Laik Feyzaların büyük sevgisizliği

Her şeyi bir araya getirdiğimiz zaman asıl sevgisizlerin kim olduğunu görmek çok daha netleşiyor. Sevgisizler, çünkü 19 yıldır bir adamın nefretiyle dünyaya bakıyorlar. Bir adamın nefreti uğruna kendilerinden vazgeçtiler. Yeter ki o adam gitsin. Ne insan, ne çocuk, ne orman, ne ağaç hiçbir şey umurlarında değil.
Her şeyi bir araya getirdiğimiz zaman asıl sevgisizlerin kim olduğunu görmek çok daha netleşiyor. Sevgisizler, çünkü 19 yıldır bir adamın nefretiyle dünyaya bakıyorlar. Bir adamın nefreti uğruna kendilerinden vazgeçtiler. Yeter ki o adam gitsin. Ne insan, ne çocuk, ne orman, ne ağaç hiçbir şey umurlarında değil.

Geçim sıkıntısıyla, kadın cinayetleriyle dalga geçiyor diye çarşaf çarşaf muhalif gazetelere manşet olmuştu. Oysa karşılaştığı iki yüzlülüğü anlatmanın yolu olarak ironi yapmayı seçti Feyza Öznur. Her birimizin her an her yerde denk geldiği laik teyzeleri hicvederek hem güldürüp hem de düşündürüyordu. Aileden AK Partili olan Öznur, Atatürkçü Düşünce Derneği’nde solistlik yaparken, AK Parti teşkilatında çalışmaya devam edecek kadar da kendinden emin. Feyza Öznur’la Laik Feyza olarak hicvettiği klasik CHP’li seçmenin kodlarına kadar, karşılaştığı organize linçleri ve son günlerde sürekli dillendirilen “Bizim büyük sevgisizliğimiz”i konuştuk. Asıl kendilerinin sevgisiz olduğunu söyleyen Öznur, “Sevgisizler, çünkü 19 yıldır bir adamın nefretiyle dünyaya bakıyorlar” ifadelerini kullandı.

Laik Feyza profili nasıl ortaya çıktı? Bir gün yanından geçen laikçi teyzeden etkilenerek, “dur ben şunun ironisini yapayım” mı dedin?

Geziden beri aktif bir Twitter kullanıcısıydım ama zaman zaman dışında kaldığım dönemler de oldu. 2018 başkanlık seçimlerinde baktım ki bu muhalefetle dalga geçmeden olmayacak, ciddi ciddi konuşarak anlatamıyoruz derdimizi. Ben de hakaret etmeden, kırmadan, dökmeden ironi yaparak eleştirebileceğimi düşündüm ve bunu twit atarak yapmaya başladım. Daha sonra 2019’un yazında bu twitlerimi görsel hale getirerek videolar çekmeye başladım. Bu şekilde laik Feyza ortaya çıktı.

Feyza Öznur
Feyza Öznur

Bu videolara başladıktan sonra bir anda takipçin arttı. Bir yandan da eleştirilere maruz kaldın. Neler yaşadın o süreçlerde?

Onun öncesinde çok kapsamlı linç organizasyonlarına maruz kalmıştım zaten. Bu gerek benim AK Partili oluşum, gerek muhalif bazı kesimlerin “mizah sadece bize ait, AK Partili hiç kimse bunu yapamaz” yaklaşımından kaynaklanıyordu. AK Parti camiasından da tepkiler aldığım bazı durumlar oldu, ama onların da dönem içinde tepkileri dindi. Olacaktır böyle tepkiler, sorun yok, ama organizasyonel bir linci bazı gazetelerin manşetlerinde kendimi gördüğümde fark ettim. Ciddi bir yıldırma operasyonuydu. Yaptığım her videodan başka anlamlar çıkarıp bambaşka şekilde servis ettiler. Zaten en iyi yaptıkları şey algı çalışması.

Beni linçlerken kadın olduğumu unuttular

Gazete manşetlerine konu olacak kadar ne yapmıştın ki?

BBC’nin geçinemeyenler diye bir belgesel serisinde “Bana ne senin sarayından, yolundan, benim evime ekmek girmiyor” diyen bir hanımefendi vardı. Daha sonra bu hanımefendinin aslında bir firma yöneticisi olduğu, eşinin başka bir kurumda yönetici olduğu, maddi durumunun yerinde olduğunu öğrendik. Ben o videoda bunu hicvettim. Beni geçim sıkıntısıyla dalga geçmiş gibi lanse ettiler.

TBMM’de CHP’li kadın vekillerin Las Tesis dansıyla “Tecavüzcü sensin, öldüren sensin” ifadelerini kullandıkları eylemi de hicvettim.

Bana, benim irademe katil diyenleri eleştirdim. Bu videomdan dolayı da kadın cinayetleriyle dalga geçtiğimi söyleyerek çok linç ettiler, ama şimdi gülüyorum hallerine. CHP içerisinde o kadar tecavüz olayları ortaya çıktı, şu anda hepsi sus pus. Hatta il başkanları para verip konunun üzerini kapattırıyor. Twitter’daki kadın hakları savunucularından tek ses yok. Beni linçlerken kadın olduğumu unutarak linçliyorlar. İstedikleri şekilde küfür ediyorlar. Bu taciz değil mi, psikolojik şiddet değil mi? Ben bu iki yüzlülükle Allah güç verdiği müddetçe savaşacağım.

Arkadaşlarımın çoğunu gezide kaybettim

Çok gizlemiyorlar kendilerini ama yine de detayları çok iyi yakalayabiliyorsun. Laik kesimin reflekslerini nasıl bu kadar iyi tanıyorsun?

Çocukluğumdan beri okuduğum okullar, bulunduğum yerler hep bu görüşte insanların olduğu yerlerdi. Lisede TRT’nin Türk Sanat Müziği yarışmasına katılmıştım ve derece almıştım. O derecem vesilesiyle Atatürkçü Düşünce Derneği’nde solistlik yapmaya başladım. Diğer yandan da AK Parti teşkilatında çalışmalarım devam ediyordu. Okuduğum okullar, arkadaş çevrem, ailemdeki farklı görüşlere mensup akrabalarım, bu kadar çeşitlilik olunca, gözlem yapma şansım da arttı.

Muhalif kesim AK Parti taraftarlarıyla arkadaşlıklarını pek fazla yürütemiyor artık. Senin arkadaşlıkların devam ediyor mu?

Büyük bir çoğunluğunu gezi döneminde kaybettim. Hayatımın hiçbir döneminde küfür veya hakaret etmediğim halde, sosyal medya hesaplarından çıkarttılar beni. Takıntılı olanlar gitti, bu güzel bir şeydi benim için. Kalanları da İstanbul seçimlerinin iptal edilme kararından sonra gitti. Telefonlarıma varana kadar engellemişler beni.

Büyük bir çoğunluğunu gezi döneminde kaybettim. Hayatımın hiçbir döneminde küfür veya hakaret etmediğim halde, sosyal medya hesaplarından çıkarttılar beni.
Büyük bir çoğunluğunu gezi döneminde kaybettim. Hayatımın hiçbir döneminde küfür veya hakaret etmediğim halde, sosyal medya hesaplarından çıkarttılar beni.

Bana ailem her şeyden önce sevgiyi öğretti. Kendisini seven, hayatla barışık, insanlarla barışık bir insanım. Türkiye’de daha önce sesini çıkartan tek kutup vardı, diğerleri yok sayılıyordu. Ben bunları kendi ailemden biliyorum. AK Parti geldikten sonra diğer kesimlere de ses çıkarma hakkı tanıyınca, “kutuplaşmış” olduk. Hali hazırda pek çok muhalif arkadaşım da var, çok da seviyorum onları. Bizim dostluğumuzun, arkadaşlığımızın arasına siyaset girmiyor, bunlar üzerinden de tartışmıyoruz. Hiçbirimiz de sevgisiz değiliz. Bunu ben bazı takıntılı kafaların ortaya çıkarttığını, insanlara öyle telkin ettiklerini düşünüyorum. “Siz sevilmiyorsunuz, sizi kuplaştırıyorlar, sizin özgürlüğünüzü kısıtlıyorlar” diyorlar sürekli.

Ak partiliysen, yok hükmündesin

Şimdi soracağım soruların cevabını hem laik Feyza’dan hem de gerçek Feyza’dan duyabilir miyiz?

Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta bir toplantıda muhafazakâr seçmene “CHP değişti, eğer siyaset yapıyorsanız toplumun bir kesimini dışlayarak, ötekileştirerek siyaset yapamazsınız” dedi. Öte yandan “Hâlâ iktidarın peşinden giden öğretmene, öğretmen demem. Çiftçiler AK Parti’ye oy verirseniz iki elim yakanızda” diyerek ötekileştiren bir Kılıçdaroğlu gerçeği var. Feyzalar bu konuda ne düşünüyor?

  • Laik Feyza: “Herhalde yani, AKP’ye oy veren bir öğretmen herhalde yoktur bu dünya üzerinde. AKP’ye oy veren biriyle benim oyum bir olmadığı için, ben onların üzerine düşünmüyorum bile. Görmek istemiyorum, yok sayıyorum onları, görmüyorum da zaten, görmek için ayrıca çabam da yok.”

Laik Feyza onları yok sayıyor. Zaten onları yok saydıkları için 19 yıldır AK Parti hükümette. Erdoğan’ın 19 yıldır ülkeyi yönettiğine inanmıyorlar çünkü benim irademi görmezden geliyorlar. Çünkü sen yoksun, sen bir vatandaş değilsin, sen AKP’li bir öğretmensin, AKP’li bir memursun, çiftçisin, sanatçısın vs. yok hükmündesin. Allah’tan bizim seçmenimizin iradesi var, kimin ne yaptığını veya kimin oy toplamak için neler söylediğini biliyor ve ona göre oy kullanıyor.

Sivas’ın ötesine gitmiyorsa da vardır bildiği

Kılıçdaroğlu muhafazakâr seçmene, “(Erdoğan) Sivas’ın ötesine gidemiyorsunuz eleştirisinde haklıydı, ama bugün her tarafa gidebiliyoruz” diyor. Diğer yandan da “Batman’a, Bingöl’e Van’a gittim, 81 ile gideceğim. Bize Sivas’ın ötesine geçemez diyorlar, 81 ile gidiyoruz” demişti. Ne diyorsunuz sevgili Feyzalar?

Laik Feyza: “Benim başkanımın ayağını sürmediği toprak var mı ayol? Ayrıca yani Sivas filan, ne alakaysa, orası biraz Anadolu galiba, gitmiyorsa da vardır bir bildiği. İzmir’e gidiyorsa sorun yok. Her yıl üç defa İzmir’e gitmezse kırılırım valla. Sivas diye bir yer var, evet, Sivaslılar da var, duydum ben, ama hiç gitmedim, haritada da yerini bilmiyorum. Kangalı filan vardı oranın. Çok önemli değil zaten.”

Laik Feyza: “Benim başkanımın ayağını sürmediği toprak var mı ?
Laik Feyza: “Benim başkanımın ayağını sürmediği toprak var mı ?

Sivas’ın ötesi çok da önemli değil onlar için, Ege, Marmara, Akdeniz yeter onlara. CHP’li seçmen Kılıçdaroğlu ne derse inanacak zaten, o yüzden muhafazakâr seçmene konuşurken Erdoğan’ı referans gösteriyor, “Bak çok haklıydı, gidemiyorduk, ama şimdi gidiyoruz, değiştik yani” anlamında. Hani nerede, gitti mi? Böyle bir şey yok. Diyarbakır annelerinin yanına gidemedi. Ama Diyarbakır annelerinin oraya gitme sebeplerinin yanlarına çok gittiler. O konuda sınır tanımıyorlar.

Kimseyi kandırmasınlar

Başörtüsü konusunda Kılıçdaroğlu “Başörtüsü yasağını ben kaldırdım. YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan’a söyledim yasağı kaldırdı” dedi. Başka bir yandan da “Devletin kuralları var, türbanlı üniversiteye gidilecek demedim. Yargıç kürsüde başörtülü mü olacak” gibi ifadeleri var. Buna yorumlarınız?..

Laik Feyza: “Yıl olmuş 2021, biz hâlâ başörtüsünün var olması gerektiğini tartışıyoruz. Millet Mars’ta hayat kurmuş, biz hâlâ başörtülülerin varlığını kabul etmekle uğraşıyoruz. Ne gereği varsa artık. Siyasi bir simge başörtüsü. Çok da gerek yok, Kuran’da da yazmıyor zaten. Kapan sadece, böyle takıp iğneleme, orası açık kalsın. Nedir ki başörtüsü, benim babannem de kapalıydı, ama çok da demokrat bir kadındı. Böşürtüsü örtme artık, çağa ayak uydur. Arabistan’a döndü burası. Şeriat geliyor zaten, hepimizi zorla kapatacak bu AKP hükümeti. Her yeri imam hatip yaptı.”

Bize de şaka gibi geliyor Kılıçdaroğlu’nun bu ifadeleri. Bilmesek, görmesek, şahit olmasak belki bir nebze diyeceğiz. Onların hayatlarında hiçbir zaman başörtüsü yoktu, kimseyi kandırmasınlar.

Asıl sevgisiz kendileri

Mülteciler konusunda Kılıçdaroğlu; “Suriyelilere hiçbir zaman karşı olmadım, ‘Suriye’yi inşa edeceğiz, sonra göndereceğiz’ dedim” diyor muhafazakâr seçmene. Halbuki şunları da söylemişti: “1.5 milyon Suriyeliyi almak ihanettir. Yarın mafya olacaklar. Suriyeliler de insan, ama kendi ülkene git.” Bu iki yüzlülüğe ne diyor Feyzalar?

Laik Feyza: “Tabi canım, git kendi ülkene, geliyorsun burada yan gelip yatıyorsun. Git orada ülkeni koru, savaş, öl, ne halin varsa gör. Evine bombalar falan yağarsa yağsın, bana ne senin evine yağan bombadan. Ben burada kendimi zor geçindiriyorum, her yerdesiniz ayol. Eskisi kadar rahatça dışarı çıkıp dolaşamıyoruz. Yaşam tarzımıza bunların hepsi birer müdahale. Arap gibi yaşayalım istiyorlar.”

Laik Feyza: “Tabi canım, git kendi ülkene, geliyorsun burada yan gelip yatıyorsun. Git orada ülkeni koru, savaş, öl, ne halin varsa gör.
Laik Feyza: “Tabi canım, git kendi ülkene, geliyorsun burada yan gelip yatıyorsun. Git orada ülkeni koru, savaş, öl, ne halin varsa gör.

Laik Feyzalar Suriyelilerden nefret eder. Ama Suriyeli yerine Batılı birisi gelse, onunla gurur duyarlar. İşin çok daha garip tarafı, Erdoğan mültecilere kapıyı açtığında da, “Nasıl gönderirsiniz onları, bu insanlığa sığar mı, sınırda ölüyorlar” diye ortalığı ayağa kaldırdılar. Ben Suriyelileri en çok 15 Temmuz gecesi tepemizden F-16’lar geçerken anladım. Dünyanın neresinden gelirse gelsin, kapımıza sığınan birisine biz kapılarımızı açarız. Atalarımızdan böyle gördük. Bana birini ülkeden kovmak çok bağnazca, çok düşmanca geliyor.

Her şeyi bir araya getirdiğimiz zaman asıl sevgisizlerin kim olduğunu görmek çok daha netleşiyor. Sevgisizler, çünkü 19 yıldır bir adamın nefretiyle dünyaya bakıyorlar. Bir adamın nefreti uğruna kendilerinden vazgeçtiler. Yeter ki o adam gitsin. Ne insan, ne çocuk, ne orman, ne ağaç hiçbir şey umurlarında değil.

Herkes kapısının önünü tuzlasın

Uzun zaman sonra İstanbul ve Ankara seçimlerini laik Feyzalar kazandı. Biz baktığımızda İstanbul’da İmamoğlu temel atmama törenleri yapıyor ama var olan sistemi bile yürütemiyor. Laik Feyza başarılı buluyor mu İmamoğlu’nu?

İmamoğlu hakikaten eğlenceli bir karakter. Bir yerde üzüldüm ama bir yerde de sevindim kazanmasına, bunu da görsünler istedim. Kendimi bildim bileli AK Parti yönetimine şahit oldum, şimdi CHP’yi görüyoruz. Beklentim çok yüksekti. İmamoğlu bizi çok şaşırtacak, çok şeffaf bir belediyecilik yapar, arı gibi çalışır diye düşünüyordum. Ama yanıldık. Geldiğinin birinci haftasında tatile çıktı, geldi, bir hafta sonra tekrar tatile çıktı. İlk bir iki ay onu yakalayamadık zaten. (Laik Feyza: Başkanıma tatiller yakışıyor tabi.) Tabi ki tatil yapacak da, komik oldu. Şöyle de garip şeyler duyuyorum, Ekrem İmamoğlu’na Tayyip’in adamı diyorlar. “Bu kadar başarısız olmasının başka bir açıklaması olamaz, bu bizden olamaz, kesin Tayyip başarısız olsun diye getirdi bunu” diyorlar. Onun için Mansur Yavaş’a yöneldiler.

Sevgili Laik Feyza, geçen hafta İstanbul’a yağan karda başkanınız yine bizi şaşırtmadı ve yolları yeterince tuzlamadı. Kazalar, trafik derken İstanbullu biraz zorlandı galiba, ne diyorsun?

“Bu soğuk karlı günlerde herkes kendi kapısının önünü tuzlarsa, AKP’nin müdahale ederek çalıştırtmadığı Ekrem başkanıma belediyecilik hizmeti verebiliriz. Ama hiç önemli değil. Söz konusu Ekrem başkanımsa, ben kendi tuzluğumu alırım, gerekirse çıkarım yolları da tuzlarım.”

Son olarak Feyza Öznur’un sözlerini alalım o zaman...

Bu benim ilk röportajımdı, çok keyifliydi. Sürçi lisan ettiysem affola. Konuşulacak belki çok şey var belki de çok az şey var. Aynı görüşte olmasak da insanlığını kaybetmeden, kendi düşüncesini savunan tanıdığım veya tanımadığım tüm insanlara çok teşekkür ediyorum. Her zaman insan kalmayı başarabilmek çok önemli. Bu bizim için de geçerli olan bir şey. Bazen biz de sınırları zorluyoruz. Bir şeyi savunurken kendimizi ve karşımızdakinin insan olduğunu unutmamamız gerekiyor. Biz birlikte güzeliz.