok kısa süre içerisinde sosyal medya sayesinde büyüyen gösterilere cevaben hükümet sokağa çıkma yasağı ve olağanüstü hal ilan etti. Toplu taşıma istasyonlarında kapılar ve turnikeler kullanılmaz hale geldi, bazı binalar ve arabalar ateşe verildi.

GÖSTERİLERİN SEBEBİ NE?

Yukarıda incelediğimiz üç ülkedeki benzer sebeplere dayandırılan gösterilerde öne çıkan birinci sebep enerji maliyetlerindeki artış ile değer kaybeden Şili pesosunun tetiklediği yaşam pahalılığı ve tüketim ürünlerinin fiyatlarındaki artışlar. OECD ülkeleri içinde Şili, en zengin kesimle nüfusun geri kalanı arasında gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke.

Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, yaptıkları zamdan geri adım attıklarını açıklamasına rağmen, protesto eylemleri devam etti...
Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, yaptıkları zamdan geri adım attıklarını açıklamasına rağmen, protesto eylemleri devam etti...


Protestolar metro bileti fiyatının 800’den 830 Şili Pesosu’na yükseltilmesi nedeniyle başladı. Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera metro bileti zammından vazgeçildiğini duyurmasına rağmen, protesto eylemleri devam etti. Farklı kaynaklar ölü sayısını farklı gösterse de, protestoculardan 7 kişi hayatını kaybetti, 1500 kişi gözaltına alındı.

Gösteriler bir noktada o kadar büyüdü ki, polis yetersiz kaldı ve hükümet ordu birliklerinden 9400 askeri, gösterilerin baş gösterdiği 70 kente sevk etti.
Sosyal medya üzerinden organize olan Hong Kong halkı ülkelerindeki suçluların Çin'e "iade edilmesiyle ilgili yasa tasarısını" protesto etmek için sokakları doldurdu...
Sosyal medya üzerinden organize olan Hong Kong halkı ülkelerindeki suçluların Çin'e "iade edilmesiyle ilgili yasa tasarısını" protesto etmek için sokakları doldurdu...

Hong Kong

GÖSTERİLER NE ZAMAN BAŞLADI?

31 Mart 2019 tarihinde binlerce gösterici Hong Kong içerisindeki suçluların Çin’e iade edilmesi ile ilgili bir yasa tasarısını protesto etmek amacıyla sosyal medya üzerinden organize olup, büyük bir gösteri düzenledi. İkinci büyük gösteri 28 Nisan’da daha kalabalık katılımcı kitlesiyle gerçekleşti. Üçüncü bir gösteri 9 Haziran’da düzenlendiğinde, protestocular ile güvenlik kuvvetleri arasında düzenli çatışmalar başlamıştı. Tüm Haziran ayı boyunca genel grev ve gösteriler sürdü.

Hong Kong'daki protestolar Şemsiye Devrimi olarak adlandırıldı...
Hong Kong'daki protestolar Şemsiye Devrimi olarak adlandırıldı...

GÖSTERİLERİN SEBEBİ NE?

Her ne kadar yabancı medyada gösterilerin sebebi Hong Kong’un özerkliğini geçersiz kılacak suçluların Çin’e iadesi ile ilgili yasa tasarısı olarak yer bulsada, altta yatan sebeplerin başında Çin’in Hong Kong’da giderek artan siyasi etkisi geliyor.

1997 yılında “tek devlet ikili idare” sistemi ile Birleşik Krallık’tan Çin’in yönetimine geçerken, iki ülke arasında varılan anlaşma ile birlikte Hong Kong serbest piyasa koşullarının işlemeye devam edeceği, iç politikada özerk, kendi yasal sistemini oluşturma ve ifade özgürlüğü haklarının korunacağı bir Çin şehri olacaktı, kağıt üzerinde. Ancak yıllar içerisinde söz konusu koşullar Çin tarafından zorlanmaya başlandı.

Siyasi özerklik konusunda, Pekin’in müdahaleleri açık şekilde hissedilir oldu.

2014 yılında seçim sistemini değiştirmek isteyen Pekin’in müdahalesi, Hong Kong’da büyük gösterilere sebep oldu. Göstericilerin gaz bombalarına karşı kullandıkları şemsiyelerden dolayı “Şemsiye Devrimi” adı ile batılı medyada anılan gösteriler Çin’in iradesini kırmadı ama bugünkü gösteriler için temeli oluşturmuş oldu. Söz konusu gösterileri, dünyadaki diğer gösterilerden farklı kılan ise yüksek teknolojinin hem göstericiler hem de Hong Kong güvenlik güçleri tarafından kullanılması oldu.

Güvenlik güçleri güvenlik kameralarından elde ettikleri görüntüleri yapay zeka ile işlenmiş yüz tanıma teknolojisinde işleyerek protestocuların kimliklerini ve sayılarını belirledi. Buna karşılık göstericiler de lazer kullanarak söz konusu kameraların görüntü almasını engellemeye çalıştı.

İspanya Yüksek Mahkemesi, dokuz ayrılıkçı Katalan liderle ilgili olarak 2017 yılındaki bağımsızlık referandumunda oynadıkları rolden dolayı 9 yıldan 13 yıla kadar hapis cezası verdi.
İspanya Yüksek Mahkemesi, dokuz ayrılıkçı Katalan liderle ilgili olarak 2017 yılındaki bağımsızlık referandumunda oynadıkları rolden dolayı 9 yıldan 13 yıla kadar hapis cezası verdi.

İspanya

GÖSTERİLER NE ZAMAN BAŞLADI?

14 Ekim’de İspanya Yüksek Mahkemesi’nin dokuz ayrılıkçı Katalan lidere 9 yıldan 13 yıla kadar hapis cezası vermesinin ardından Katalonya özerk bölgesinde El-Prat havalimanında toplanan göstericiler, İspanyol güvenlik güçleri ile çatıştı. Sosyal medya üzerinden paylaşılan görüntüler, protestoların daha da kalabalıklaşmasına ve şiddetlenmesine yol açtı. 7. gününü dolduran gösteriler halen sürmekte.

GÖSTERİLERİN SEBEBİ NE?

İspanya Yüksek Mahkemesi, dokuz ayrılıkçı Katalan liderle ilgili olarak 2017 yılındaki bağımsızlık referandumunda oynadıkları rolden dolayı 9 yıldan 13 yıla kadar hapis cezası verdi. Katalonya’da ayrılıkçılar 2017’de yapılan referandum ile İspanya’dan ayrılma kararı almıştı.

Bağımsızlık hamlesinin ardından İspanya’daki merkezi hükümet, Katalan hükümetini feshetmiş, buna karşılık bölgede günler süren şiddetli protestolar yaşanmıştı.
İngiltere'de ki protestocular kötü yönetilen BREXIT sürecinin durmasını istiyor...
İngiltere'de ki protestocular kötü yönetilen BREXIT sürecinin durmasını istiyor...

İngiltere

GÖSTERİLER NE ZAMAN BAŞLADI?

Birleşik Krallık son zamanlarda geniş çaplı iki gösteriye ev sahipliği yapıyor. Birincisi “Yokoluş İsyanı” adı altında ilk kez Nisan ayında daha sonra tekrar 16 Ekim’de Londra’da gerçekleştirilen sivil itaatsizlik eylemleri. İkinci bir eylem serisi de İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılış sürecini protesto etmek amacıyla toplanan bir milyon civarındaki İngiliz’in katıldığı Mart ayındaki Brexit gösterileri ve onun 19 Ekim’de gerçekleşen devam niteliğindeki protestoları oldu.

Avrupa’da öğrencilerin öncülüğünde başlayan iklim protestoları yayılıyor. İngiltere'de binlerce öğrenci iklim değişikliği sorununa dikkat çekmek için dersleri boykot etti...
Avrupa’da öğrencilerin öncülüğünde başlayan iklim protestoları yayılıyor. İngiltere'de binlerce öğrenci iklim değişikliği sorununa dikkat çekmek için dersleri boykot etti...

GÖSTERİLERİN SEBEBİ NE?

16 yaşındaki İsveçli Greta Thunberg’in sözcülüğünü “üstlendiği” çevreci hareketin en kalabalık gösterilerinden biri İngiltere’de yaşandı. Hükümetin iklim değişikliği ile mücadele yolunda daha fazla adım atması gerektiğini savunan Extinction Rebellion (Yokoluş İsyanı) hareketinin Londra’daki sivil itaatsizlik eylemlerine “Ekolojik krize karşı isyan” çağrısı eşliğinde binlerce kişi katıldı. Hükümeti “elitlerin kısa-vadeli çıkarlarını önceliklendirmekle” itham eden Extinction Rebellion hareketi adına konuşan bir sözcü “Dikkatlerini çekebilmek için ekonomiyi aksatmak zorundayız” şeklinde açıklamada bulundu.

Protestocular neredeyse Theresa May ile onun halefi Boris Johnson’u neredeyse koltuğundan edecekti...
Protestocular neredeyse Theresa May ile onun halefi Boris Johnson’u neredeyse koltuğundan edecekti...

Kimi analistler söz konusu sivil itaatsizlik eylemlerinin artan şiddet ve kargaşa dozajına bakarak, ulusal sınırları aşan organize bir çevreci hareketin ortaya çıktığını ve giderek radikalleştiğini iddia ediyor. Aynı dönemlere denk gelen “Halkın Oyu” adlı sivil toplum kuruluşunun başını çektiği eylemciler, bir önceki başbakan Theresa May ile onun halefi Boris Johnson’u neredeyse koltuğundan edecek kadar kötü yönetilen BREXIT sürecinin durması ve AB’den ayrılma kararı alınan referandumun tekrarlanmasını istiyor.

Yokoluş İsyanı’na kıyasla daha sakin geçen gösteriler, AB dışında kalacak bir İngiltere’nin dünyadan izole olacağı ve eski etkinliğine asla kavuşamayacağı varsayımına dayanıyor.
Çete üyelerinin kentin farklı yerlerinde çıkardığı olaylarda 8 kişi öldü, 16 kişi yaralandı.
Çete üyelerinin kentin farklı yerlerinde çıkardığı olaylarda 8 kişi öldü, 16 kişi yaralandı.

Meksika

GÖSTERİLER NE ZAMAN BAŞLADI?

ABD’nin New York eyaletinde görülen davada temmuzda müebbet hapis cezasına çarptırılan El Chapo lakaplı uyuşturucu baronu Joaquin Guzman’ın oğullarından Ovidio’nun 17 Ekim’de Culiacan kentinde yakalanması sonrasında missileme yapan uyuşturucu çeteleri, şehri savaş alanına çevirmişti.

Şehir boyunca sokaklara barikat kuran Chapo’nun karteli, otomobilleri yaktı, güvenlik güçlerine ateş açtı. Bunun üzerine hükümet yetkilileri, şiddet olaylarının büyümesinin önüne geçmek için Ovido Guzman Lopez’in serbest bırakıldığını duyurdu.Güvenlik güçleri ağır silah kullanan kartelin fedaileri karşısında dayanamayıp bu kişiyi serbest bırakması, Meksika’da federal devletin uyuşturucu kartelleri karşısındaki acziyetini gözler önüne seriyor.

Meksika'da çete üyeleri Culiacan kentini savaş alanına çevirdi...
Meksika'da çete üyeleri Culiacan kentini savaş alanına çevirdi...

13 yılda 250 bin kişinin hayatını kaybettiği devlet ile karteller arasındaki mücadelede 500 milyar dolardan fazla olan uyuşturucu gelirinin muazzam büyüklüğü, uyuşturucu çetelerinin ordu karşısında bile direnebilmesini sağlıyor.

Son zamanlarda sadece uyuşturucu değil, Avokado gibi dünyada rağbet gören tarım ürünlerinde de hakimiyet sağlamaya çalışan söz konusu kartellerin yıllık gelirleri, Apple, Facebook vs. gibi dünya devlerini geride bırakabiliyor.

SOSYAL MEDYANIN DÜĞMESİ KİMİN ELİNDE?

Tüm bu gösterilerde, protestocuların hızla organize olmasında sosyal medya bir numaralı etken olsa da, özellikle Ortadoğu’da vuku bulanlarda gözden kaçan başka bir rolün olabileceği de göz ardı edilmemeli. Bir süre önce Twitter’ın Orta Doğu ve Kuzey Afrika içeriğinden sorumlu bir yöneticisi “deşifre” olmuş, İngiliz ordusunun psikolojik savaş birimi 77. Tugay’da çalıştığı ortaya çıkmıştı.

Dünya genelindeki protestocuların hızla organize olmasındaki en büyük etken sosyal medya...
Dünya genelindeki protestocuların hızla organize olmasındaki en büyük etken sosyal medya...

Gordon MacMillan isimli yöneticinin Twitter’da 6 yıldır çalıştığı ve Temmuz 2016’dan bu yana platformun Avrupa, Ortadoğu ve Afrika editöryal politika sorumlusu olduğu öğrenilmişti. İngiliz ordusunun psikolojik harp biriminde çalışan birinin, Twitterda yönetici olması 2019 açısından “sıradan” bir haber olabilir. Ancak burada esas dikkat edilmesi gerekilen nokta, söz konusu platformda çalışan bu kişilerin, yukarıda bahsi geçen gösterilerde nasıl bir rol üstlendiği. Örnek vermek gerekirse...

Konuyla ilgili sosyal medya analisti Marc Owen Jones, Irak’taki gösterilerle ilgili atılan Twitter mesajlarını incelediğinde ilginç bulgularla karşılaştığını duyurdu (https://twitter.com/marcowenjo... ). Owen’in ortaya çıkarttığı tabloda, Irak’taki gösterilerde önplana çıkan Twitter etiketlerini kullanan hesapların önemli bir kısmının, kısa bir süre önce oluşturulduğu ve belirli bir ülkeden kaynaklı olduğu görülüyor.

Bu protestoları şu ülke başlattı demek eldeki verilerin yetersizliği dolayısıyla şimdilik doğru olmaz, ancak aklımızın bir kenarında şunu not olarak tutmakta fayda var: Belirli güç odakları, sosyal medya platformlarında “parasını bastırıp” hedef ülkede kargaşa çıkartmak istese, bunun için gidebilecekleri MacMillan gibi yöneticiler var.

Lübnan ve Irak’taki sokak gösterileri, bu bağlamda belirli güç odaklarının gölge savaşının yansımaları olabilir.