Kundakçı teröristin akıl defteri

Ahura Mazda'nın huzuruna sağ salim varma yolunda bir zamanlar TC karakollarını yakıyorken kaderimizde Karabağ'a dek sürüklenmek de varmış. “İşgalci(!)” Osmanlı askerine parayla bile ekmek vermeyen Ezidilerle birlik olduk, Ermeni siperlerinden Gence'deki sivillere Katyuşa fırlatıyoruz. Savaş geniş bir cepheye yayıldı. Lâkin analar Amed'de eşkıya doğurmuyor artık. Türk SİHA'ları Botan dağlarında bile adam bırakmadı, biz de mecburen şehir eylemlerine yöneldik.
Ahura Mazda'nın huzuruna sağ salim varma yolunda bir zamanlar TC karakollarını yakıyorken kaderimizde Karabağ'a dek sürüklenmek de varmış. “İşgalci(!)” Osmanlı askerine parayla bile ekmek vermeyen Ezidilerle birlik olduk, Ermeni siperlerinden Gence'deki sivillere Katyuşa fırlatıyoruz. Savaş geniş bir cepheye yayıldı. Lâkin analar Amed'de eşkıya doğurmuyor artık. Türk SİHA'ları Botan dağlarında bile adam bırakmadı, biz de mecburen şehir eylemlerine yöneldik.

Ahura Mazda'nın huzuruna sağ salim varma yolunda bir zamanlar TC karakollarını yakıyorken kaderimizde Karabağ'a dek sürüklenmek de varmış. İşgalci(!) Osmanlı askerine parayla bile ekmek vermeyen Ezidilerle birlik olduk, Ermeni siperlerinden Gence'deki sivillere Katyuşa fırlatıyoruz. Akdeniz kapısını bize dar edenler bilsin ki, Amanoslar'ı yakacak köpeğimiz çoktur. Hatay'ın güllerini kül edecek molotof çoktur. Alevlerle ısıt ormanları, gerisini düşünme. Oralara 'maden sahası' diyecek prangalı itimiz çoktur.

“Ben bir PKK'lıyım.

Sömürgeci efendimin kod isim almış kölesiyim. Suriye'de Amerika'nın, Libya'da Rusya'nın, Azerbaycan'da Hınçaklar'ın emrindeyim. Afgan diyarında CIA'nın haşhaş tarlaları benimle değer kazanır; Kabil'den aldığım işlenmiş 'mal'ı Londra'ya, Amsterdam'a, Berlin'e götürürüm. Avrupa'yı şehir şehir arşınlar, ellerine 'Önder Apo(!)’ posteri verdiğim çocuklara esrar sattırırım.

  • Narko-terörün başrol oyuncusuyum. Damarımda gezen zehrin saflık derecesini bana verdiği sun’i cesaretin şeklinden anlarım. Türkiye'de HDP'nin, Avrupa'da ise herhangi bir 'devrimci' derneğin kapısından girdim mi cebimde ansızın Captagon, Extacy ya da kokain, belimde ise Kaleşnikof yahut M-16 belirir.

Ateşle kutsanmış özgürlük yolunda beynim yüksek dozla uyuşmuşken, savaş pratiğinde kullanılacak kritik gereçlerin dersini Washington-Tel Aviv hattından gönderilmiş abilerimden alırım. Anti-emperyalist bir solcu olarak, Amerikan şirketince gasp edilmiş petrol kuyularına bekçilik eder, kalan vakitlerimde de Türklere saldırı hayali kurarım.

Ortadoğu'da geniş katılımlı komitelerce kendi kendini yönetebilecek halkların yüzlerce parça halinde huzur adacıkları oluşturmasıdır hayalim. Fakat gelgelelim eş başkanlarım hapiste tutsaktır. Üstelik eyaletlerimizi işgal eden güçler SİHA'larla yoldaşlarımızı vurmaktadır. Yüzlerce leşkerin TC'ye ait karakolları bastığı o eski günler geride kalmıştır ve şimdi mağaradan kafasını çıkaranın son duyduğu şey, Türklerin 'mini akıllı mühimmat' dediği roketin cızırtısı olmaktadır.

Ortadoğu'da geniş katılımlı komitelerce kendi kendini yönetebilecek halkların yüzlerce parça halinde huzur adacıkları oluşturmasıdır hayalim. Fakat gelgelelim eş başkanlarım hapiste tutsaktır.
Ortadoğu'da geniş katılımlı komitelerce kendi kendini yönetebilecek halkların yüzlerce parça halinde huzur adacıkları oluşturmasıdır hayalim. Fakat gelgelelim eş başkanlarım hapiste tutsaktır.

Suriye ve Irak'ta da hep ensemizdeler. HDP binalarından dağlara çocuk akışının kesilmesi hiç iyi olmadı. Bu arada Kürdistan'la Ermenistan haritalarının tıpatıp benzerlik taşıması beni ilgilendirmiyor, çizenlere sormak lazım. Felaket haberleri üst üste gelirken kafam çok karıştı. Neyse ki İslamcı hükümeti düşürmeye niyetli pek çok dost edindik. Evet evet... Bunalımlı dönemlerin yegâne ilacı... Biraz daha kokainle elbet kendime geleceğim...

Varsın terörist desinler.

Hayatımı Müslüman komşumu öldürmeye adamışım, ucuza satılmışlığımın bir önemi yok. Ayda 200 ABD Doları'na nereye isterlerse oraya giderim. Devrim nikâhı kıydığım Serok'um yaşasın yeter ki.

  • Güneyde o çok sevdiğim ülkeden söz üstüne söz geldi: Bize Kürdistan kurduracaklar. Ağladıkça bozkırlar yeşerecek, güneşli güzel günler görecekmişiz. Yalnız bunun için epeyce bir nüfusu tehcir etmemiz gerekiyor. Türkiye ve Irak'ta işler yolunda gitmese de DEAŞ senaryosu bizi Suriye'nin efendisi yaptı; boyun eğmeyen kim varsa Pentagon'a bombalattık. Bu yolda kimseye acımak yok ve devrim denen şey dikensiz gül bahçesi değil. Deyrizor'da meydana topladığımız yüzlerce kişiyi Coni'nin jetlerine hedef yaptıktan sonra cayır cayır yanan çocukların üzerinde Nevruz halayına girişmemiz işte bu yüzdendi. Bağımsızlık aşkı insana neler yaptırıyor!

Kandil'in çiçek çocuklarıyız biz; ekolojik dengeyi korumak için adam öldürmüşlüğümüz var. Göz yaşartıcı hümanist yapımızın farkına varan dostlarımız da olmasa hayat hepten çekilmez olurdu. Savaşçı Ankara hükümetine karşı birleşen güçler iyi ki yanımızda. Adımızı unutmasınlar diye ne vakit kanlı bir eylem yapsak, yüce örgütümüzü aklama yoluna gidiyorlar. Saldırıları üstlensek bile dostlarımız bunu görmezden gelip bizi perdeliyor. Birkaç sene önce 'terörist' diye tanımlanan tüm sol örgütleri tek çatı altında birleştirmiştik. Şimdi ise heval oylarına muhtaç muhalefeti toparladık; onlarla yüzde 10 usûlü çalışıyoruz. Ne de olsa sandığın yüzde 10'u bizim. Emrederiz, yaparlar. Paratoner olmaya elleri mahkum. Ankara'daki adamlarımızı yoldan çıkmasınlar diye sık sık yoklarız. Bu arada dün bir rüya gördüm. Adamın biri bana sesleniyordu: Muhalifler daha da güçlenecekmiş ve her şey çok güzel olacakmış.

Ateşin çocuklarıyız.

Ahura Mazda'nın huzuruna sağ salim varma yolunda bir zamanlar TC karakollarını yakıyorken kaderimizde Karabağ'a dek sürüklenmek de varmış. “İşgalci(!)” Osmanlı askerine parayla bile ekmek vermeyen Ezidilerle birlik olduk, Ermeni siperlerinden Gence'deki sivillere Katyuşa fırlatıyoruz. Savaş geniş bir cepheye yayıldı. Lâkin analar Amed'de eşkıya doğurmuyor artık. Türk SİHA'ları Botan dağlarında bile adam bırakmadı, biz de mecburen şehir eylemlerine yöneldik.

  • 15 Temmuz'u başaraydık, Fırat Kalkanı da olmayaydı, Münbiç'le Cerablus'u birleştirmiş, kuzey hattını Afrin'e dek uzatıp Hatay-İskenderun'a geçmiştik bile! Ah şu kosmos! Coğrafyamız evrimini daha tamamlamamış meğer. Fakat Akdeniz kapısını bize dar edenler bilsin ki, Amanoslar'ı yakacak köpeğimiz çoktur. Hatay'ın güllerini kül edecek molotof çoktur. Alevlerle ısıt ormanları, gerisini düşünme. Oralara 'maden sahası' diyecek prangalı itimiz çoktur.

Katran Alacası, Kedi Nanesi, Gündegüzel, Dolubindallı, Deştiye Salebi, Bülbül Baklası, Havaza, Gökkuşağı Orkidesi, Puşkullu, Sarı Payam, Keklik Çiğdemi, Yağlı Çanak, Teke Sakalı... Bu çiçekleri size yâr etmeyiz ki, hepsi de Belen-Arsuz-İskenderun hattında yetişir. Vâdedilmiş dağlarımız “işgal” altındayken orada fidan bırakmamaya yeminli Zerdüştler sıfatıyla aynı anda pek çok yerde yangın çıkarsak da, motosikletle daldığımız ormana molotof fırlatırken yakalansak da şunu biliriz: Tünelin ucunda ölüm yoktur, yalnız cezaevi pratiği vardır ve bu ülke bizleri hapiste de besleyecektir.

Hiçbir kural tanımaksızın kaplumbağa ile tavşanı aynı anda yaktık ve ipi dışarıda dostlarımız bize tek kelime edemedi; ötesi var mı?